ROZETTEN FAZLASIDIR!

 

PKK saldırıları,
İŞİD bombaları ve
FETÖ’nün başarısız darbe denemesi sonrasında öyle bir noktaya gelindi ki,
üniter bütünlüğümüz tehlikeye girdi. 
Evde, kahvede, işyerinde ‘ne oluyoruz?’ denmeye başlandı.
Yurtseverler, bu sarmaldan çıkabilmenin çaresinin de, çıkış yolunun da:
Cumhuriyetin temel ilkelerine dönüş olduğunu yüksek sesle dile getirmeye başladılar.

*

Tartışma programlarında söylendi, köşe yazılarının ortak teması oldu.
Cumhuriyetin temel ilkelerine dönüş ve yeniden sıkı sıkıya takip…
Şimdi bazıları çıkacak:
‘Yahu savaştayız… 
Gaziantep, Şırnak, Suriye, PYD, ÖSO konuşma zamanı. 
Nereden çıktı bu temel ilkeler?’ diyecek.
Bir açıdan doğru ama…
Bizler, bu günlere ‘o’ ilkelere bağlılığı zayıflattığımızdan gelmedik mi?

*

‘O’ İlkelere sıkı sıkıya bağlı olsa idik:
Bir gecede ‘Kardeşim Esat’, ‘Eset’ oluverir miydi?
PYD, dolayısı ile PKK; Peşmerge görümü ile ülkemize sokulup Kobani’ye taşınır mıydı?
Açılım adı altında PKK’nın ilçelerimizi kazmasına, tuzaklanmasına göz yumulur muydu?
Türk Silahlı Kuvvetlerine ‘kumpas’ kurulur muydu?
81 ilin emniyet müdürlerinden 74’ü terör örgütüne teslim edilir miydi?
…muydu? …miydi? Sorularını artırabilirsiniz, ancak cevap değişmez…

*

Kurucu iradenin, sıkı sıkıya takip edilmesi gerekli ‘o’ ilkeleri:
Cumhuriyetçilik
Halkçılık
Laiklik
Devrimcilik
Milliyetçilik
Devletçilik olarak sıralanır ki, yakaya iliştirilen rozetten fazlasıdır!
İçselleştirmek gerekir.
Bu ilkeleri saran, bütünleyen olmazsa olmazlar ise:
Tam bağımsızlık,
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, 
Milli birlik ve beraberlik,
Yurtta sulh, cihanda sulh,
Demokratik ve sosyal hukuk devleti,
Kuvvetler ayrılığı prensibi,
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünemezliği,
Dilinin Türkçe olması,
Çağdaşlaşma, bilimsellik ve akılcılık,
İnsan ve insanlık sevgisi olmuştur ki,
‘kamuda başörtüsü’ ve ‘polisin saçının ucu’ teferruattır.