CTE, Gardiyan,İKM!

CTE ,GARDİYAN, İKM!

CTE...ÇETE diye okusanızda, CEZA ve TEVKİF EVLERİ...açılımıdır, bilesiniz de!
İKM..İKEME diye okusanız da, GARDİYAN’ın bugünkü adıdır. Bunu da biliniz !
MAHKUM ise ; cezaevlerinde bulundurulan hükümlü veya tutuklulardır.

***
CTE nin Tarihi olarak yazan 1923 ise ; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş ve ilan tarihidir. 2023 Efsanesinde de... sanırım, CTE nin bir önemli rolü olacak !
Adalet Bakanlığına bağlı Ceza ve Tevkif Evlerinde, (yani hapishanelerinde, yani mahpus evlerinde) mahpus yatan hükümlülere, tutuklulara, mahkumlara cezasını infaz ettirenlere veya infazın yasalara göre gerçekleŞmesi için çalışanlara,   cezaevi yasalarını uygulayıp-uygulatan iç güvenliği sağlayan memurlara, eskiden GARDİYAN denilirdi... Şimdi İNFAZ KORUMA MEMURU (İKM) deniliyor…Kadın ziyaretçi ve mahkumlar için de, hanım memurlar var ve Gardiyanlık, bir meslek yani.
Toplum içerisinde, herhangi bir sebepten ( Cinayet, yaralama, hırsızlık, uyuşturucu, cinsel suçlar ve katalog bütün suçlar...) dolayı, toplumda uyum sağlayamamış veya insanlara zarar veren, vermiş kişilerin işlemiş oldukları suça karşılık olarak, adalet sisteminin vermiş olduğu özgürlüğü kısıtlama (hapis) cezası infazının gerçekleştiği ceza evlerinde "imtiyazlı mahkum" gibi, yarı özgür! memuriyet yapar Gardiyanlar.

Mahkumiyet ve mahkumu en iyi onlar bilirler.
Cezaevleri ile ilgili çekilen filmler ve yazılan kitaplarda, GARDİYAN kelimesi mahkumları ezen, mahkumlara işkence yapanlar gibi gösterildiğinden olacak, GARDİYAN tanımlamasını artık meslek sahip ve aileleri de pek sevmiyor.

Ama İNFAZ KORUMA MEMURU demek de, uzun ve zor geliyor.
Gardiyanın yeni literatürdeki karşılığı (İKM), yani İnfaz Koruma Memurluğu. Görevi, Cezaevleri sahasında kolluk kuvveti olan gardiyanlar, kanunda öngörülen hususlar babında polislerle aynı statüdedir.

Yıllardır ADLİ KOLLUK kurulacağı söylenir de, nedense kurulmaz ! ( AF gibi…) ama kurulduğunda ; işbu tutmayan (İKM) meslek adının GARDİYAN yerine, İnfaz Koruma Memuru yerine (İNFAZ POLİSİ - İNFAZ SUBAYI- ADLİ POLİS - CEZAEVİ SUBAYI veya CEZAEVİ POLİSİ gb) olabilir. Çünkü onlar, kolluk görevlileridir. Mesela ingiltere’de Prison Officer- (Hapishane Polisi),Amerika’da Correctional Officer-(Islah Polisi) Üniformalı olan subay ve polis: Officer. Sivil memur: Civil servant yada sadece servant...yani çoğu ülkede gardiyan değil polis deniyor. Aslında Officer kelimesi de memur demek ama daha çok subay polis gibi üniformalı memur için kullanılıyor. Almancadaki Offizier de, biliyorsunuz subay demektir.
Gardiyan ünvanı,30 yılı aşkındır İnfaz ve Koruma Memuru olarak değiştirilmesine rağmen, halk arasında bu meslek, hala Gardiyan dır. Yardımcı hizmetler sınıfından genel idari hizmetler sınıfına geçirilen Ceza İnfaz Kurumu çalışanlarının Gardiyan ünvanı değiştirilerek, isimlendirmesi İnfaz ve Koruma Memuru olmuş olsa da ve daha Türkçe bir kelime olmasına rağmen, telaffuzunun uzun olmasından dolayı, kamuoyunda hatta kendi kurumlarımızda dahi çok kabul görmemiş, hala çoğu yerde… gardiyan olarak kullanılmaktadır
İKM, cezaevi ve ıslahevlerinde bulunan suçluların  ihtiyaçlarını karşılayan, bunların ıslahını sağlayarak topluma yeniden kazandırılmasına yardım eden, zor kullanma yetkisi de olan, Adalet Bakanlığı CTE Genel Müdürlüğü tarafından atanan meslek elemanlarıdır Gardiyanlar  ama ; içerde bulunduğu sürede ıslah olmamış veya olmayan suçlular yüzünden, onlar sorumlu tutulamaz.
Toplum içerisinde ; herhangi bir sebepten ötürü uyum sağlayamamış aynı zamanda insanlara veya herhangi bir şeye zarar veren kişilerin işlemiş oldukları suça karşılık ( onların gözünde mahkum edilmiş her kişi suçludur.) adalet sistemimizin vermiş olduğu özgürlüğü kısıtlama cezasının, infazının gerçekleştiği ceza evlerinde görev yapmanın zorlukları, suçlar ve suçlular arasında ayırım yapamamalarıdır. Gardiyanların gözünde her suçlu suçludur.

