Küresel Sosyalizm Çin'le Mi Gelecek?

"Açıklık Politikasını uygulayarak ,yabancı teknolojileri öğrenerek ve yabancı sermayeden faydalanarak sosyalist yoldan sapmadığımız gibi  ,aksine sosyalist inşayı pekiştirmekteyiz . Üretici güçleri geliştirmek suretiyle,sosyalist kamu mülkiyetini genişletmek ve halkın gelirlerini artırmak eğilimindeyiz .Bazı bölgelerin ve bazı insanların daha erken refaha kavuşmasına olanak sağlayarak ,sonuçta tüm bölgelerin ve insanların refaha kavuşmalarını amaçlamaktayız . Sosyalizmin anlamı budur."

DENG XİAOPİNG - 30 Aralık 1986  

 Sosyalist Meta Ekonomisi  veya   Sosyalist Pazar Ekonomisi  adı verilen reformları hayata geçirerek ÇİN'i 1978'den itibaren başlayan süreçte kısa sürede dünyanın bir numaralı ekonomik  gücü yapan  Çin Komünist Partisi'nin reformist lideri  DENG XİAOPİNG'i , ÇAĞDAŞ ÇİN'İN MİMARI adlı kitaptan  ve günümüz  gerçeklerinden anlamaya çalışmaya devam ediyoruz. 

**

Covid -19 salgını bildiğiniz gibi Çin'in Yuhan kentinden başladı. Ya da herşeye septik bakma huyumuz var ya "bize inandırılan senaryo buydu"

Bir aşı üretilme hikayesinin yıllar ve yılları aldığı bilimsel kriter ise şüpheciliğe hak vermemiz gerekir. Dünya topyekün yeni dünya düzenine hazırlandırılıyor. Sonuçta Covid - 19 başlığı şemsiyesi altında bütün dünya  ulus devletler birleşik devletler sosyalist komunist devletler ilk kez ama ilk kez bir konu başlığı altında birleşti birlikte hareket etti, ediyor.  Ve ilk kez  küresel sosyalizm tabiri kullanıldı.  Bütün bunların baş aktörü Çin. Bu nedenle Türk kamuoyu maalesef  bilinçli yada bilinçsizce Çin'i anlamaktan uzak tutuluyor.  Oysa dünyanın çıplak gerçeği şu ki : dünyanın ekonomik lideri  artık ABD değil  Çin. Siyasi liderlik için hiç aceleleri yok . ABD gibi dünyaya asker, ordu, vesayet savaşçıları,bölgesel kriz ve masum insanların kıyıldığı vahşet senaryoları da  ihraç etmiyorlar. Revizyonist suçlamalarına bakmadan sadece üretime ve ticarete odaklanmışlar..  Ne var ne yoksa iğneden ipliğe tabiriyle bildiğini bilemediğimiz her gün her dakika yaşamı kolaylaştıran yeni icatlarla yapay zeka desteğiyle   milyarlarca çeşit ürün üretiyorlar ürettiklerini satmak için evrensel pazarlama şirketleri kuryorlar gümrük engellemelerine karşı yöntemler buluyorlar, ithal ve ihraç limanlarının işletmelerini alıyorlar..ve Ay'ın karanlık yüzünede Mars'a da uzay aracı indiriyorlar. Ve  Çin'de petrol yok. Olmaması da avantaj olmuş geçtiğimiz ay  bir haberde Toryum'dan  çok ucuza elektrik enerjisi üretmeye de başlamışlar.  Temel güç piyasa sosyalizmiyle her nasıl oluyorsa,üretim  çılgınca üretim .

