Sürü Bağışıklığı

Sosyal mesafe kuralı ne yazık ki uygulanamıyor.

Bu konu da ne kadar duyarlı, bilinçli ve dikkatli olursanız olun ;yaşam sizi bir şekilde içine çekiyor, durum sizin kontrolünüzden çıkıyor.
Kendi yaşadıklarımdan yola çıkıyorum; pandami başladığında Londra'ya yeni gitmiştim. Üstüme düşen sorumluluğa uygun olarak tam üç ay sokağa çıkmadım. Evde hijyen kurallarına uydum. Kendimi oyalayacak uğraşlar buldum, basit egzersizler yaptım. Eve girip çıkmak zorunda kalanlar antiseptik kullandılar, bana sokulmadılar, dokunulan yerleri sildim temizledim. Daha önce buraları görüp gezdiğim için de; gezip görememeyi dert etmedim. Daha sonra, çok geniş ve ıssız bir parka yakın taşınınca torunumla orada günlük yürüyüşler yaptık. Birkaç kez özel araçla dışarı çıktık .Benim bulunduğum çevrede insanların sokağa maskesiz çıktıklarını ama birbirlerinden olabildiğince uzak durduklarını gördüm. Marketlere tek tek girildiğine , kuyruklarda üçer metre ara ile sıra beklendiğine, kapalı alanların sürekli havalandırıldığına şahit oldum. Hatta birgün zorunlu olarak girdiğimiz restoranda kapıda bekletildik. Oturulacak masa ve sandalyeler köpüklü dezenfektanla siliniyor, giriş çıkışlar farklı kapılardan yapılıyor, insanlar birbirleriyle karşılaşmıyorlardı. Masalar geniş aralıklarla konmuş. Siparişimizi, ve ödememizi kural gereği onlayn yaptık. Kasa ile de ilgimiz olmadı. Ama dışarısı oldukça kalabalıktı. Herkes maskeliydi ama kaldırımda sosyal mesafe korunamıyor, yakınımızdan galip geçenler oluyordu.
İngiltere' de sıkı kurallar yok. Herkes kendinden sorumlu.
İngiltere başından beri sürü bağışıklık sistemini uyguluyor. Dünyada COVİT19 nedeniyle ölüm sıralamasında ikinciliğini koruyor. Takip ettiğim türkçe yayın yapan kanallardaki haber programlarından öğrendiğime göre hastalık huzur evlerine bulaşmış, yeterli korunamadıklarını düşünen görevliler işlerini bırakmışlar. Toplu ölümler olmuş. Bu arada kraliyet ailesinden de hastalığı atlatanlar olduğunu yine bu yolla öğrendim. Günü gününe; dünyadaki pandami olayındaki gelişmeleri bildirdiler. Nerede kaç hasta var, iyileşen ve ölüm sayısı açıklandı. Bazı ülkelerin verileri güvenilir bulunmadığı için adları bu listelerde yoktu. Ne yazık ki bizim ülkemiz de verilerine güvenilmeyen ülkeler arasındaydı. Zaman zaman tahmini bilgiler verildi.
Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum. Sürü bağışıklık sistemi bana çok acımasız ve ilkel geliyor. Benim ülkemde sağlık görevlilerinin kendilerini riske sokarak nasıl çalıştıklarını görünce onlara saygı ve sevgim tavan yaptı. Her ne kadar sağlık sistemimizi eleştirsek de bir çok ülkeden daha iyi durumda olduğumuzu düşünüyorum. En azından bir doktora veya sağlık çalışanına ulaşmada sıkıntı çekmiyoruz. İlaçlarımızın hepsini bulamasak da; bir çoğunu buluyor, alabiliyoruz.
Sürü bağışıklık sistemi, İsveç, Hollanda' da uygulanıyor. Hollanda' yı sorumsuzlukla suçlayıp sınırlarını kapatan Belçika'da ölüm olayı daha fazla olunca , Alınan ağır önlemlerin devlet ekonomisini çökertmesi de dikkate alınarak sistem tartışmaya açıldı. Bu sisteme göre; kişisel önlemlerin dışında aşı ve benzeri bir koruyucu önlem yok. Normal yaşam devam ediyor.Virüs her noktaya rahatça ulaşıyor. Virüsle temas eden kişi bağışıklık sistemi güçlüyse hastalanmıyor veya hastalığı bir şekilde atlatıyor. Bağışıklık sistemi güçlü olmayanlar, kendilerini de koruyamadılarsa ölüyorlar. Bir süre sonra bağışıklık kazanmış insanların sayısı artıyor, böylece diğer insanların çevresinde; hasta insan azalıp bağışıklık sistemi güçlü insanlar çoğaldığı için onlar da korunmuş oluyorlar. Yani blanço uzun zaman sonra ortaya çıkıyor. Ölen ölmüş, kalan kalmış oluyor.