***
Cezaevi çalışanlarına, top yekün gardiyan deniliyor.! Cezaevindeki müdür ve başmemur dahi başgardiyan diye anılmaktadır. Bilirsiniz ; filmlerde dizilerde  gardiyanlar mutlaka bazı özel suçlara ortak olur. Cezaevine yasak madde (uyuşturucu-silah gb) sokar veya sokulmasına göz yumar, cezaevinde arkası olmayanları ezer ve koğuş ağaları veya mümesillerinden, güçlü olandan yana olur, rüşvet alır gibi roller biçilir. Dışardan görünen algı genelde budur. Ama hayır! bu mesleği hakkıyla, layıkıyla yapanlar üzerinde, kötü bir imaj bırakılmıştır.
Genel İdari Hizmetler sınıfında yer alan İnfaz Koruma Memurları, emniyet sınıfında yer alan bir memur gibi, haklara ve zorunluluklara da sahip bulunmakta. Türkiye'deki sayıları 50.000 i geçmiştir. Yasalarda, polislerle aynı statülerdedirler. İnfaz koruma memurları üniforma ile görev yapmaktalar. Ayrıca İnfaz koruma memuru İKM, zor kullanma yetkisine de sahiptir. Bu kapsamda diğer GİH sınıfı memurlarından, daha farklılık gösterirler.

***
Peki İnfaz koruma memurları yani gardiyanlar ne iş yapar? 
Cezaevine giren hükümlünün üzerini (gerekirse anadan doğma, donuna kadar) arar ve değerli eşyaları emniyet altında bulundurur. Hükümlüler hakkında kayıtları tutar, koğuşları kontrol eder, çalışan tutuklulara veya hükümlülere nezaret eder. Kaçma girişimi ile ilgili herhangi bir çalışma olup olmadığını kontrol ederler ve mahkumlar arasındaki tartışma ve kavgalar gibi kural dışı olaylarda tutanak tutarlar ve bu tutanak, Cezaevi Müdürlüğünde, İnfaz hakim ve savcılığı nezdinde, polislerin zabıtlarıyla aynıdır.

