Parti içi demokrasinin kaldırıldığı , genel merkezin örgütüyle yabancılaştığı bir parti ile karşı karşıyayız.
Ülkenin gerçek üreten elleri, tüm emekçiler ve ülke zenginliğinden payını alamayan proletaryanın en azından hakkımıza sahip çıkar diye aidiyet hissetmesi gereken partinin CHP olması gerekmez mi? Gerekir ama hayır, ilginç çelişki şudur ki; sosyal demokrat CHP'ye karşı 13 seçim kazanmış sermaye ve oligarşinin temsilcisi AK Parti işçi ve emekçilerin en çok destek verdiği parti durumunda!.
Bu çelişkiyi yıllardır yazıyorum . Ve yıllardır hiçbir mutlu azınlık CHP li yöneticinin bir fabrika kapısında günlük nafakası için insafsızca sömürülen emekçilerin hatırını sorduğunu yansıtan fotoğraf görmedim.
Fabrikalarda tarlalarda CHP yok ise siyasi iktidarda da olamıyor bu çok net.
Bu çelişkiyi izah etmek bu yüzden zor değil. AK Parti muhafazakarlık ve milliyetçilik kartını içselleştirerek kitleleri kendine bağlayıp sürüklerken ekonomik çıkmazların sıkıntılarını konuşturmuyor bile.
Çözüm süreci felaketinden sonra kaybettiği seçimden sonra inanılmaz bir dönüşle 3 ay sonra yenilenen seçimle yine kazandıysa yanlışa erken uyandıkları ve bu yanlışı CHP'ye yamadıkları içindir..
Atatürk'ün hala "bu nasıl oldu" diye inanamadığımız bir mucizeyle emperyalistlerin elinden zorla kurtarıp öz vatan yaptığı bu kadim topraklarda yaşayan kurtuluş neslinin torunları , bir kere asla ve asla bölücülük projelerine yol vermez. Zamanın ruhu bu. Bu gerçeği göremeyenler ahmaktır. Bu coğrafya her ne ad ve başlık altında olursa olsun, demokrasi, insan hakları, ulusların kaderini tayin hakkı gibi başlıklara gizlenmiş ajandalı bölücü projelere izin vermez. Çünkü genlerde çok yakın geçmişte yaşanan soykırım GÖÇLERİ travması var. Bu Balkanlardan, Ortadoğu'dan Kafkaslardan imkansızlıklar içinde katliam süreçlerinden bir şekilde kaçarak canlarını kurtarıp bu ülke topraklarına sığınan türlü etnik kimlikli soydaşların yaşadığı dramların travmasıdır ve hala duruyor...Çünkü bana göre 2 milyon soydaş bu göç yollarında ölmüş ve öldürülmüştür. Her yıl bu acılar yıldönümlerinde anmalarla tazeleniyor.
Bu insanlara bu ülkenin topraklarını bir takım makyaj başlıklarla saklayıp ,bölelim ayrışalım boğazlaşalım önerisiyle gelemezsin, gelenlerle birlikte yürüyemezsin . Bu hatayı yaparsan asla sandıktan çıkamazsın.
Ve maalesef Kılıçdaroğlu ve ekibi bu hatayı yaptı. Karadeniz sahili ve metropollerdeki bağlantıları ; "CHP bölücülerle şehit katilleriyle elele " sinsi propaganda sloganıyla çalkalandı ve genel merkezin boş yere beslediği sosyal medya trollerinin çabalarına rağmen durum ortada. CHP'nin mevcut genel merkez yapısı bu görüntüyü vererek genel seçime girdi. Bana göre seçimin kaybının tek nesnel nedeni budur. Oydu, buydu şuydu diye kimse bahane aramasın. Bakın seversiniz kızarsınız Muharrem İnce tüm söyledikleriyle haklı çıktı. CHP'nin merkez binası bölücü zihniyetli sempatizanların işgalinden , sadece tek bir etnik kimliğe imtiyaz isteyen , mezhepçi ayrımcılık siyaseti rantından beslenenlerin kontrolünden kurtarılmalıdır kuruluş ayarlarına dönmelidir dedi . Halkın penceresinden görünen sahne de bu. Her gün yüzlerce kişiyle yüz yüzeyim benim duyduğum cümlelerde gözlemim de bu. Ve bu yüzden tüm genel merkez ,myk, ve genel başkanla birlikte onurlu istifa süreciyle kadro değişimi başlatılmalı ve mutlaka yasal süreç içinde gerçekleştirilmeli , CHP nin yeni yöneticileriyle , yeni myk ile yeni parti meclisi ile önümüzdeki yerel seçimlerle birlikte şahlanışına destek verilmelidir.
