Seçimlerdeki Artı BİR’in Önemi

Seçimlerdeki Artı BİR’in Önemi

Ülkemizde yaşanan 6 Şubat depreminde birçok insanımızı yitirdik, birçok insanımız sakat kaldı, birçok insanımız evsiz, barksız, korunmasız kaldı. Onların yaraları sarılmadan, onlara insan gibi bir yaşam sağlanamadan, ülkemiz “Genel Seçim” propagandasıyla çalkalandı.
14 Mayıs genel seçimlerinde, “Başpehlivan” seçilemedi. Anayasa gereği, 66 milyon seçmen oyunun, yüzdesel olarak 50 artı “BİR” oyunu alabilen Cumhurbaşkanlığı yarışını kazanıyordu. Yüzde elli oy oranını tutturabilmek yetmiyordu; “Artı Bir” gerekiyordu. Sonuçta, yenişemedi adaylarımız…
Şimdi, ülkemizin sakin seçmenler grubu, 28 Mayıs genel seçimlerinde kullanacakları oylar için sabırsızca gün saymakta. Terhisine kısa bir zaman dilimi kalan erlerin “şafak sayması” misali…
Yaşlısıyla, genciyle, hastasıyla, milliyetçisiyle, ümmetçisiyle, yorgun sosyal demokrat kimliğiyle ülke sakinleri, kazanmış oldukları yurttaşlık payesiyle “oy” kullanacakları anı beklemekte. Sonradan, bir şekilde TC. Kimliği verilenler, ülkemize sığınmak zorunda olup yerleşenler, 250 bin dolar ödeyip ev alanlar, seçmen sıfatı kazandılar mı bilmiyoruz. Bilmek de istemiyoruz, çünkü onlar, bizim gözümüzde “çakma”,”taşıma” yurttaş, ama bu şekilde oluşan, ülke topraklarında yaşayan, toplamda milyonları bulan insan gruplarından bahsediyoruz. Seçmen sıfatıyla onların, seçimlerde kime oy verecekleri az çok belli olduğundan diğer seçmen yurttaşlar gibi aynı milliyetçi duygulara, aynı heyecana büründüler mi, aynı tastan içtiler mi? Orası da bilinmemekte, araştırılması gereken sosyolojik bir muamma!..
28 Mayıs seçimlerinde “dananın kuyruğu” kopacak, hiçbir seçim hilesine yer verilmeksizin “oy”lar kullanılacak. Önceki seçimde olduğu gibi % 50+1 aranmayacak. Ama bu demek değildir ki; +1 aranmayacak! Artı bir, çok önemlidir, “Bir”lerin toplamından oluşan ve kullanılan genel oy toplamının, “Bir” fazlasını oluşturan, sonuçta kazananı belirleyen, +1’dir.
“Bir”, felsefedeki “tekil” kavramının, matematikteki “sayısal” karşılığıdır ve tek başına, “soyut” bir kavramdır. “Bir ağaç”, ya da “Bir insan” gibi, cümle içinde, işaret sıfatı olarak kullanıldığında “somut” bir kavrama dönüşür. “Bir”, tekillik içerdiğinden, toplumsal ilişkilerde gereğince önemli bir etki yaratmaz.
Bir ağaç kesilmiş, ya da bir insan ölmüş! Denildiğinde, bu durum, toplumsal yapı üzerinde “Bir” infial uyandırmaz. Lakin ”Birçok” ağaç kesilmiş, “Birçok” insan ölmüş denildiğinde toplumun genel çoğunluğu dikkat kesilir; “Ne oluyor orada?” diye sorgulama başlar ve yaşanan olaya hassasiyet gösterilir. “Birçok” kavramı, ‘Bir’lerden oluşan, felsefedeki “tikellik” kavramına özdeş kılınan bir sayısal grubu imler. “Birçok” ağaç , “Bir” koruyu oluşturur, “Birçok” koru ise “Bir” ormanı oluşturur.  “Bir” ve orman denildiğinde, orada durup düşünmek gerekmektedir; çünkü felsefedeki karşılık kavramı  “tümellik”, “evrensellik” olmaktadır. Genel oy kullanımı da böyle bir tümellik içerir, “Bir” cumhurbaşkanı seçilir, ya da Bir “iktidar” grubu belirlenir.
Yıllardır, eşimle birlikte, düzenli olarak sabah yürüyüşleri yapmaktayız. Bir adımla başlar yürüyüşümüz ve doygunluğa erişene kadar binlerce adımla sürer. Baharda yürüyüşlerin tadına doyulmaz, papatyaların, gelinciklerin arasında, yasemin kokularıyla, hanımellerinin doyumsuz kokularıyla yaşadığını hissedersin ve “yaşamak, güzel şey be kardeşim!” diyerek, yaşadığına şükredersin. Denizden gelen esinti, iyot kokusu da mest edicidir. Herkese açık alanlarda bulunan oyun parklarında, yürüyüş sonrası barfiks çekmeyi de alışkanlık haline getirdiğimden, onu yapmadığımda bir eksiklik hissederim. Sürekli deneyimlediğimden olacak, kol kaslarım 10 kez barfiks çekmeme müsaade edebilmekte. Bir gün bu hareketi yaparken gençten bir grup beni izlemekteymiş ve içlerinden birisi; “Ooo! Amcaya bak, bu yaşta kaç kez çekti, ben deniyorum bir kez bile olmuyor, sen nasıl yapıyorsun?” deyince, hoşuma gitti bu övgü sözleri ve gencin içten davranışı. Ona verdiğim cevap şu oldu; Bende senin gibi “Bir” çekmekte bile zorlanıyordum, günlerce “Bir” çekmeye çalıştım ve başardım sonunda, sonra “Bir”e “Bir” daha ekleyebilmeye çalıştım ve öylelikle, “Bir”ler, “çoğul bire dönüştü.
Ezcümle; “Bir” önemlidir, başlangıcı temsil eder. “Artı Bir” daha da önemlidir; seçimlerde ülkeyi yönetecek olanı seçer. Her bir oyumuza sahip çıkılacak, hilesiz, hurdasız bir seçim ortamında, ülkem insanlarının nefes alabilecekleri bir gelecek yaratılması umuduyla… İyi seçimler dilerim.
20.05.2023, İzmir, Sedat PAMUK