TBMM’de 2018 yılı bütçesi görüşmeleri çerçevesinde Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü ve Bor madeni ile ilgili konuşan vekiller yine ! bor madeninin Türkiye için öneminden bahsetti!.
Türkiye bor madenine en çok sahip olan ülke ve bor madeni; deterjandan, uzay sanayiine 500 e yakın sanayi tıp ve enerji alanında kullanılan yarı metal bir maden.
Bor'da madenlerin açık havzalardan çıkarılıp hammadde üretimi yarı mamül hale getirilmesi de sıkıntılıdır çevreyi kirleten doğal dokuyu perişan eden bir işlem. Özel sektör bu hamallığı yapmaz zaten. Bu yüzden devlete hamallık görevini yaptıryorlar. Küresel şirketlerde kaymağını yiyor.
Vekiller bor madeniyle ilgili görüşlerini mecliste dile getirdi.
CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Suudi Arabistan’da petrol, Rusya’da doğalgaz ne ise Türkiye’de de borun aynı öneme sahip olduğunun tarafsız, taraflı, herkes tarafından kabul edildiğini belirtti. Osmanlı döneminden beri dünyanın en stratejik madeni olarak yabancı şirketler tarafından işlenmiş olan bor madenlerinin, sürekli uluslararası emperyal şirketlerin ağzını sulandırdığını dile getiren Namık Havutça, ne yazık ki konuşmasının devamında yine emperyalist küresel şirketlerin çok işine gelen ancak ülkemizin kaynak kaybına yol açan mevcut bor stratejisinin sürmesi anlamına gelecek " bugün borların özelleştirme kapsamından çıkarılmasının isabetli olduğunu" ifade etti.
Yanlış algı şu . Bor maden havzalarının devlet tekelinden tapusundan çıkarılması madenlerin küresel şirketlere satılmasına yönelik bir özelleştirme talebi yok ki !.
Yani devlet hazinesinin tapusunda olan madenler yabancılara satılsın mı denmiş ! Kim demiş ne zaman demiş.?
Kim böyle bir şey talep etti Madeni falancaya satalım diyeni bilen gören duyan var mı ?
Talep edilen konu BOR Madeni ile ilgili sanayi yatırım alanlarında patent sahibi şirketlere Türkiye'de yatırım izni verilmesi ve Bor Endrüstrisinin Türkiyede ki gelişiminin önünün açılması. Çünkü yasak olan bu. Aptalca sömürülmemizin önünü açan bu.
Bu iki husus çok farklı bir şey. Türkiye'de şimdiye kadar hammaddesi bizde olduğu halde ülke içinde yatırım yapılması yasak olan veya sinsi şekilde engellenen bir ihanet söz konusudur. Bu ihanet sahip olduğumuz madenin Türkiye içinde işletilmesinin yasaklanması ihanetidir.
Küresel maden tekellerinin milyarlarca doları devletin hazinesi yerine şirket kasalarına aktarılması gibi bu inanılmaz salaklığa kimse dur diyememiş.
Diyenler olmuştur muhtemelen kafaları sessiz sedasız koparılmıştır susturulmuştur.
Bu ihanet doğru politikalar yapıldığı taktirde Bor ve bağlı sektörlerden elde edilebilecek katma değerin bugün yılda elde edilebilen kaba maden ihracat gelirinin en az 80 katı daha fazla gelir elde edilebileceği konuyla ilgilenen tüm uzmanların ortak görüşüdür. Devletin kendi olanaklarıyla inanılmaz hızlı hareket eden sanayi ve teknolojik alanlarda üretim sektörüne dahil olabilmesi imkansızdır. Bor Enstitüsü nün işlevi soruna çözüm getirmez sadece ar -ge olarak sonrası için yeni patentlere katkı yapabilir.
Acı olan Türkiye'de yatırım yapmak isteyen şirketlere destek vermek kolaylık sağlamak yerine inanılmaz bir çelişkiyle ÖZELLEŞTİRME parantezi içinde değerlendirilip yasak parantezinde kestirilip atılmasıdır.