Devletler pandami ile başa çıkamadıklarını anladıklarında, korunma yöntemleri bütçelere ağır
maliyetler yükleyip iş dünyası durma noktasına geldiğinde bu sisteme geçiyorlar. Bir de toplum bir yolunu bulup devletin koyduğu kuralları deliyorsa, alınan önlemler işe yaramıyorsa bu sistem kendiliğinden geliyor.
İşte dünya bugün bu durumda. Yasaklar özgürlüğe müdahele sayıldı, gösteriler yapıldı. İnsanlar sokağa döküldüler. Cahillik, geleneklere bağlılık, inançlar ve yaşam şekilleri, kuralları delmemize neden oldu. Alınan önlemler işe yaramadı. Ülkemizde bile , Ayasofya' ya koşan insanları, pandamiye çanak tutuluyor diye eleştirenlerin bir çoğu plajlara koştu. Toplu taşıma araçları doldu doldu boşaldı. Kumsallarda iğne atacak yer kalmadı.
Üç ay kapıdan adım atmayan, hijyene dikkat eden, kurallara uyan ben beş ay sonra evime dönmek için zorunlu olarak uçağa bindim. Hava alanında kontrolde geçip uçakta yerimizi alıncaya dek herşey normal görünüyordu. Koltuğuma oturunca benden en fazla 40cm uzaklıkta oturan tanımadığım sekiz kişinin ortasında buldum kendimi. Dört saat maske ağzımıza burnumuza yapışık. Terletiyor, kaşındırıyor, sıkıntı veriyor. Benim bir de allerjik bünyem var. Maskenin değdiği yerler kızardı, isilik oldu. İnsanlar yemek içmek için maskelerini sık sık çıkartmak zoruna kalıyorlar. Aksıran, tıksıranlar suç işlemiş gibi utanıyorlar. Kimini gıcık tutuyor. Kiminin boğazı kuruyor. Dakikalar geçmek bilmiyor. ( Eeeh! Neyse ne !) deyip maskeyi fırlatası geliyor insanın. İnişe yarım saat kala, anonsla bir doktor veya sağlık görevlisi aranıyor. Hasta uçağın arka kısmına alınıyor. Genç bir hanımın aniden ateşi yükselmiş, düşürememişler. Yolcular arkada olanları görmeye çalışıyorlar. Hostesler telaşlı. İkinci bir anonsla yolcuların uçağı terketmemeleri isteniyor. Yanımıza eşya almadan tek sıra halinde kontrol edileceğimiz söyleniyor. İnerken polise vereceğimiz bir formda kişisel bilgiler ve sağlığımızla ilgili sorular soruluyor. Uçak iniyor. Uzaylı gibi giyinmiş maskeli sağlık ekipleri arka kapıdan hastaya ulaşıyorlar. Sonra da sedye ile götürüyorlar. Allah şifa versin.
Bize gelince yeni bir anonsla ön kapıdan dip dibe. birbirimize yapışa yapışa indiriliyor, normal işlemlerimizi yapıp hava alanından ayrılıyoruz. Uçağa binerken ateşimiz ölçülmüştü. Herhalde hastalanan hanımın ateşi biniş sırasında normaldi.
Evime döndükten sonra sağlık ocaından veya emniyetten arayan soran olmadı. Duyduğuma göre bağlı bulunduğumuz sağlık ocağı 15 gün bizi kontrol altında tutacaktı. Bayram nedeniyle belki uygulama aksadı. Ben kendimi karantinaya aldım. Şu anda çok şükür iyiyim. Umarım bu iyilik devam eder. Açıklanmış bir bilgi yok ama sizler de ülkemizde sürü bağışıklık sistemi uygulanıyormuş gibi düşünün ve kendinizi o şekilde korumaya çalışın. İkinci dalga başladı. Hastalık yayılmaya devam ediyor. Birilerini suçlamak, yargılamak yerine kendimizi korumak için yapabileceklerimize odaklanalım .
ULVİYE KARA AKCOŞ-02-08-2020-BANDIRMA