**

Çin Komünist Partisi  1921'de kuruldu ve  ancak 1949'da bağımsızlığına kavuştu ve Mao Zedung liderliğinde onun yazdığı ve uyguladığı Çin'e özgü kriterlerle  sosyalist yolu seçti.  Mao’nun ölümünden sonra ÇKP Genel Sekreteri olan  Deng SİAOPİNG'in  uyguladığı "Piyasa Sosyalizmi" ile dış sermayeye kapıları açtı ve   1970’li yılların sonuna doğru  dışa açılma gerçekleştirildi ve ekonomide reform süreci başlatıldı.  Binlerce yıllık kadim Çin'in genlerine işlemiş  kemikleşmiş feodal yapıyı ikna ile olmadı zorla  ne pahasına olursa olsun önce kırsaldan arkasından kentlere  uyguladı. Kitlesel  çok acılar sıkıntılar çekildi, başkaları için üretmeye alışık omayan milyar insan bir anda  sefalet eşitliği denen Çin sosyalizmi  içinde çok sıkıntılar  yaşadı. Açlıktan milyonlarca insanın öldüğünü şimdilerde doğruladılar. Bir Milyar nufüsun  yoksullukla  idare edilmesi zordur ve küresel kapitalist dünya yani batı  SSBC 'Yİ YIKTIĞI GİBİ ÇİN'İ DE YUTMAK İÇİN BOŞ DURMADI.  Özellikle Üniversite öğrencileri üzerinden  direnç oluşturularak kaos planları devreye sokuldu ama nafile. Yanlış hamleler de oldu. Praxis  deneyleri. Nitekim 1966'da Çin Komünist Partisi lideri Mao Zedung  fakir ve yoksul Çin'in  aklını başından alan zengin 'kapitalizmin etkilerini tamamen silmek' için Kültür Devrimi'ni başlattı.  Şimdilerde 4 'lü çete denen konseyin kontrolünde 10 yıl sürebilen hareket Çin tarihinine tutuklama ve infazların en çok yaşandığı dönemlerden biri olarak kazındı. Çin'in kurtuluş reçetesi ise Mao'nun en yakın yoldaşı DENG XİAOPİNG ile uygulamaya sokuldu, işte o yıllarda "kuşkuyla çekingelerle" hayata geçirildi.  

**
Çin bugün dünyanın en kalabalık ülkesi. DENG bu kadar insanı besleyebilmek için uluslarası sermayeye  ihtiyacı olduğunu çok öncesinden anlamıştı ama bu tür bir reform sürecine girmek tehlikeli bir işti. Çin'de iktidar ÇKP yani Çin Komunist Partisi'ne aitdir ve sırtını Çin milli ordusuna dayamıştır, ordu atamaları da tamamen ÇKP'ye aitdir. Parti aynı zamanda  siyasi hayata da hakimdir. ÇKP ayrıca  toplum üzerindeki ideolojik hakimiyetini sağlamak ve propaganda için tüm  medya ve kitle iletişim araçlarını da etkin şekilde kontrol eder. Tanıdık işler gibi geldi burada.  İşte bu nedenle batı sermayesi  geldiği yeri kendine benzetir tehlikesi  ortadaydı. Risk vardı kuşku vardı. Kolay değildi ipin ucu bir kaçarsa kontrol elden giderse yaşanacak kaosu tahmin etmek zor değildi. Ve Deng liderliğinde  gayet akıllıca bir politika ile, ülkesine davet ettiği  küresel sermayeyi  kontrollü kullanmakla  kalmadı, vaktiyle bir kantonda verilen küçük bir alan imtiyazı  bugün milyarlaca metrekare tüm kantonlarda illerde   bilgi tecrübe ve parasal üretimlerle patlama yapmış durumda..   Çin Komünist Partisi'nin 19. Kongre raporlarına göre: 

2023 de Çin'de hiç yoksul kalmayacak.

40 yılda gerçekleşen inanılmaz mucize işte bu. Tabiatıyla paranın ve zenginliğin hızla arttığı yerde  insanın kadim zaafı yolsuzluklar oluyor. Çok sıkı denetim ve ağır cezalara rağmen oluyor. ÇKP  Genel Sekreteri  Xi JinPing'i meşgul eden en önemli mesele de bu. 