Nitekim Havutça, sözlerinin devamında şöyle konuştu: “Dünya bor rezervlerinin yüzde 75’e yakını yani dörtte 3’ü bizim topraklarımızda. İkinci üretici ABD ve Rusya. ABD ve Rusya’daki bor madenlerinin 2040 ve 2050 yıllarında tükeneceği ifade edilmektedir. Bu, şu anlama geliyor: Bugün uzay sanayisinden kimya sanayisine her türlü alanda sanayinin tuzu olarak değerlendirilen borlar, Türk evlatlarının, evlatlarımızın, torunlarımızın geleceğini şekillendirecek. Ancak bu konuda işlenmiş sanayi ürünleri satamıyoruz. Yani bor madeninin hamallığını biz yapıyoruz, parasını bor çıkarmayan ülkeler kazanıyor.”
Peki sayın Havutça, Bor türevlerini nasıl üreteceğiz siyasi çarklarla dönen devletin ; Yangın Söndürücüler, Ağaç Koruyucular, Gübre, Tarım İlaçları Çamaşır Tozu ve Deterjanları İlave Maddesi, Tekstil ve Tekstil Boyaları, Dezenfekte Malzemesi, Ağız Yıkama Suyu Yapıştırıcılar, Çamaşır Tozu ve Deterjanlar, Tarım İlaçları, Fotoğrafçılık, Tekstil Sanayi Çamaşır Tozu, Sabun, Temizlik Maddeleri, Patlayıcı Maddeler, Flotasyon İlaçları, Elektrotlar, Elektrolitler ve Elektrik İzolasyonu, Deri Sanayi, Çimento, Tarım İlaçları, Gübre, Yangın Söndürücüler, İlaç ve Kozmetikler, Antifrizlerde Korozyon Önleyici, Böcek ve Mantar Zehirleri Borasilikatlı (Sert) Camlar, İzolasyon Cam Yünleri, Porselen Boyaları, Cam Hamuru, Cila ve Vernikler, Metalurjik Eritgen, Kaynak Leğim ve Leğimcilik, Sodyum Perboral Gübre ve daha binlerce ürünü liberal sistemde kendi üretme şansı var mı? Bu mallara ne kadar çok ithalat ödemesi yapıyoruz incelendi mi ? Hepsi patenti alınmış binlece bor katkılı ürün var..Şöyle açıklayayım kolay anlaşılsın. Bizde Virginya tütünü üretimi var, üretiyoruz ama tütün bizde diye devlet MARLBORO üretemez. Herkesin evinde Borcam var ama patenti bizim değildir. Ancak patent sahibiyle anlaşabilirsen üretirsin.. katma değer yaratırsın. Bu işler devlet yapmalı demenin hamasetten öte pratik anlamı yok kestirip atmayın. Kuzey Kore gibi Sosyalist sisteme geçersen , kimseyi tanımazsan, tüm dünyanın uyguladığı ticari sistemden çıkıp kendi başına kalırsan yaparsın..Hadi yapalım. Keşke ...
O zaman lütfen artık boş konuşmayalım. Çok zaman kaybedildi bu yüzden.
AK Parti İzmir Milletvekili Necip Kalkan'ın meclis konuşmasının yine bilinenleri tekrar eden tespitlerinden sonra dikkat çekici bir cümle kullandı " Bu madde Türkiye’nin cari açığının kapanmasında çok önemli. Bor Enstitüsünün 2018 bütçesinin 16 milyon 293 bin lira .Bu enstitüden beklentilerimiz ışığında bunu biraz daha artırmamız lazım. Borla ilgili organize ve ihtisas sanayi bölgeleri kuralım.dedi. Ve devamı önemli :
"En önemlisi de bor kimyasallarıyla ilgili tesislere hammadde garantisi verelim.” dedi. Kalkan’ın konuşmasını herkes alkışladı.
O zaman gereğini yapın düzenlemeleri getirin. Patentli üretim içeren Bor yatırımlarına hammadde önceliği ve ekstra avantajlar sağlayın. Açın Türkiye'nin önünü.