Azerbaycan Kaybederse Güney Kafyasya'da Kaybeder

Her dönemde, ister geopolitik isterse de geoekonomik rolüne ve önemine göre, Güney Kafkasya ciddi bir geçiş noktası olmuştur. Sovyetlerin parçalanmasından sonrada devam eden parçalanma, 90`lı yılların başlarında bağımsızlık kazanan Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan devletlerinin, bölge istikrarı hususunda birlikte çalışamaması ve iç dinamikleri dikkate almadan politika uygulamaları, hem kendileri hem de bölge açısından olumsuz sonuçlanmışdır.

Bu denli dikkatsizlik ve diplomatik kanalların tıkanması süreci, azerbaycanlı vatandaşların kendi topraklarından ermeni ayrılıkçılar tarafından zor gücüne sürülmesi ve Azerbaycan topraklarının işgal edilmesi ile tamamlanmıştır. Ermeni ayrılıkçılar karşısında aciz kalan Elçibey hükümetinin egemenliği, Azerbaycan halkı karşısında bitince, hem Elçibey hükümeti hem de Azerbaycan halkı Ulu Önder Haydar Aliyev hükümetin yönetimi için davet etmişlerdir. Yaşanan bu süreçte Bakü'ye gelen Ulu Önder Haydar Aliyev hem Güney Kafkasya'da devam eden istikrarsızlığı bitirmek hemde Azerbaycan'ın haklı sesini dünyaya duyurmak için halk oylaması ile cumhurbaşkanı seçilmiştir. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, hedeflediği planları gerçekleştirebilmek için güclü ekonomiye sahib olması gerekdiğini bildiğinden, hem Güney Kafyasya istikrar ve işbirliği için hem de Azerbaycan haklarını savunmak için, 1994 yılı 20 eylül tarihinde, 11 büyük şirketin katılımı ile, “Asrın Sözleşmesini” imzaladı. İmzalanan bu anlaşma hem Azerbaycan için hem de Güney Kafkasyanın istikrarı açısından çok etkili olarak kabül edilmektedir ki bu anlaşma bağlamında, “Ateşgah”, “Azeri-Çırak-Güneşli”, “Bahar”, “Dan Ulduzu”, “Eşrefi”, “İnam”, “Kürovdağ”, “Kum Deniz”, “Zafer-Meşale” ve TANAP gibi petrol ve doğal gaz yatakları projeler için hazırlandı.

Ulu Önder Haydar Aliyev`in vefatından sonra, Azerbaycan halkının oyu sonucu cumhurbaşkanı seçilen İlham Aliyev, temelleri güclü kurulan enerji politikası üzerinde dinamik bir dış politika belirledi. Azerbaycan, sahip olduğu sağlam enerji politikaları sayesinde hem ihraçatını yükseltirken hem de Güney Kafkasya liderliği üzerine güçlü konum kazanmıştır. Elbette, Azerbaycanın Güney Kafkasya bölgesinde kazandığı liderlik konumu ve gelişen, Azerbaycan ve onun partneri Gürcüstan devletlerinin ekonomisi karşısında, bölgede yaşanan eşitsiz kapasite dağılımı Ermenistan tarafından nefret ve kıskançlıkla karşılanmaktadır. Ermenistan'ın endişesi tam bir rasyonellik taşımaktadır çünk gelecek on yıl içerisinde Ermenistan nüfuzunun hızlı bir düşüş yaşanacağı beklenmektedir. Tabiiki, bu rasyonel yaşanışa karşın Ermenistan feodal zihniyyetle “saldırı moduna” geçmiştir.

Bu bağlamda “Abşeron” yatağının deniz operasyonları temel atılma töreninde konuşan cumhurbaşkanı İlham Aliyev, tam samimilikle, Dağlıq Karabağa gerçekleşen kanunsuz, ermeni göçlerini şiddetle eleştirdi. Açıklamadan da belli olduğu gibi, Ermenistan, mevcut işbirliğinden faydalanamadığı gibi kimsenin de faydalanmasını istememekde ve hedefleri arasında, farklı kanallar aracılığıyla, Azerbaycan cumhurbaşkanın hem devlet hem de Güney Kafkasya üzerinde mevcut rolünü kırmanın peşinde. Ama onların unutdukları tek şey, Azerbaycan'ın 90.cı yılların başlarındakı Azerbaycan, uluslararası ilişkilerde izolyosyana uğramış Azerbaycan olmayışıdır. Eminlikle söylemek mümkündür ki, Azerbaycan'ın gelişimi ve çöküşü, Güney Kafyasyanın gelişimi ve çöküşüne eşitdir

Yadigar Naghiyev/Siyasi-Sosyal araştırmacı

25-09-2020/BANDIRMA