TÜRKİYE'NİN KURTULUŞU CHP'NİN MÜZEYE DÖNÜŞMESİDİR
Kısa ve öz,uzatmadan yazacağım.
Türkiye'nin tek kurtuluşu, CHP'nin kendisini tasfiye edip, bir vakfa dönüşmesidir - O da Atatürk'ün
hatırına-.
Bir parti düşünün; halkın önüne sandık konulduktan sonra tek bir seçim kazanmış olsun.
Bir parti düşünün; toplam % 4'lük oyu bile olmayan 4 partiyi TBMM'ne sokacak kadar şirazesini yitirmiş olsun.
Bir parti düşünün; Sivas'ta canlı canlı yakılarak 37 canın canı alınan olayların belediye başkanıyla ittifak yapmış olsun.
Bir parti düşünün; Ecevit denilen sözde sosyaldemokrat yüzünden İstanbul'u Recep Tayyip Erdoğan'a, Ankara'yı Melih Gökçek'e hediye etmiş olsun -Hem de 40 yıl-.
Bir parti düşünün; % 2'lik Deniz Baykal'a koskoca % 30'luk SHP'yi kaptırmış, eritip bitirmiş.
Ve bir parti düşünün ki; geçmişte SSK genel müdürü olmuş Kemal Kılıçdaroğlu isminde, hiçbir devlet biriminde görev alamayacak kadar çapsız birini, ABD'nin,
dolayısıyla FETÖ'nün dönme dolaplı marifetleriyle, kasetli gündemle partinin başına getirilmesine ve yıllarca orda tutulmasına sessiz kalmış olsun.
Ve bunlar bir yana, bir parti düşünün ki; genel başkanından milletvekillerine, belediye başkanlarından il-ilçe başkanlarına, üyelerinden sempatizanlarına kadar
hiçbiri sosyal demokrasinin ne anlama geldiğini bilmemesine rağmen, sosyal demokrat olduğunu iddia ediyor olsun -Şaka gibi-. Ve hâlâ CHP'nin sosyal demokrat bir parti
olmasının sosyolojiye aykırı olduğunun farkında bile değiller.
Bir parti düşünün ki; kişisel hesaplaşmaları hem tepede, hem de aşağıda hobi hâline getirmiş olsun.
Söyler misiniz, bu partinin bu haliyle neresi bir partiye benziyor?
Yeryüzünde ; tepeden tırnağa iğrenç, egoları tavan yapmış, topluma tepeden bakan, hayatında tek bir kitap okumamış zırcahillerin yönetimlerde çöreklenip örgütlendiği başka bir yapı yok.
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sorun; 5 tane Türk şair, 5 tane yabancı şair ismi sayamaz. Bilsin, kalemimi kırıp ölene kadar tek bir satır yazı
yazmayacağım. Bir Nazım şiirini ancak eline tutuşturulan kağıttan okur.
Dikkat ederseniz, ne siyasi bir analize giriyorum, ne de bilimsel bir jargon kullanıyorum. Dümdüz-basitçe, sadece ve sadece içimde volkan gibi kaynayan öfkemi
dile getiriyorum.
Bir parti düşünün; yerelde hiçbir işe yaramayan, tek bir iz bile bırakamayan, beceriksiz statükocu eski yüzlerin bir araya gelip, kafaladıkları belediye başkanı ile
beraber yerel CHP'ye ayar çekmeye kalksın.
Bir parti düşünün ki; avukat , müteahhit partisi şekline dönüşmüş olsun.
Kardeşim!.. Müteahhitler odasına derneğine gidip, orada ne bok edecekseniz etseniz ya!..
Bir genel başkan düşünün ki; yıllardır Halk TV'de Abdullah Gül'ü aday yapmaya çalışan, Ekmeleddin İhsanoğlu gibi Atatürk karşıtı bir şahsiyeti Cumhurbaşkanı adayı olarak meydanlara salan adam, Levent Gültekin'in sözlerine kulak vererek siyaseti belirlesin. Düşünsenize; gerçekte magazin muhabiri olan Levent Gültekin, Cumhuriyet'in kurucu partisinde, bir danışman olsun.
Ve yine bir parti düşünün ki; ülkede haremlik-selâmlık okullar açılmaya ramak kalmışken, bırakın ortalığı ayağa kaldırmayı bir kenara, aşağılık sistemden mevki makam etiket kapmak için delege oyunlarıyla köşe bucak kişisel rant peşinde koşuyor olsun. Bu partiyi bu hale düşürenlere hala sessiz kalmış olsun.
Halk hala Halk TV'yi ve Sözcü gazetesini kendinden yana sanıyor. Bu acıklı ne absürd bir durumdur ki tahammül edilemez.
Kısaca bu yazdıklarımdan sonra başa dönüyorum. Gördüğünüz kadarıyla siyasi analizlere girmediğim gibi hiçbir şekilde siyasi jargon da kullanmadım, söylediklerim sıradan bir vatandaşın ki gibi açık, anlaşılır ve net.
CHP, Türkiye'nin kurtuluşu için bu haliyle kesinlikle yok olmalı, yerine Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Enver Aysever ve benzer karakterde var olan yüzbinlerce insanın katılımıyla yeni ve gerçek bir sosyaldemokrat hareket başlatılmalıdır.
Bu nedenden dolayı CHP asla değiştirilemeyecek mevcut kadrolarıyla toptan yok olmalı, siyasette konumlandığı yeri gerçek solcularla doldurulmalıdır. Bu yüzden CHP'nin kendini tasfiye edip -Tekrar ediyorum; gene Atatürk'ün hatırına- müzeye dönüşmesi kandırılan avutulan proleterya için tek umuttur.
18-07-2023/ SÜLEYMAN TAKUNYACIOĞLU