Neden bir yabancı dil öğrenemiyoruz?
Ridvan Elçi
Günümüzde yabancı dil bilme ve öğrenme, kişisel, toplumsal ve kültürel açıdan önemli bir gereksinim olarak değerlendirilmektedir. Ancak ilköğretimden lisans eğitimine kadar uzun bir sürece yayılmasına
karşın, bir yabancı dili yeterli düzeyde öğrenememek ve/veya kullanamamak pek çok kişinin dile getirdiği ortak bir sorundur. Bunun altında yatan sebepleri, pekçok eğitimci/akademisyen kendi doğrularıyla ifade etmeye çalışsalarda, bir sonuç elde edilememektedir.
Birkaç yıl önce, Finlandiya, Helsinki'ye bir grup öğretmen arkadaşlarımla gitmiştik. Orada, çöp toplamakta olan, bir görevlinin bizimle gayet güzel Ingilizce konuştuğuna şahit olunca, sorunun bizim eğitim sisteminde olduğunda kanaat getirdik.
Peki, bizde neden doktorlar, mühendisler, hatta öğretmenler, dertlerini ifade edebilecek kadar ingilizce veya bir yabancı dil bilemiyorlar.
Otuz yıla yakın, ingilizce dilinin eğitimini okullarda vermeye çabaladım. Bu uğraş sonucunda şundan kesin olarak eminim. Dil öğrenimi, öyle süper beceri, kabiliyet gerektiren birşey değil. Bazı bilimadamları dil öğrenimi önündeki etkenlerde, cinsiyet, yaş ve
sosyo-ekonomik nedenleri öngörmektedirler. Bunların tümü elbette önemlidir, ancak öğrencilerimizde gördüğüm güvensizlik, güdülendirilememe , müfredat ve ders saati yetersizliği, bunlara ek olarak ezberci bir eğitim modelinin kolaycılığı, ne yazık ki, bu acı
reçetenin faturasi olmaktadır.
Yabancı dil öğrenmede kişisel etmenler içinde isteklendirme ve motivasyon önemli bir işlev üstlenir.
Bir şeyleri yapma arzusuna dayanan ve kendi içinde biyolojik, duygusal, sosyal ve/veya bilişsel güçleri olan motivasyon, hedef temelli davranışları başlatan, sürdüren aynı zamanda da sürece dahil olan bir olgudur. Harekete geçme, devamlılık ve yoğunluk gibi
üç temel parçadan oluşan motivasyon, yabancı dil öğrenmede oldukça önemli bir itici güçtür. Yabancı dil öğrenme isteği ve buna bir başlangıç yapma yani bir davranışı başlatma kararı motivasyonun harekete geçme olgusuyla ilişkilidir. Harekete geçmek, engeller karşısında yılmama ve hedefe ulaşmak için çaba harcamayı koşullar ki, bu da motivasyonun devamlılık ve/veya ısrar ilkesiyle örtüşür. Bu iki olgu yoğunlaşmayla buluşmadığında ne yazık ki öğrenende gerekli olan güdülenme ve istek durumu asla oluşmaz.