GİRİŞ
NOT: En büyük rezilliğin, medeniyetsizligin, ahlaksızlığın ve namussuzluğun bizatihi gerçekliği bacak arasında mı, alaya alınan pembe yanaklı kokonada mı ya da ettiğimiz küfürlerde mi?
Ya da siyah ceset poşete doldurulup, köpeğe yedirilen cinsteki etleri
Ekmeğinin arasında bulmakta mı?
Zaten birey olamayan beni,,,
Yabancılaştıran ve evrilterek iğrençleştiren,,
Dünya perspektifi uçkurundan ibaret olanlarla kalma zorundalığında mı?
Ve yargısız infaz veren sizler;
Dedikodularınızi bir yıldız tozu gibi "önemsiz" bir canlı olma bilinci ile tokatlıyorum.
Verilmeyen mücadeleler ile cinnete evrilen ben ise;
Yıldıztozu olarak, gezegeninizi başınıza yıkmayı da bilir(iz)
https://www.youtube.com/watch?v=XDheLViZbrk&t=5s
(*) Mahrem: Lars Von Trier "Dog Ville" filmi!
Aşka Acımasız(!) Bir Bakış!
Uyarı: Ilıklar uzak dursun
...
Sadakatli olup, aldatmamak;
Birine duyduğun "Sevgi"den dolayı başkası ile olmamak.
Aldatmamak üzere edilen evlilik kurumlarındaki yeminlerin sadakatı bir BASKICILIĞI doğurur iken,
Sevgi gibi hoş ve dokunaklı sihirli sözcükler ise "Huzurun Mavisi"ne yelken açan bir KAÇIŞTIR: 
"Tek başına ele alındıkları vakit""
Mirasyedici, asalak, apolitik ve hayata karşı pasifist anlamda alaycı takılan birini, KENDİ IÇINDEN GELEREK istememektir mesele. Hayatın buz gibi katı gercekliğinden gelen bilinç doğrultusunda aldatmamaktır ve sevmektir yani mesele.
Anlatmak istediğim kısaca şudur:
Çelik gibi katı olan hayatın gerçekliğinden doğan bir BİLİNÇLİLIK!.
1a) Başkasının kölesi olmayıp, ona BAĞLI OLMADAN;
1b) KONFORUNU ZORLAYARAK örselenmektir.
Not: Hayatın içinde OLMADAN,
Kendini Tanıyamazsın.
25-10-2023/EMRE BAKIR/ISTANBUL