Otomobilde tercih sorusu değişti. Pilli mi, Hidrojenli mi?

YAKIN GELECEĞİN ARAÇLARINDA  TERCİH : PİLLİ MI, HİDROJENLİ Mİ?
Elektrikli arabaların yüksek satın alma fiyatı, satışlar için en büyük caydırıcı olma durumunu devam ettiriyor.

Elektrikli bir modeli tercih eden yeni otomobil alıcıları, daha maliyetli olmasına rağmen  benzinli veya dizel otomobile göre hala neden yüksek fiyat ödüyor? Sorgulanan bu. Tanıdığım insanlar devlet yetkililerinden emisyonu sıfır araçları teşvik etmesi gerektiği halde, siyasilerin nedense umurunda olmamasını sert  eleştiriyor.

Elektrikli veya Hidrojen yakıtlı araçlar teşvik edilirse fosil atık üreten kanserojen  benzinli veya dizel araçlar kendiliğinden ortadan kalkar ve sağlık sistemi rahatlar.  Bu MARJİNAL fayda nedense göz ardı ediliyor. İnsanlar sömürücü ilaç endrüstrisini suçluyor. Sinsice bu yüksek kazanç getiren durumu sürdürmek istediği yönünde kanıya sahip. Güzel bir örnek uygulama Norveç'te . Kapsamlı hükümet desteği sayesinde petrol üreticisi ve 3 milyon nüfusu olduğu halde  Norveç'te, satın alınan yeni arabaların neredeyse yüzde 80'i elektrikli.

Bataryalı elektrikli arabaların (BEVS) satışları Avrupa genelinde artıyor ama yine de yeterince hızlı değil. 

Öte yandan Türkiye'nin geç kalmakta olduğu sektör Hidrojen bazlı enerjiyle çalışan araçlar. Bu sektöre  odaklanmanın zamanı geldi ve geçiyor. Çünkü BOR bizde. Hidrojenin TEHLİKE ARZETMEDEN depolanmasında en önemli unsur  hatta tek yöntem Bor türevinin  sahibi Türkiye'de. Türkiye bor teşviği ile teknolojisi hazır firmalarla işbirliği yapabilir. Fosil yakıtlara milya r dolar ödemekten kısa sürede kurtulabilir. Özgüvenli iktidarlar gerekiyor.
Japon hükümeti 2030 yılına kadar yollarda 800.000 hidrojenli araç bulundurmayı planlıyor, Çin ise 2035 yılına kadar 1 milyon gibi iddialı bir hedef belirledi.

Toyota ve Hyundai  hidrojene büyük yatırım yapıyor. Her iki firmanın Türkiye ilişkileri iyi, bu geliştirilebilir. Alman firmalarından Mercedes henüz hidrojene ilgi göstermiyor ama  Bavyeralı BMW  hidrojenle çalışan arabaların pille çalışan arabalarla birlikte yatırımlarını geliştiriyor. Ancak Almanları Türkiye'de yatırıma davet etmek  tırnak içinde romantik anlamda "tehdit ve santajla" yürürlüğe girebileceğini her Türk biliyor. Çünkü Almanların özelliği klasik gelenekle hep banadır. Rantı Paylaşmazlar.
*
Elektrikli araba ile hidrojen arabası arasındaki fark nedir?
Basitçe söylemek gerekirse, akülü elektrikli bir araç, bir pilde depolanan elektrikle çalışır ve elektrik şebekesine takılarak yeniden şarj edilir.

Bir hidrojen yakıt hücreli elektrikli araç, ise o da elektriklidir ancak kendi elektriğini "yakıt hücresi yığınındaki kimyasal bir reaksiyon" yoluyla üretir. Bu elektrik daha sonra tekerleklerin motorlarına güç sağlar ve tek emisyon su buharıdır. Kısaca bu araç sadece suya ihtiyaç duyar ancak bu çeşme suyu değil. Hidrojen yakıt hücreli arabalara yakıt ikmali belirli servis istasyonlarında yapılır.

