TSİP Genel Başkanı Turgut Koçak "Her Gün Tatava "

HER GÜN TATAVA / TURGUT KOÇAK (TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI)

AKP ve saray sözcülerinden her gün tatava dinlemekten buramıza kadar geldi.
Yalanın en fırıldaklısını söylemekte o denli ustalar ki bu konuda haklarını
teslim etmek gerek, kimse onların bu becerilerine ulaşamaz.

Bekir Bozdağ'ı tanıyorsunuz. Yeterince tanımıyorsanız, tanımanıza biraz da
biz yardımcı olalım. Adaletin rafa kaldırıldığı, adalet dağıtımının
birilerinin iradesinde cisim bulduğu, özetle adaletin A'sının mumla
arandığı bir ülkede Adalet Bakanlığı koltuğunda oturmaktadır.

İşte bu kişi memleketi olan Yozgat'ta 'EVET' kampanyası başlatmış, 'HAYIR'
diyenleri terörist ilan ettikten sonra 'HAYIR' diyenlerle Fethullahçıları
ve PKK'lıları aynı safta olmakla suçlamış.

Kısa bir gezintiye çıkmakta yarar var. Bizler Bekir Bozdağ'ı
Fethullahçıların hayranı ve cansiperane savunucusu olarak biliriz. Bizlerin
Fethullahçıların ne menem şeyler olduğunu söylediği zamanlarda kendisi
dahil bütün AKP'liler onlara toz kondurmaz, onların ne büyük birer "Hizmet
Hareketi" olduğunu söylemekten en küçük bir utanma sıkılma bile
duymazlardı. Hatta "Hizmet Hareketi" dedikleri bu yapının ülkeyi soyup
soğana çevirmesinde ve bütün kurumları ele geçirmelerinde siyaseten
AKP'lilerin tamamı onlarla birlikteydi. Bekir Bozdağ'ın bu yönde sayısız
konuşmaları ve savunmaları olduğunu da hemen herkes bilmektedir.

AKP ve saray iktidarının iradesiyle kurulan kumpaslar sonucu bu ülke
'BALYOZ', "CASUSLUK", "ERGENEKON" vb bir sürü yargılamaları yaşadı. Bu
yöntemle TSK'ya pusu kurulup Fethullahçıların önü açılırken de Recep Tayyip
Erdoğan'ın kendisi bizzat bu davanın savcısı olarak ortaya çıktı. Hiç
kimsenin o günlerde yaşananların belleğinden silindiğini sanmıyoruz.
Bununla birlikte Bekir Bozdağ gibi adalet terazisi adalet tartmayan bu
kişiden böylesi suçlamaların gelmesine tabii ki de şaşırmış değiliz. Ancak
yine de bir ülkenin halkını böylesine aptal yerine koyan kişi ve
kişiliklerden de artık sıdkımızın iyice sıyrıldığını söylemek isteriz. Bu
yüzden de Bekir Bozdağ'ın memleketinde hemşerilerine deve büyüklüğünde
yalan atmasına Yozgatlılar; 'atma Recep din kardeşiyiz" demişler midir
bilmiyorum ama bundan sonra Yozgat'ta da bu yönde bir hareketlenmenin
olacağı kesindir.

Gelelim; Bekir Bozdağ'ın 'HAYIR' diyenlerin PKK'lılarla ortak davrandıkları
savına. Bugün HDP mecliste milletvekilleri olan bir partidir. Öteden beri
HDP ile en içli dışlı olmuş parti de tartışmasız AKP olmuştur. Bilinen,
bilinmeyen, açıklanan, açıklanmayan o kadar çok konu iki parti arasında
konuşulmuştur ki bu konuda en çok zan altında olan parti AKP'dir ve de AKP
adına yollara düşüp saray diktatörlüğü için oy isteyenlerdir. Bizim
söylediklerimizin doğruluğunu anlamak isteyenler varsa Beşir Atalay'dan
başlayıp bilmem kime kadar AKP'li bakan düzeyinde kişilerin açıklamalarına
bir bakmaları yetecektir de artacaktır bile. Bu yüzden de Bekir Bozdağ
kalkıp böylesine yalan dolan dolu bir kağnı laf edeceğini kendisi Adalet
Bakanı koltuğundadır, İstanbul/Kadıköy'de 'HAYIR' çalışması yapan kimselere
polisin gösterdiği tutum ve davranışların ne anlama geldiğini açıklamalıdır.

Nisan ayı içinde yaşamsal bir halk oylaması vardır. Yaşamsal diyorum çünkü
bu oylama 'EVET' olarak çıkarsa şunu bunu tartışmamıza gerek yoktur, ülkede
rejim değişikliği olacak Türkiye cumhuriyet yönetiminden bütün egemenliğin
tek kişide toplandığı padişahlık ve de bunun gereği olarak diktatörlük
yönetimine geçmiş olacaktır. İşte bu nedenle 'HAYIR' çalışması yapanların
çalışmalarının polis marifeti ile silah çekilerek ve de bu çalışmayı
yapanların ensesine silah dayayarak engellenmeye kalkılması kim ya da
kimlerin teröristçe bir tutum içinde olduğunu açıkça göstermektedir.

15 yıllık AKP iktidarı döneminde politikanın bu denli düzeysizleştirilmiş
olmasını ve ikiyüzlülüğü anlamamız olası değildir. İlkel ve de milliyetçi,
dinci bir takım saiklerle halkın aklını çelmek bilinmelidir ki doğrudan
halk düşmanlığıdır. Bu arada partinizin Bolu İl Başkanı'nın yediği
herzeleri de anımsatırsak gittiğiniz yolun nasıl bir yol olduğunu bu
ülkenin yurttaşlarının anlamamış olması olası değildir.

AK Parti 65. İl Danışma Meclisi’nde konuşan İl Başkanı Doğanay, bu
referandumun daha önceki referandum ve seçimlerden çok farklı olacağını
söyledi. Bu referandumun Türkiye’nin kaymağını yiyenlerle son karşılaşma
olacağını söyleyen Doğanay,”Bu referandum 90 yıl sonraki dönem noktamız. Ya
sandıkları patlatıp Osmanlı’nın torunları olarak masaya elimizi vuracağız
ya da bir 90 yıl daha sürünmeye devam edeceğiz” dedi.

Sözü uzatmaya gerek yoktur. AKP Bolu İl Başkanı Doğanay'ın söyledikleri
bile bu ülkenin vicdan sahibi her yurttaşına ne kadar büyük görevler
düştüğünü açıkça göstermektedir. Kaymağını yiyenleri görmek mi istiyor
Doğanay; AKP'nin 15 yıllık iktidarına bakmalı, ihale yasalarını incelemeli,
kimlere nelerin ihale edildiğini görmeli, fakir, fukara, garip guraba
olanların nasıl KARUN olup çıktıklarını anladıktan sonra bu sözleri öyle
etmelidir. 90 yıl falan sözlerine gelince; açıkça cumhuriyet düşmanlığı
olduğu bellidir bu yüzden de şöyle miydi, böylemiydi diye tartışmamızın
anlamı da yoktur gereği de.

İşte bu yüzden sandık patlatma (siz bunu oy hırsızlığı olarak anlayın)
sevdasında olanlara ve cumhuriyet yerine hilafet ve padişahlık peşinde
koşanlara kimin torunları olurlarsa olsunlar geçit vermeyecek ağızlarının
da payını bir güzel vereceğiz.

Söylediklerim bilmem yeterli oldu mu?

BANDIRMA GERÇEK