Halk İçin Bütçe...İnsanca Yaşanacak Ücret!

HALK İÇİN BÜTÇE, VERGİDE ADALET, İNSANCA YAŞANACAK ÜCRET!

Türk lirası dolar karşısında eridikçe işçi ve emekçilerin ücreti, cebindeki para da eriyor.

Bu düşüş tüm ürünlere zam gelmesi demek hayat pahalılığı, yoksulluk demek.

Alım gücü düşüyor, halkın sofrasındaki ekmek küçülüyor. Üç ayda TL dolar karşısında % 40 değer kaybetti. Dolar arttıkça her sabah biraz daha fakirleşerek uyanıyoruz. Sadece fakirleşmiyor aynı zamanda sırtımızdaki borç yükü de artıyor. Asgari ücret ile çalışan işçinin bir saatlik ücreti bir dolar bile etmiyor. Son bir ayda ücretler mum gibi eridi. Aynı parayla iki kez aynı şeyleri alamıyoruz. 4 kişilik bir ailenin gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapması zorunlu aylık harcamalarının toplamı 10 bin lirayı buluyor.

Dolar ve faiz kıskacında paranın değerinin her geçen gün erimesi halk için mutlak yoksulluğa, açlığa sürüklenmek anlamına gelirken, başta yandaşlar olmak üzere büyük sermaye için spekülasyon, rant ve vurgununun büyümesi demektir.

Ekonomi dışa bağımlı olduğu için dolardaki her oynama halkın cebine yansıyor. Sanayi üretimindeki hammadde dolarla alınıyor!

Tarımda kullanılan ilaç, gübre, tohum, mazot ithal. Buzdolabı dolarla doluyor, tencere dövizle kaynıyor yani!

Köprülerden, otoyollardan, tünellerden geçiş bile dolar üzerinden! Şehir hastanelerine verdikleri garanti dolar üzerinden!

Bir yerden bir yere gidiyoruz dövizle çünkü yakıtı dolarla.

Yer altı ve yer üstü zenginliklerini yabancı sermayeye peşkeş çekerek, dışa bağımlı

ekonominin mimarlığını yapanlar memleketi bu hale getirdi. Ülkeyi ucuz iş gücü cennetine çevirenler bu tablonun sorumlularıdır.

Ülkeyi batağa sürükleyen Erdoğan açıklamalarında “ekonomik kurtuluş savaşından” bahsediyor, “Her şey planladığımız gibi gidiyor, her şey kontrolümüz altında, biz yolumuza devam edeceğiz” derken bu yolsuzluk, bu yoksunluk düzeni, bu zengini daha zengin fakiri daha fakir eden politikalar devam edecek demektir. AKP’li vekiller halka soğan ekmek yemeyi reva görüyor. Halkın her gün yoksullaşması bu açıklamaları yapanların umurunda değil.

Birkaç ay önce toplu sözleşmelerde aldığı zam şimdiden yok olan kamu emekçileri, açıklanan TİS taslağı ile istedikleri zammı alamadan eriyen metal işçileri, TİS görüşmelerine yeni

başlayacak olan cam işçileri, bir saatlik çalışması karşılığı bir dolar bile alamayan asgari ücretli işçiler, traktörüne haciz gelen üretici köylüler, açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilen emekliler bu gidişe dur diyoruz.

Krizden çıkışın ağır faturasını ödemeyi reddediyoruz. İnsanca yaşanacak bir ücret ve vergide adaletin sağlanması, yapılan zamların geri alınması için mücadeleye devam edeceğiz.

Gecesinde Aç, Sabahında İşsizliğe Uyanmadığımız Bir Türkiye İçin:

*Asgari ücret insanca yaşanacak düzeye çıkarılsın ve vergi dışı bırakılsın.

*Ücretler üzerindeki vergi oranı düşürülsün ve sabitlensin.

*Başta KDV olmak üzere temel tüketim mallarından alınan tüm dolaylı vergiler kaldırılsın

*Patronlara ve zenginlere servet vergisi getirilsin

*Gerçek enflasyon karşısında eriyen tüm ücretlere ek zam yapılsın

Bu duygu ve düşüncelerle tüm üyelerimizi ve emek dostlarını 18 Aralık da yapacağımız İzmir Bölge Mitingine davet ediyoruz.

Bandırma KESK Bileşenleri

Erdal DOĞRU/Eğitim Sen Bandırma Temsilcisi/26-11-2021