Bir hidrojenli arabanın güzelliği, benzinli veya dizel bir arabayı doldurmak için gereken sürede yeniden doldurabilmeniz, benzer bir menzil elde edebilmeniz ve tüm bunları sıfır emisyon üretirken yapabilmenizdir.

Sıfır emisyon dediğimiz su buharı.

Öyleyse, hidrojen neden hızlıca hayatımıza girmiyor. Çünkü yüksek teknoloji maliyeti var. Henüz. Bu teknoloji herkeste yok hadi ben yapayım derseniz bir hayal. 
Hidrojen üretmenin yolu teknik bir süreçtir kısaca  suyu hidrojen ve oksijene ayırma süreci ile bir dizi teknolojik ilişki ile  elektrik kullanma süreci olan elektrolizdir. Ancak  verimlilik yüzde 100'ün oldukça altındadır. Hidrojeni bir dolum istasyonuna naklettiğiniz zaman daha fazla kayıp meydana gelir ve taşıma aşamasını atlasanız bile depolama maliyeti de yüksektir. Yola çıktığınızda ve arabada hidrojenin elektriğe dönüştürüldüğü, orijinal elektriğin sadece yaklaşık yüzde 38'inin kullanıldığı tahmini açık kaynaklarda belirtilen bir bilgi..

Bir hidrojen altyapısı inşa etmenin ilk yatırım riski, tek bir şirket için çok yüksek olduğundan, bu sorunun üstesinden gelmek için devletin ilgili kurumları devreye girmeli girişimci şirketlere her türlü sübvansiyon desteği  açarsak alt yapı lojistik vergi desteği yapmalıdır.. Özellikle enerji için yüksek döviz bedelleri ödeyen ülkeler için, Bütçe sorunu yaşayan Türkiye için öncelikli gereklilik bu.. Devlet ve idareye hakim  hükümetleri, oto üreten endüstriyi ve yatırımcıları bir araya getiren planlama ve koordinasyonu kayıtsız şartsız yerine getirecek.
Tehlikeli bir yanıcı olan Hidrojen  depolanması zordur ve bir kaza durumunda güvenlik riski oluşturur. Ancak Toyota gibi otomobil üreticileri, yakıt hücreli elektrikli otomobillerin geleneksel araçlar kadar güvenli olduğu konusunda ısrar ediyor. Japon otomobil üreticileri hidrojenin  güvenli ve güvenilir bir şekilde kullanılabilmelerini sağlamak için hidrojenle çalışan arabaları aşırı koşullar ve sıcaklıklarda test etmek için uzun yıllar harcadı. Biliyorum bunu , ben ilgi alanım olduğu için yakından takip ediyorum. Bunca arge masrafını görmezden gelmek te mümkün değil  Çin in vaktiyle yaptığı gibi - ki bu onlar için siyasi olarak zorunluydu-  teknoloji hırsızlığı yapmadan işbirliği yaparak  yıllardır çözüm üretmek için milyar dolarlar harcayanlara hakkını vereceksin.
Yeni elektrikli arabalar Türkiye de ve dünyada özellikle Çin'de düzenli olarak piyasaya sürülürken, Avrupa'da  yalnızca iki hidrojen arabası var; Hyundai Nexo SUV ve Toyota Mirai. Türkiye de hidrojenli araç henüz yok çünkü enerji istasyonu  yok. Bandırma'da Enerji Sa pilot çalışma yapıyor bekliyoruz. Güneşten ve rüzgardan elektrik elde etme süreci hızla gelişiyor. Asıl sorun pilde yani depolamada. Devlet bu konuda da yeterli girişimciliği göstermiyor üzüntüyle izliyoruz.

Tanıdığım bir kaç siyasetçi hala android telefona bile geçemedi. İnatla geçmiyorlar ya.. Bide bunların yönetici koltuklarında olduğunu düşünün. Çok varlar çok.

Yeni nesil yöneticiler gerekiyor.0

08-02-2023/ edit:  MEHMET LEVENTOĞLU