“Anlıyor musun?”
Rüştü Bey,
“Nohut fiyatları yükselmiş…
Vatandaşa ucuz nohut yedirmenin yolu da hemen bulunmuş: İTHAL ETMEK.
Artık; Rusya’dan mı, Meksika’dan mı, Etiyopya’dan mı alınır bilemeyiz?” dedi.
Sakin ve anlattıklarını iyi bilen birinin özgüveni ile devam etti:
“Bu gün için biliyoruz ki,
Antep fıstığı: Kırgızistan’dan
Armut, çilek, erik, mandalina: Almanya, Danimarka, Fransa, Hollanda’dan
Arpa: Rusya, Fransa’dan
Ayçiçeği: Rusya’dan
Bakla: İtalya’dan
Barbunya fasulye: Fransa’dan
Bezelye: Rusya’dan
Buğday: Rusya, Almanya, Kazakistan, Ukrayna, Yunanistan’dan
Çay: Sri Lanka’dan, Hindistan, Kenya’dan
Fındık: Almanya’dan
Kekik, keçiboynuzu: ABD, Hollanda, İngiltere, İtalya’dan
Kuru Fasulye: Kırgızistan’dan
Kuru meyve: Fas, Fransa, Şili, Almanya, Afganistan, Moldova, Polonya’dan
Kuru üzüm: ABD, Hollanda, İngiltere’den
Mercimek: Rusya, Fransa, Kanada’dan
Mısır: Rusya, Ukrayna’dan
Muz: Panama’dan
Nohut: Rusya, Meksika’dan
Pamuk: Hindistan, ABD, Yunanistan, Pakistan, Özbekistan, Brezilya’dan
Pirinç: Mısır, Uruguay Pakistan, ABD, Kırgızistan’dan
Sarımsak: Çin’den geliyor.
Listenin kaynağı olan Tarım Bakanlığı sitesine bakılırsa görülecek ki,
2004 öncesi bu kalemlerin hiçbiri ithal edilmemiş…
-Barbunya fasulye sıkıntısı,
-Mercimek eksikliği,
-Pamuk yokluğu,
-Buğday yetmezliği,
-Arpa azlığı konu olmamış.
Demek ki, ürettiklerimiz bize yetiyormuş…”
Sonra masada kendisini dinleyenlere sordu:
“2017 yılında, tarımda kendine yeten ülkelerden birisi miyiz?
“Hayır!” dediler.
Rüştü Bey,
“Peki, neden?
-Nüfusumuz mu çok arttı?
-Topraklarımız mı bereketsizleşti?
-Köylümüz mü tembelleşti?”
Konuşmasına ara verdi, çayından bir yudum aldı, “Başa dönelim.” dedi.
“Vatandaşa ucuz nohut yedirmenin yolu:
(sanki yapacak başka bir şey yokmuş gibi)
İTHAL ETMEK, YURT DIŞINDAN SATIN ALMAKMIŞ!!!!
Yeterli ve ucuz nohut için neden:
ÇİFTÇİNİN MAZOTUNDAKİ VERGİLER AZALTILIP,
‘YATÇILARA’ SAĞLANAN KOLAYLIK ÇİFTÇİMİZE DE SAĞLANMIYOR!
Ve neden, ÇİFTÇİNİN GÜBRESİ UCUZLATILMIYOR!” dedi, Emre’ye sordu:
“Sen, mazottaki vergilerin neden azaltılmadığını,
Gübrenin ucuzlatılmadığını anlıyor musun?
Emre:
“Tabii ki, anlıyorum…”
Rüştü Beyin beklemediği bir cevaptı, şaşkınlık ve merakla:
“Eee, ne duruyorsun bize de anlat.”
“Durun, şimdi benim dilim dolaşır beceremem, siz en iyisi dinleteyim…” dedi,
telefonundan internete bağlandı. Kıvrak müziğin eşliğinde, rahmetli Öztürk Serengil’in
sesi duyulmaya başladı.
“Abidik gubidik twiste twiste Lap lup laba luba twiste twiste Abidik gubidik twiste twiste Lap lup laba luba twiste twiste Abidik gubidik abidik gubidik twiste Yeşşee....” (1)
Rüştü Bey’in dudaklarına bir gülümseme yayıldı, parçayı sonuna kadar dinledi.
”Şimdi bende anlamış oldum…” dedi ve ekledi:
-Herhalde anlamayan da, kalmamıştır…
Not:
1-1964 yılında sinama oyuncusu ve komedyen olan Öztürk Serengil’in seslendirdiği