Depremin ikinci günü..

Depremin ikinci günü.
Bir az düşününce,
yazacak o kadar çok şey var ki,
bağıracak o kadar çok şey var ki,
susuyorum zamanı değil diye.

Hava buz gibi.

Utanıyorum ısınmaya.
Utanıyorum bir şeyler yemeye. 
Utanıyorum oturmaya.
Utanıyorum üstümü değiştirmeye.
Utanıyorum zamanı değil diye.

Üzerimizdeki yük o kadar ağır ki...

***

Depremde üçüncü gün.

Sesimi duyan var mı ?

Kepenkleri kapalı sessiz bir ev,

kapı-pencere fayrap olsa da,

yıkılmamış olsa daha iyi.

Bisiklet yaslanmış bir küp anıya,

hatırlanmak iyi de,

yaşansa daha iyi.

Kimsesiz gibi,

bir sokak değil,

on şehir,

cümle alem.

Tamı tamına böyle hayatın kıyısı.

Sesimi duyan var mı ?

Anla anlayabilirsen değil,

bir anlayabilsem.

Duy duyabilirsen belki,

bir duyabilsem.

Dokun dokunabilirsen.

Bir dokunabilsem, bir dokunabilsen...

Sesimi duyan var mı ?

08022023

****

Depremde dördüncü gün.

Coğrafya kadermiş derlerdi.
Bu kadar açık çarpılmaz ki yüzüme.
Sessiz sedasız ayrılacağım buralardan.
Üzerimde bir dünyanın yükü.
Sesim çıksa bile duyulmayacak.
Şehir eşrafından diye izin alınmayacak bana.
Şehir merkezine taşımayacaklar beni.
Öyle bir yer kaldı mı, bilmem.
Sıradan bir yere,sıradan sığınacağım.
Hakkımda söylenenler kalacak sahiplerinde.
Benim olmayan asılsızlar,
asıl sahiplerine miras kalacak.
Şu adam vardı ya,
şu adam diyecekler yüzümü görmeden.
Binler ile anılacak adım.
Belki bir sedir,
belki bir selvi kök salacak baş ucumda.
Kökleri yalayacak yüzümü yıllar sonra.
Kar, kış, kıyamet demeden.
Sıcak demeden, soğuk demeden, mevsimler boyu.
Yüksekten mi, derinden mi bilmiyorum ama.
Ben size bakıyor olacağım.
(Empati / Kaybettiklerimize saygı ile...)
09022023

05-02-2023/BANDIRMA