Bu kadar.
Ben CHP'nin kuruluş yıllarının yurtseverlik ruhunu özverili dayanışmanın yeniden başlatabileceğine çok inanıyorum. CHP'nin sadece yüzde 25 olduğuna asla inanmıyorum ,o yüzde proleteryanın hiç dahil olmadığı aydınlık Türkiye'ye inanan ama konformist mutlu azınlığın rakamıdır.
Evet CHP 'de değişim çok zordur. Seçim kaybettiren statükocu yapıya direnen isyan eden bayrak açan çok sayıda güçlü isim başarılı olamamıştır. Benim hatırladığım Zülfü Livaneli, Murat Karayalçın, Mustafa Sarıgül, Muharrem İnce, hatta Altan Öymen genel merkezce belirlenmiş bindirilmiş kongre delegesi kastını aşıp kongreden çıkamamıştır. Bugün de durum budur. Bu yüzden evet tüm sakıncalarına rağmen parti içi demokratik sürecin geri gelmesini sağlayacak tüzük kurultayı yapılmalıdır.
*
Yine ağır bir seçim yenilgisi yine değişim talepleri ve yine çok sert bir tarzda engellenme çabalarını dejavu gibi yaşıyoruz. Genel Merkezin hazine destekli tatlı rantını kaptırmamak uğruna ömrünü partiye ve Atatürk'ün mirasına sahip çıkmaya adamış milyonların emeğine büyük saygısızlık edildiğini düşünüyorum. Yok böyle bir dünya. Gitmeyi de bileceksin. Bu nedenle öncelikle Tanju Özcan'ın adalet yürüyüşünü ve Ekrem İmamoğlu'nun ideolojik değil kadro değişimi için arayış çabalarını olumlu buluyorum.
2018 seçimlerinde ki ağır yenilgiden sonra yerel seçimler sürecinde değişim için imza toplayan onlarca milletvekili Bence ve belediye başkanından biri de Bandırma da Dursun Mirza idi.. Değişim için imza verdi. Kendi siyasi çıkarı adına hiç bir gereği yoktu. Ve o imza yüzünden Bandırma'da yapılan tüm anketlerde birinci olmasına rağmen genel merkez oligarşisince kırmızı çizgi yedi ve cezalılar arasında yer alarak aday yapılmadı. . Evet Bandırma halkı genç bir aday Tolga Tosun'la da açık farkla kazandı ama mesele o değil . Bu partiyi yıpratan yöntemin benzer uygulamaları istisnasız tüm Türkiye de uygulandı. Yapılan siyasi örgütleri yok sayma emeğe saygısızlık ve adaylığın "meşhur" çantalarla belirlenmesi dedikodularıyla partinin dinamik unsurlarının küstürülmesiydi.. Sadece genel merkeze şirin görünerek icazet alma yarışının başlatılmasıydı. Şimdi il ilçe örgütlerinde gerçekten samimiyetle özveriyle mesaiyle, parasıyla hizmet veren yönetici arkadaşlara rica ve uyarımdır. Lütfen bu antidemokrat genel merkez anlayışına şirin gözükerek , makam mevki için icazet bekleyerek ,sessiz kalarak, destek vermekten vazgeçin. Duruşunuz olsun . Koydurun sandığı adam gibi yarışın. Partinin düşürüldüğü bu kötü durumdan kurtuluş çabası için ayağa kalkanların, değişimi isteyenlerin önünü kesmek için iktidar gücünü kullanıp ikna ayini buluşmalarında düşüncelere ipotek koymayın .
Bitmeli bu siyasi etik dışı ahlaksız işler.
05-07-2023