Salgın Sürecinde Eğitim. Ateşten Gömlek

SALGIN SÜRECİNDE EĞİTİM : ATEŞTEN GÖMLEK

Salgın ve salgınla mücadele ülke ve dünya gündeminin en üst sırasındaki yerini korumaya devam ediyor. En önemli tartışma başlıkları ise salgınla ilgili alınan önlemlerin yeterli olup olmadığı ve salgınla ilgili bilgilerin kamuoyu ile zamanında ve tam olarak paylaşılmaması. Salgınla ilgili alınan önlemlerin sadece yurttaşa tavsiyelerle sınırlı kaldığı bir dönemden geçmekteyiz. Oysa beklenti enfeksiyon zincirini kıracak, salgının yayılmasını engelleyecek geçerli, uygulanabilir ve kesin önlemlerin alınması. Ekonominin açık kalması, sermayenin gereksinimleri için üretimin devam etmesi, siyasal iktidarın öncelikli tercihi olduğu sürece de bu önlemlerin alınmayacağı açık. Siyasal iktidarın salgınla mücadele yerine, salgınla mücadeleden bir başarı öyküsü çıkarma çabasından acilen vazgeçmesi gerekmektedir.

Salgınla ilgili verileri bilmek halkın en doğal ve temel hakkıdır. Sağlık Bakanlığı’nın uzunca bir süredir sadece hasta sayısını açıklayıp, vaka sayısını açıklamaması, okullarda yüz yüze eğitime geçilmesiyle ilgili tartışmayı olması gerektiği gibi sürdürmeyi imkânsız hale getirmektedir. Bu durum da MEB tarafından alınan kararların, kamuoyu ve alanın özneleri tarafından değerlendirilmesi imkânını ortadan kaldırmaktadır. Kamu kurumları ve yöneticileri halkın bilgi edinme hakkı olduğunu unutmamalıdır. Salgınla mücadele ancak ortak akıl, şeffaf bilgi, bilimsel çalışma ve toplumsal dayanışma ile mümkündür.

Hatay başta olmak üzere pek çok ilde meydana gelen orman yangınlarının içimizi de yaktığını ifade etmek isteriz. Ormanlar dünyanın geleceğidir. Ormanlarımızın yakılmasını, tahrip edilmesini, korunmamasını hiçbir zaman kabul etmedik, etmeyeceğiz. Eğitim ve bilim emekçileri, ormanların tahribatının ve bu yangınların arkasında kimler varsa onların bir an önce açığa çıkarılmasını beklemektedir.

Önemli Gündem Maddeleri:

1. Okullarda yüz yüze eğitim, 12 Ekim 2020 tarihi itibarıyla genişleyerek devam edecek. Okullarda aynı anda bulunacak öğretmen ve öğrenci sayısının artmasına rağmen alınan önlemlerde aynı oranda bir artışın olmadığını maalesef tespit etmek durumundayız. Bu konuda yaşanacak eksiklikleri tespit etmek ve giderilmesi için üzerimize düşeni yapmak bizlerin önündeki en önemli sorumluluk olarak durmaktadır. Eğitim Sen şubeleri, temsilcilikleri, iş yeri temsilcileri ve üyeleri sağlık önlemleri ve eğitim-öğretim faaliyetlerini yakından takip ederek yaşanan tüm sorunları öncelikle kayıt altına alacak, sorumluların bu durumları düzeltmelerini isteyecek ve Genel Merkezimize iletecektir. Tüm eğitim ve bilim emekçilerine çağrımız, yaşanan tüm sorunlarda kendilerine en yakın Eğitim Sen şubesi veya temsilciliğine başvurmalarıdır.

2. Uzaktan eğitimle birlikte aynı sınıflarda yüz yüze eğitime geçilmesi, öğretmenlerin iş yükünü artırdı ve bu durum öğretmenlerin neredeyse tüm zamanlarını bilgisayar karşısında geçirmelerine neden olmaktadır. Yaşanan bu durumun sürdürülebilir olması için mutlaka öğretmenlerin ders yükü ve içeriği seyreltilmelidir. Ancak yapılacak seyreltmenin öğretmenler açısından ekonomik bir kayba da dönüşmemesi gerekir. Salgın koşullarında okullarda

yapılan yüz yüze eğitim için ve uzaktan yapılan tüm dersler için ek ders ücretinin artırımlı ödenmesi gerekmektedir.

3. MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü, 21 Eylül-9 Ekim tarihleri arasında EBA kullanımı ile ilgili sayısal verileri paylaştı. MEB’in açıkladığı verilere göre, EBA’ya giriş yapan öğrenci sayısı 10.3 milyon. Toplam öğrenci sayısı dikkate alındığında neredeyse 6 milyon öğrencinin EBA’yı kullanmadığı görülüyor. Bu sayının devam zorunluluğu ve sınavlarda öğrencilerin tüm kazanımlardan sorumlu olduğu dikkate alındığında yüksek olmadığı açıktır. Asıl sorun ise EBA’yı kullanamayan 6 milyon civarında öğrenci. EBA’yı öğrencilerin % 65’inin cep telefonundan kullanıyor olması ise diğer bir büyük sorun. Cep telefonundan uzaktan eğitime erişimin gerçek anlamda bir erişim olmadığını tespit etmek gerekiyor. Görünen o ki öğrencilerin sadece küçük bir bölümü EBA’yı sağlıklı olarak kullanmaktadır. MEB’in rakamları paylaşım şekli ise sorunların farkında olmadığını veya bunları sorun olarak görmediğini göstermektedir. Uzaktan eğitime tüm öğrencilerin erişiminin sağlanması MEB’in önünde duran en önemli kamusal sorumluluktur.

4. 60 yaş üzeri ve kronik rahatsızlığı olan öğretmen arkadaşlarımızdan yüz yüze eğitime başlamak isteyenler dilekçe vererek okul yönetimlerine başvuruyor. Ancak başvuru yapmadığı halde okullara çağrılan ve yüz yüze eğitime başlama isteği reddedilen arkadaşlarımız bulunmaktadır. İdari izinli sayılan öğretmenlerin yüz yüze eğitime başlama veya başlamama kararı öğretmenlerin kendilerine bırakılmalıdır. Yüz yüze eğitime başlamayan idari izinli öğretmenlerin hak kaybı yaşamaması için, arkadaşlarımız uzaktan eğitimde görevlendirilmelidir.

5. Eylül ayı ek ders ödemelerinde yaşanan farklı ücret ödeme sorununun nedeni MEB’in düzenleyici ve genel kararlar almamasıdır. Uygulamada yetki kullanan okul, ilçe ve il yöneticilerinin tutumlarından dolayı aynı branş öğretmenlerine aynı saatte derse girmelerine rağmen farklı ücret ödemeleri yapıldı. Özellikle psikolojik danışman ve rehber öğretmenler arasında yaygın olarak farklı ücret ödemesi gerçekleşti. Eğitim Sen bu sorunun çözümü için gerekli girişimlerde bulunacak ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması için düşük ücret alan arkadaşlarımızın okullara başvurması için gerekli hazırlıklar yapılmış ve oluşturduğu dilekçe örneğini şubelere gönderilmiştir..

16-10-2020/EĞİTİM SEN BANDIRMA TEMSİLCİLİĞİ