( Açık ve Yarıaçık Cezaevlerinde kaçmak serbest sayılır, kaçan engellenmez)
İKM günde üç defa, beş defa, firar varsa, o saatte... tutukluların sayımını yapar, onların yemek, banyo, kantin, revir ve diğer ihtiyaçlarında yardımcı olur. Cezaevinde çıkabilecek olan olaylara, anında müdahale etmek zorundadırlar. Ayrıca, üst ve koğuş genel araması ve kontrollerini düzenli olarak yaparlar. Cezaevinin, peyzaj ve temizliğinden de sorumlu olan gardiyanlar, ağır ceza merkezi olmayan yerlerde, katip olarak ta görev alırlar. Tahliye veya izin veya Denetime çıkacak olan mahkumların takip ve işlemleri de onlara aittir. İşyurtlarında çalışan mahkumların, takip ve denetimleri ile ücret ödemeleri de onlarca yapılır...v.s, v.s
Gardiyanlar gündüz 08:00 ila 17:00 arası çalışmaktadır. Vardiya personeli ise, 4 vardiya şeklinde sabah 08:00 ile 20:00 arası çalıştıktan sonra ertesi akşam 20:00’a kadar istirahat, akşam 20:00’dan sabah 08:00’a kadar çalıştıktan sonra çıkış günü ve ertesi günde dahil olmak üzere, 2 gün istirahat yaparak çalışmaktadırlar. Bir kısmının, lojmanları vardır.
Maaşları ; 9/1 dereceli İnfaz Koruma Memuru (Gardiyan) 2019 yılında 3 bin 799 TL maaş alırken, bu tutar 2020 yılında ; 3 bin 951 TL dir.
 
 Şimdi; meslekteki kişilere sormak lazım GARDİYAN sıfatı, meslektekilere hoş gelmemektedir. Ama ; yeni tanıştıkları birine mesleklerini söylerken, İKM dediklerinde kaç kişi anlamış/anlar veya GARDİYAN dediklerinde kaç kişi anlamıştır ? 
FETÖ’nün darbe girişiminin ardından, cezaevlerindeki doluluk oranı yüzde 120 leri geçti. 
FETÖ darbe girişimi sonrası yapılan infaz düzenlemeleri ile, binlerce mahkûmun tahliye edilmesi, cezaevlerindeki doluluğa, maalesef çare olmadI ve mahkumlar artık ya yerlerde yada sırayla yatıyor.
Adalet Bakanlığının Temmuz 2019 verilerine göre ; Türkiye’de 353 ceza infaz kurumu olduğu belirtiliyor ve cezaevlerinin toplam kapasitesi, 111.135 kişi iken, koğuşlara ranza dolap ilave ederek veya yer yatağı vererek, bugünlerde 218 bin 950 olarak açıkladı. Cezaevlerindeki doluluk oranı ise ; yüzde 150'ye ulaştı. Ancak, FETÖ-TERÖR-DÜŞÜNCE SUÇLULARI tutuklamaları sürdüğü için, bu kapasite arttırımı da, yeterli olmadı. 353 cezaevinin 75’i açık, 7’si kadın açık, 9’u kadın kapalı, 7’si çocuk kapalı ve 4’ü çocuk eğitim evinden oluşuyor. 449 cezaevinden 389 faal mevcut cezaevine ek olarak, 132 adet yeni cezaevinin yapımını sürdürüyor. 35 cezaevi ise proje aşamasında. Halihazırda cezaevlerinde kalanların sayısı 264 bin 31 veya yaklaşık 300.000.Bu rakam, birçok ilin nüfusunu katlıyor. Kadın erkek eşittir desek de ; cezaevlerinde Temmuz-2019 itibariyle ; 250 bin 764 erkek, 10 bin 285 kadın ve 2 bin 982 çocuk bulunuyor. Annesiyle kalan çocuk sayısı ise, 677. Cezaevlerinde, felçli, kolu bacağı olmayan, dilsiz gibi özürlüler de yatıyor ki, şaşırmamak elde değil.
1. Paketi TBMM den geçen Yargı Reformu Paketini takip edecek olursak ; paketler sonrasında, İNFAZ SİSTEMİ SİL BAŞTAN yenilenecek gibi görünüyor. Mahkum ve tutuklu sayılarında azalma olacak gibi gözükse de, bana göre işbu yeni cezaevleri yapımındaki hıza, yeni alınacak gardiyan sayılarına göre, mahkum sayısı artacak da, sadece yatanların suç ve isim profili değişecek.
