İtitfaklarda Milletvekili Dağıtım Yöntemi Kafa Karıştırdı..

Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu ile aynı günde yapılacak milletvekili seçimlerine yeni dikkat harcamaya başladı. Bunun iki temel sebebi var. Birincisi hem Millet hem de Cumhur İttifakı’nda süregelen ortak liste tartışmaları. İkincisi ise Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın adaylıklarını açıklamalarından sonra cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalma ihtimalinin artması ve mecliste çoğunluğu sağlayan ittifak adayının ikinci turda kazanma şansının daha yüksek olduğunun değerlendirilmesi.

Tartışmaların odağında ise Nisan 2022’de değişen seçim kanunu var. Bu kanunla ilgili, seçim aritmetiğini etkilemesi bakımından bilinmesi gereken iki konu var. 

Baraj kuralı değişmedi
Bu konuda ciddi bir kafa karışıklığı var. Oysa ki 2018’deki baraj kuralı hâlâ geçerli. Bir parti barajı geçemediği durumda, içinde bulunan ittifak %7 barajını geçiyorsa, o parti de barajı geçmiş sayılıyor. Bu bahiste çoğu kez bahsedilen bölge barajı veya il barajı diye bir uygulama söz konusu değil. Türkiye’de 1961’den beri, bazı seçimler hariç, uygulanan D’Hondt sistemi ise bazı yorumcular için fiili seçim bölgesi barajı olarak yorumlanıyor ancak bu yorum pek gerçekçi değil.

Milletvekillerinin dağıtım yöntemi
Bana kalırsa meclis aritmetiğini en yakında ilgilendiren değişiklik seçim bölgelerinde milletvekillerinin dağıtım algoritmasında gerçekleşti. 2018 yılında yapılan genel seçimlerde, her seçim bölgesinde milletvekillikleri önce ittifakların toplam oyuna göre dağıtılıyor sonra da her ittifakın payın düşen milletvekilliği, o ittifakı oluşturan partilerin aldıkları oy nispetinde yine D’Hondt sistemi kullanılarak yapılıyordu. Değişikilikten sonra artık bir seçim bölgesindeki milletvekillikleri tek turda, her partinin aldığı oy nispetinde, ittifakların aldığı toplam oy oranı dikkate alınmadan, D’Hondt sistemi kullanılarak dağıtılıyor.

Bu değişiklik ilk yapıldığında hedefin, o zamanki adıyla altılı masanın çıkarabileceği en fazla milletvekili sayısını sınırlamak olduğu görülüyordu. Ancak bugünden bakınca, acaba Cumhur İttifakı yöneticileri ikinci tur ihtimaline karşı meclis dağılımını o günden garanti altına mı almak istemişlerdi? Söylemek zor. Sebebine gelince; Millet İttifak’ı 2 görece büyük ve 4 görece küçük partiden oluşuyor. Küçük partiler ittifak marifetiyle barajı geçseler de oy oranları herhangi bir seçim bölgesinde milletvekili çıkarmak için yeterli değil. Öte yandan önceki yasa yürürlükte olsaydı bu küçük partiler milletvekili çıkarmasa bile ittifakın toplam oyuna yaptıkları katkı ile Millet İttifakı’nın toplam milletvekili sayısını artırabilirlerdi. Artık bunu yapamazlar. 

İttifakların önündeki yollar
Yukarıda anlatmaya çalıştığım kural değişikliği ittifakların önüne iki farklı seçenek sunuyor; ortak liste veya ayrı liste. Baştan söylemek lazım ki bir ittifakın milletvekili sayısını en fazlaya çıkarmak için ne 87 seçim bölgesinin tamamında ortak liste yapmak ne de tamamında ayrı liste ile seçime girmek ile mümkün. Her bölgenin, kendisine has özellikleri ve ittifakları oluşturan partilerin bu özellikler çerçevesinde öne çıktığı bölgeler var. Dolayısıyla 87 bölgenin her biri tek tek değerlendirilmeli.

Ayrı liste seçeneğinde, siyasetçilerin tercih ettiği şekliyle partilerin seçime kendi logolarıyla girdiği durum, bir ittifakı oluşturan bir parti 87 seçim bölgesinde kendi milletvekili listeleriyle seçim yarışına giriyor. Bu demek değil ki seçime kendi listeleriyle girmeyi tercih eden bir parti ittifaktan çıkıyor. Partiler, 2018 seçimlerinde olduğu gibi, ittifak içinde kalmaya devam ederek seçimlere kendi milletvekili aday listeleriyle girebilirler.

Ortak listede ise ittifakı oluşturan partilerden ikisi veya daha fazlası, seçim bölgesinin özelliklerine göre adaylarını bir partinin listesinden göstermeyi tercih eder. Örneğin, DEVA ve Saadet Partisi milletvekili adaylarını, Konya’da daha güçlü olduğunu düşünülen Gelecek Partisi listelerinden yarışa sokabilir. Bu durumda Konya’da seçmenin önüne gelecek oy pusulasında DEVA ve Saadet Partisi’nin amblemleri ve dolayısıyla milletvekili adaylarını isimleri olmazken, sadece Gelecek Partisi’nin amblemi ve milletvekili listesi olacaktır.

İttifak içinde bulunan partiler aynı anda bazı seçim bölgelerinde ortak liste uygulamasını diğerlerinde ise ayrı liste uygulamasını tercih edebilirler. Ancak, bir partinin seçime katılabilmesi için en az 41 ilde milletvekili aday listesi çıkarması gerekmektedir. Uzun lafın kısası ittifakların önünde çok kısıtı olan bir optimizasyon problemi var. Bu problemi çözmek için milletvekili aday listelerinin YSK’ya teslim edileceği 9 Nisan 2023 tarihine kadar süreleri var. 

Peki güncel durum nedir?
Yukarıda anlattığım milletvekili dağıtım kuralındaki değişiklik geçtiğimiz Salı gününe kadar öncelikli olarak Millet sonra da Emek ve Özgürlük İttifakı’nı ilgilendiriyordu. Zira değişikliğin mimarı Cumhur İttifakı partilerinin ortak listede mutabık kalarak, rakiplerinin yaşadığı dezavantajlı durumdan faydalanacakları varsayılıyordu. Ancak Devlet Bahçeli, ittifakın görece küçük partilerine serzenişte bulunarak, partisinin tüm seçim bölgelerinde kendi logosuyla yani ayrı listeyle seçime gireceğini açıklayınca hesaplar şaştı. Ben bu kararın tamamen uygulanacağı kanaatinde değilim; ama artık Cumhur İttifakı’nın da çözmesi gereken bir optimizasyon problemi olduğu aşikar.

Kazandıran senaryo
Daha önce de dediğim gibi, bir ittifakın milletvekili sayısını en fazla seviyeye çıkarmak için 87 seçim bölgesinin her biri için stratejik kararlar alması gerekiyor. Millet İttifakı için 6 partinin tek listede birleşmesi veya Emek ve Özgürlük İttifakı için TİP’in her seçim bölgesinde Yeşil Sol ile liste ortaklaşmasına gitmesi en fazla milletvekilini çıkarmak için doğru senaryo olmayabilir. Örneğin Emek ve Özgürlük İttifakı TİP’in HDP seçmeni olmayan seçmenlerden oy alarak milletvekili çıkarabildiği bölgeleri tespit etmeli. 

Özetle 14 Mayıs'ın tek önemli seçimi cumhurbaşkanlığı seçimi değil. Milletvekili seçimi için de çok ince hesaplar yapılması gerekiyor.

CAN SELÇUKİ YAZISI : kaynak apostol