Kendiniz mi olmak isterdiniz,"Başkaları Gibi Mi"

KENDİNİZ Mİ OLMAK İSTERDİNİZ, “BAŞKALARI GİBİ” Mİ?

Günlük yaşamımızda tanıştığımız ya da tanıdığımız kişiler hakkında ister istemez birtakım değerlendirmeler yaparak
onarı ya “metelik etmez” kişiler ya da bilgili, kültürlü, becerikli, kibar, işinin ehli, saygıdeğer insanlar olarak değerlendiririz. Hatta kimimiz yanlış bir değerlendirmeyle onları taklit etmeye kalkışırız.

Tanıma – tanışma şansımızı doğru kullanacak kadar aklı başında olanlarımız o değerli insanların olumlu yanlarını örnek alıp kendilerini o alanlarda (ve tabii başka alanlarda da) geliştirmeye çalışarak hem kendi görev alanlarında yükselir hem de tolum denilen yapının bir taşını daha sağlamlaştırmış olur. Böylece hem kendimiz, he ülkemiz hem de insanlık için önemli bir adım atmış oluruz.

Ancak, beğendiğimiz kişilerin etkisiyle sürüklenebileceğimiz bir bataklık var ki o da düpedüz taklitçiliktir, sahteciliktir, rezilliktir.

Yaşam deneyimlerimizle öğrenmişizdir ki bir işin yapımında kullanılan araç, gereç ve emek doğru kullanıldığında beklenen sonuç elde edilmişse, o araç, gereç ve emek gerçekten olması gerektiği gibidir yani ASILDIR. Eğer yapmak istediğimiz söz gelişi bir bina ise, tüm araç, gereç, mühendislik hizmeti ve benzerlerinden biri ya da birileri ASIL değil de SAHTE (TAKLİT) ise, bina istenilen kalite ve dayanıklılıktan yoksunsa, sonuç 6 Şubat 2023’te yaşanılan DEPREM FELAKETİ gibi olur ve sorumlu sahtekarlar gibi “KADER PLANI” DİYE AÇIKLANIR.

Taklitçilik – sahtecilik, mal ve hizmet üretiminde olduğu gibi davranışlarda da olabilir. Yaşamımızda çok saygın, çok becerikli ve başarılı insanlarla da da karşılaşabiliriz. Onların başarıları, hizmet alanlarındaki yüksek bilgi, beceri ve deneyim birikimlerinden gelir. Bu tür insanlara oldukça az rastlanır. Ancak eğitim dünyamız KİNDAR NESİLLER yetiştirmeye programlandığı için yazık ki toplumumuzda işinin ehli uzmanlardan çok taklitçi – sahtekar kesim inanılmaz çoğunluktadır.

Böylesi alanlarda sahteciliğe soyunanların bir süreliğine de olsa çevrelerini kandırmaları mümkün olsa da foyaları kısa sürede ortaya çıkar ve rezil olurlar. Böylelerinin rezillikleri kendilerine kalsa da kandırıp zarara soktukları insanlar ve toplum bundan büyük zararlar görür. Sahtekarlarca mağdur edilenler çoğu kez haklarını aramak yerine işi Allaha havale etmeye programlandıkları için bu iş böylece sürer gider

Kısacası şunu söyleyebiliriz ki toplumda ancak “KENDİMİZ” olarak saygınlık kazanabiliriz. TOPLUMSAL PİRAMİTTE hak ettiğimiz basamağa MÜLAKAT, BİRİLERİNİN TENEZZÜL TORPİL ENGELERİ, DİNSEL, SİYASAL, FELSEFi istenmezlik ve benzeri engellerle karşılaşmazsak ve hala eleman ihtiyacı varsa, üstelik sınavlarda ağzımızla kuş tumuşsak tırmanabiliriz…

29-02-2024/ REMZİ KISA