Adalet Bakanlığı tarafından ; "Haziran 2019 tarihi itibari ile Türkiye’de inşaatı devam eden 114 adet Ceza İnfaz Kurumu bulunmaktadır" denilirken, ihale aşamasındaki ceza infaz kurumu sayısı ise 23 olarak açıklandı. Tamamlanması planlanan 137 cezaevinin toplam ilave kapasitesi ise ; 88 bin 367 olacak. Okul ve hastane yerine bu yapılan cezaevleri sayısı, bir dehşet ve trajedi !
Türkiye; tutuklamaların yargısız infaza dönüştüğü, insanların yargı önüne çıkmadan suçlarını bilmeden aylarca ve hatta yıllarca cezaevinde kaldığı, tutuksuz yargılanma ilkesinin ihlal edildiği bir ülkeye maalesef dönüştü. Gazeteciler, sırf halkın haber alma hakkını sağladıkları için aylarca yargı önüne çıkmadan tutuklu bekletiliyor veya paldır küldür uydurulan bir ceza maddesi ile hükümlü olabiliyor.
Adalet Bakanlığı, durumu düzeltmek için adım atmak yerine, yeni cezaevleri müjdeliyor vatandaşa.
Cezaevi yapmakla, veya mahkum sayısını arttırmakla, maalesef övünülemez. Bundan ancak utanç duyulabilir.
Mevcut bu durumda ; elbette, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin, yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Ancak sayıları her yıl artan mahkum ve cezaevleri, Türkiye’de adalet sisteminin bir parçası olmaktan çıkıp, maalesef yandaş müteahhitleri zengin etme aracına dönüştü. Çözüm daha çok cezaevi inşaat etmek değil. Çözüm, yerle bir edilen yargı bağımsızlığının, ADALET’in yeniden tesis edilmesinde yatıyor.
OECD’nin Mayıs 2019 tarihli verilerine göre, OECD ülkeleri arasında Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri’nin ardından hapsetme oranlarında ikinci sırada yer alıyor. 330 milyon nüfuslu Amerika’da 100 bin kişiye düşen tutuklu ve hükümlü sayısı 655 iken, bu sayı 82 milyon nüfusa ev sahipliği yapan Türkiye’de 318. Ne acı ki eğitimde, sağlıkta, teknolojide ve daha birçok konuda OECD listelerinin son sıralarında yer alan Türkiye, hapsetme oranlarında ABD ve İsrail’le ilk 3 sırayı paylaşıyor. Başkanlık sisteminin uygulandığı Amerikada ilk başkandan son başkana kadar geçen süredeki cezaevi – mahkum sayılarını ve oradaki mahkumların ekonomik sistemdeki yerlerini bir araştırın…Türkiye’nin de, adli ve kolluk ve siyasi yapısında, aynı yolda yürüdüğünü görmeniz, hiç de yanlış olmayacaktır.

***
UYUŞTURUCU ve suçluları konusu da, aynı paraleldedir ki, UYUŞTURUCU konusundaki izlenim ve tespitlerimi ayrıca yazacağım.
Yaşadığımız konjoktürde ; cezaevlerindeki sağlıksız doluluk oranları, hijyen ve sağlık problemlerini (uyuz, sıtma gb.) beraberinde getirecekse de, daha vahimi cezaevi idareleri ve cezaevi görevlileri içinde, büyük risk ve tehlikeler meydana getirebilecektir.

Açık veya Kapalı...Cezaevlerinde, nice vasıflı suçluların arasında dolaşan İKM lerin, can güvenlikleri de sorun olabilecektir ki, YARGI REFORMU Paketlerinden gereken yasal düzenlemeler ve tedbirler… umarım çıkar.
Aksi halde, cezaevlerinde, suç kategorizesi yapılmadan bir arada yatırılan mahkumlar karşısında, maaşlı, yarı mahkum, yarı yetkili olan İNFAZ KORUMA Memurlarımızın, işi artık kolay olmayacaktır...

İNFAZ SİSTEMİ acilen rehabilİteye, reforma muhtaçtır.

NOGAYTÜRK 24/10/2019