YUNUS DA, TAPTUK’UN ÖNÜNE YATMIŞTI…
Önce:
"Bir kere rastlanmış olması,
hizmetleriyle ön plana çıkmış bir KURUMUMUZU,
karalamak için gerekçe olamaz" cümlesi ile tarihteki yerini alan,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı için bir gensoru verildiğini,
‘Gensoru Önergesi’nin AKP oyları ile ret edildiğini hatırlayalım….
*
Sonra:
‘Gensoru’nun kabulü veya reddine oy kullanmayıp,
Meclis Genel Kuruluna girmeyen, böylece:
Örtülü bir şekilde Bakan’a ve AKP’ye destek çıkan,
“Mazrufa bakmayıp, zarfla ilgilenen”
Devlet Bahçeli’yi ve aynı tutumdaki tüm siyasileri şiddetle kınayarak yazıya girelim.
**
Açıklama notu olarak yazmamız gerekenleri de, yazarak devam edelim…
Tilavet kelimesinin karşılığı:
Kitap okumak veya takip etmek anlamındadır.
Kur’ân tilaveti ise:
Kur’ân okunurken takip etmektir.
*
Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz günlerde:
MARMARİS ENSAR VAKFI’nın bir aktivitesi,
Marmaris İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve
Marmaris Müftülüğü’nün katkılarıyla,
Marmaris’in lüks otellerinden birinde yapıldı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi İmam Hatibi ve birçok hafız Kur’ân okudu,
‘Tilavet’e gelenler salonu tıklım tıklım doldurmuşlar.
Maşallah…
*
Umarım; bu vakıf da, kimin nesiymiş demiyorsunuzdur.
Diyorsanız, bir ipucu:
Kemal Kılıçdaroğlu, bir konuşmasında:
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın bu vakfın “önüne yattığını” iddia etmiş,
Ahlaksızlıktan tutun da, sapıklığa varana kadar pek çok şeyle suçlanmıştı.
Gazetelere manşet, gündemin ilk konuşulanı olmuştu.
Hatırlamış olmalısınız…
Yok, gene hatırlayamadınız mı?
O zaman:
Açarsınız interneti, vakfın tüm faaliyetlerini ve hizmetlerini öğrenirsiniz…
**
Belki şaşıracaksınız ama “Önüne yatma” deyince, aklıma:
“Dervişlik dedikleri
Hırka ile taç değil
Gönlün derviş eyleyen
Hırkaya muhtaç değil…”
--
“Durmuş marifet söyler
Erene Yunus Emre’m
Yol eriyle yoldadır
Yolsuza yoldaş değil…” diyen Yunus Emre geliyor.
Hikâyeyi bilirsiniz…
Yunus, Taptuk dergâhından ayrılmaya karar verir.
Şeyhine haber vermeden bir sabah yola çıkar.
Yapığı yanlışı anlayınca geri döner ama gecikmiştir.
Şeyhin karısı;
Taptuk’un kırgın olduğunu, kendisi ile konuşup konuşmayacağını bilmediğini söyler.
Durumu anlamak için:
Taptuk’un önüne(geçeceği kapının eşiğine)yatmasını;
gözleri görmeyen adamın bastonla kendisini fark ettiğinde kim olduğunu soracağını,
“Yunus” tur diyeceğini,
Taptuk’un, “Hangi Yunus” diye sormasının affetmediği;
“Bizim Yunus mu?” diye sorması ile affetmiş olduğunun anlaşılacağını söyler.
Öyle de yaparlar, Taptuk’un bastonu Yunus’a takılır.
Karısına sorar:
“Orada kim var”
Karısı cevaplar:
“Yunus”
Taptuk:
“Bizim Yunus mu?”
Taptuk Emre’nin, ‘önüne yatan’ Yunus Emre affedilmiştir…
Yıllar geçer, mısralar gelir:
“Taptuk'un tapusunda
Kul olduk kapısında
Yunus miskin çiğ idik
Piştik elhamdülillah…”
SÜHA ORAL- http://www.xn--bandrmalyz-0ubeb.com/yazarlar/suha-oral/yunus-da-taptukun...