Prof.Dr.Yılmaz Arı, MANYAS KAZAKLARI Kitabını İmzaladı.

Sebahattin Pravadılı

Prof. Dr. Yılmaz Arı’nın katılımıyla ; MANYAS KAZAKLARI Tarih, Kültür ve Göç Kitabının tanıtımı  Bandırma Santral Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Bandırma tarihine meraklı bir topluluğun ilgiyle ve konuşmalara katılarak takip ettiği toplantı sonunda Prof.Dr.Yılmaz Arı okuyucularına kitaplarını imzaladı.

Bizim coğrafyamız, bağrımıza bastıklarımız. Manyas Kazak göçmenler ( Kazak köyü Manyas / Kocagöl )

Don Kazakları / Manyas Kazakları Ana Vatanlarına dönmek için 20 Eylül 1962 günü Bandırmadan ayrılıp 22 Eylül 1962 günü Ana vatanlarına gittiler.

- Rus Çarı Deli Petro, 1683 yılında kıyafetlerin değişmesi, yeni takvimin kabulü, saç ve sakalın kesilmesi, yeni kitaplara göre dua etme, yeni ayin şekli gibi sosyal hayatı değiştirmeye yönelik bir takım inkılâplara girişmişti. Deli Petronun Slav örflerini değiştirme girişimine isyan eden bir grup Don Kazağı, Sultan IV. Mehmet zamanında, Bandırmaya 20km. Gönene 25 km. mesafede bulunan Manyas Gölü kenarındaki Kocagöl sahasına iskân edilmişlerdir.Buraya yerleştirilmelerinin sebebi, Don Nehri sahillerinde balıkçılıkla meşgul olmalarıdır.

-Don değil Manyas Kazakları :

1707'de Rus Çarlığı'na isyan eden Don Kazakları, Osmanlı'nın Kuban ordusuna sığınmıştı. 33 yıl Rusya'yla savaştıktan sonra padişahın teveccühünü kazandılar ve Osmanlı topraklarına yerleşme hakkını elde ettiler. 1740 yılında Manyas Gölü kenarına gelip yurt kurdular.

Bildikleri tek iş olan balıkçılıkla geçinmeye, sazdan yaptıkları kulübelerde yaşamaya başladılar. Sıla özlemlerini yanık Don türküleriyle, bir de her yıl papazların Rusya'dan getirdiği ikonalarla giderdiler. Bu topraklarda düğünleri, ayinleri, çoğalan çocuklarıyla mutlu, 222 yıl geçirdiler. Ama 1962 yılına gelindiğinde Soğuk Savaş'ın tarafları ABD ve SSCB, Manyas Kazak köyü sakinlerini göç ettirmek için sanki yarışıyordu. Sonuçta 63'ü ABD'ye, 999'u anavatanlarına dönmeye karar verdi. 1000'inci Kazak gemide doğdu. Atlas dergisi Rusya'ya dönüşlerinin 40. yıldönümünde Manyas Kazakları'nı Rusya'daki köylerinde buldu. Derginin 1 Kasım'da piyasaya çıkacak olan sayısında onların uzun ve hüzünlü hikayeleri yer alıyor.

- BU MASADA ZEKİ MÜREN'İN ‘MANOLYAM‘ ŞARKISI SÖYLENİYOR .

Kazaklar 22 Eylül 1962'yi anavatanlarına dönüşün sevinci ve Türkiye'den ayrılığın hüznü ile kutluyor. Son Kazak Atamanı Fedosov Peter'in konuşmasının ardından başlayan yemekte türküler söyleniyor. Tüm masa önce Atlas muhabiri Servet Somuncuoğlu'nun söylediği 'Söğüdün yaprağı dal arasında' türküsüne eşlik ediyor, ardından 'Telgrafın tellerine kuşlar mı konar' diye soruyorlar. Çok sevdikleri Zeki Müren'in 'Manolya'sını 'Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına' izliyor.

Evlilik cüzdanları Türkiye’den

20 yaşına gelen her erkek gibi Don Kazakları da askere alınırdı. O günlere ait askerlik fotoğrafları Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'na katılan Kazaklar’ın albümlerinde özel bir yer tutuyor.

Gemiye binen arkasına bakmadı

Karaköy'deki liman önünde toplanan Kazaklar’ın gemiye binmeleri pek kolay olamaz. Son anda vazgeçenler çıkar içlerinden. Karaköy Limanı günlerce dolar boşalır. Kamyonlarla eşyalarını getiren ve bütün varlıklarını satan Kazaklar hálá tereddüt yaşarlar. Liman bir seyirlik yerine döner. Gelenler. gidenler. Meraklılar hep oraya toplanır. Kazaklar limanda herkesten uzak durur. Bir kısmı ise ellerinde mavi ispirto şişeleriyle kuytu köşelerde yıkılıncaya kadar içip sarhoş olduktan sonra gemiye biner. Ancak tarihi eser sayılan ikonaları götürmelerine izin verilmez (halen Ayasofya müzesinde sergileniyor). Gemiye binen bir daha görünmez, sadece Rusya'da geçmeyeceğini öğrendikleri Türk parası çıkınlarını Türkiye'de kalmayı seçen Valedo'ya atmak için güverteye çıkarlar..

-Aklınıza yüreğinize kaleminize sağlık ...

Manyas Kazakları Don Kazaklarının devamı olarak Rusya’dan Anadolu’ya göç etmiş bir Ortodoks Hıristiyan topluluktur. Don Irmağı boylarında yaşarken 17. yüzyıl ortalarında Rus yöneticilerinin başlattığı siyasi ve dini reform hareketlerini benimsemedikleri için aralarında anlaşmazlıklar çıkmış, zaman zaman şiddetli çatışmaların da yaşandığı bu anlaşmazlıklar sonunda Don Kazakları önce Kırım Hanlığı’na sonra da Osmanlı İmparatorluğu’na sığınmışlardır. Osmanlı yönetimi Kazakları önce Tuna Deltasındaki kasabalara sonra da Anadolu’ya yerleştirmiştir. Yaklaşık 200 yılı Anadolu’da olmak üzere yaklaşık 250 yıl Osmanlı topraklarında yaşayan Kazaklar 1962-63 yıllarında topluca Türkiye’den ayrılarak önemli bir kısmı Rusya’ya geri dönmüş, az bir kısmı da A.B.D’ye göç etmiştir. Genellikle geldikleri yerlere atfen isimlendirilen Kazaklar, Manyas’tan ayrıldıktan sonra Manyas Kazakları olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Kazaklar yaşadıkları Manyas Gölü ve Bandırma çevresinde önemli izler bırakmıştır. Onların Anadolu’daki varlığı ve göç hikâyesi Soğuk Savaş döneminde ulusal ve uluslar arası kuruluşların da dikkatini çekmiş ve önemli tartışmalara konu olmuştur. Bu kitap, Kazakların Anadolu’dan ayrılışının 60. yılında onların tarihine, göçlerine, Anadolu’daki yaşamına ve geride bıraktıkları miraslarına odaklanmaktadır.

12-01-2023/ SEBAHATTİN PRAVADILI /