Tekrardan ifade edeyim her türlü zenginlik işçinin emekçinin üretimden elde ettiği artı değer gaspıdır. Bu herkesin bildiği bir klişe. Kapitalist ülkelerde bizim gibi örneğin artı değer gaspı patronlara gider ve kişisel zenginleşmeler gerçekleşir sınıflar oluşur. Sosyal demokratlar bu artı değer gaspından bir kısmını sadaka kopartarak durumu emekçiler lehine  yumuşatmaya çalışır. Ama bakıyoruz Sosyalist Çin'de de artı değer gaspı var.  Ve  fark şurda ki bu kar devlete gidiyor. Çin Devleti de özellikle 19. Kongre raporlarında ifade edildiği şekilde üretimden  elde edilen sermaye birikimini emekçi halk için kullanacağını tekrardan açıkladı. Çin'de bugün uygulandığı söylenen   Piyasa sosyalizmi, arz ve talebe dayalı olarak oluşan  özgün bir  ekonomik sistem. Bu sistemde üretim araçları korparatiflere ait. Bu şu demek. Üretim araçlarının  üstündeki hakimiyet işçilere ait. İşçiler , üretimi gelen talebe göre belirler. Bu talebi belirlemek için de bir komite oluştururlar.  Burada sistem her ne kadar serbest piyasa mekanizmasına benzese de fark şu: Üretim araçları devlete aittir. Ancak merkezi planlamadan farklı olarak neyin üretileceğine devlet değil işçiler karar verir, muhtemelen  benim fikrimce işçilerin küçük de olsa üretimden elde ettiklerinden aldıkları  küçük bir pay vardır.  Başka türlü bu motivasyonun sağlanması olanaksız. Sonuçta pek çatlak ses yok gibi ve  bildiğimiz liberal ekonomiye geçme gibi bir dertleri yok .  Bunun bir nedeni de  Çin totaliter  yönetiliyor.  ÇKP dışındaki muhalif gurupların ve derneklerin faaliyetleri yasak.  Çin'de  tüm siyasi ve toplumsal örgütlenmeleri kontrol edebilme yetkisi de ÇKP'ye ait..

Öte yandan Çin'in başka ülkelerin içişlerine  karışmama gibi bir geleneksel  politikası var.   DENG XİAOPİNG'in  konuşmasının  içeriğinde bu durum net ifade edilmiş.

" Farklı üyelerin Partileri ve halklarının kendi meslelerini ele alış tarzlarına saygı duymalıyız. Onların ,kendi yollarını kendilerinin bulmalarına ve kendi sorunlarını çözmenin yollarını kendilerinin bulmalarına ve kendi sounlarını çözmenin yollarını aramalarına izin verilmelidir .Hiç bir Parti ataerkil davranmamalı ve başkalarına emirler çıkarmamalıdır .Bize emir verilmesine karşı çıkıyoruz ve biz de kendi adımız başkalarına ASLA EMİR ÇIKARTMAYACAĞIZ.BU ÖNEMLİ BİR İLKE OLARAK GÖRÜLMELİDİR"  - 31 Mayıs 1980- ÇKP  Merkez Komite Toplantısı sonrası konuşma . (syf: 594)

**

Kurucu Mao Çin'de feodal derebeylikleri  iknayla ve  zorla örgütleyerek  sosyalist  devrimin yolunu açmıştı. Şu anki durumda eleştirilen  durum evet Çin hızla gelişiyor zenginleşiyor ama ne pahasına!..Çin kapitalistleşiyor milyarderler üretiyor! Bu gerçekten öyle mi,bildik batı propagandası mı?. Buradan bakınca elbette bilemiyoruz.  Gidip göremedik inceleyemedik merkez medyada pek anlatan da yok!  Bunca ajandalı medya mecrasında neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamakta zor. Yeni ve modern bir kölelik düzeni nereye kadar deniyor mesela. Yığınlarca insan daracık odalarda yaşamaya mahkum olarak  vahşi şartlarda gündelik bir dolarlarla çalıştırılıyor  mu gerçekten? Sosyalist Çin'de serbest zaman ne durumda?

Sosyalizmin temel hedeflerinden en önemlisi  insanın çalışma ortamından çıkarılıp kendine ait serbest zamanlarda yaşamını sürdürmesidir. Kapitalizmin  emek kutsaldır kandırmacasıyla  yüzyıllardır insanın emeğini sömürdüğü  ortada. Böylesine  alçakça kandırmaca sloganları meydanlarda hala işçilere söyleterek beyinlerini yıkamaya devam edilirken  ömrünü bir emeklilik hakkı için çalışmakla geçirenlerin  süründüğü çalışmayanların onların sırtından  kazandıklarıyla serbest zamanların keyfini sürdürdüğünü hesaba katarsak   paradigmaların tepetaklak edilmesi gerek. Her insanın  kendine ayırdığı özgür zamanlarda kaliteli  yaşam standartları için bir  yeni dünya düzeni için Çin model olabilir mi?  
Marx'ın dediğine dönersek bildiğiniz gibi Sakallı Adam sosyalizm kapitalizmin bir üst aşamasıdır demişti. Bilimsel formüllerle öngörmüştür. Ve şimdi bu durumda acaba  Çin  önce tam devlet kapitalizmi mi hedefliyor, ve diyalektik hızlandırılmış süreçte legal devrim ancak ondan sonra mı gerçekleşecek?. İşin tuhafı şu ki Mao'nun örnek aldığı  Mustafa Kemal Atatürk'ün karma  ekonomik modelinin  sosyalist uyarlaması gibi. Sosyalist kültürü olan Çin belki de gerçek devrimi bu sayede gerçekleştirmek istiyor bir fikir jimnastiği olarak düşünüyorum. Çin'i   liberal ekonomiye kapitalizme kayıyor diye eleştirenlere  ise  şu an Komünist Partisi Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı olan Xi Jinping’in yanıtı net . Uluslararası Sosyalizm Araştırmaları Merkezi tarafından yapılan paylaşımda ki açıklamasında  Xi Jinping’ “Çin’in ekonomi politiğinin temeli yalnızca "Marksist" olabilir ve diğer ekonomik sistemlere dayanamaz” dedi. Jinping  konuşmasının devamında ise “Marksist ekonomi, geleceğin inşasında temel politikamız olarak kalacak. Kamu mülkiyetinin hakim konumu sarsılamaz” ifadelerini kullandı. .Ve ekliyor Jinping “Bazı insanlar, Marksist politik ekonominin ve Kapital'in modası geçmiş olduğuna inanıyor. Bu yargı keyfi ve yanlıştır” 

Modern ve Çağdaş Çin'in Mimarı  DENG XİAOPİNG'in "Biz ,daima sosyalist kamu mülkiyetini ve emek katkısına göre bölüşüm yolunu izledik sosyalist ekonominin inşasında daima esas olarak kendi öz gücümüze dayanmayı ,bunu tamamlayıcı olarak , dış yardımı öngördük ve bu bağlamda gelişmiş ükelerin teknolojilerini almayı savunduk .Ekonominin nesnel yasaları temelinde ekonomi-politikalar belirlemeye çalıştık. Diğer bir deyişle Bilimsel Sosyalizme bağlı kaldık" sözlerinin yer aldığı  kitabından esinlendiğimiz düşünceleri aktarmaya devam edeceğim.

Bildiğimiz anlamda burjuva demokrasinin olmadığı ama sanıyorum en doğru Türkçe okunuşuyla  Deng Siaoping'in dediği Çin işi  "sosyalist demokrasi"yi de, Çin'i de  anlamaya katkı yapacak ajandasız düşüncelere ihtiyacımız var. . Çünkü Çin’de yerel yönetimlerin güçlendirilmesiyle birlikte ekonomik büyüme patlama yaptıysa  bu nasıl oluyor biz neden tersini yapıyoruz diye düşünmemek elde değil.. 

Devam edecek..

02-09-2021/ BANDIRMA - MEHMET LEVENTOĞLU -