Yücel Yılmaz ve Tolga Tosun "Ortak Akıl"la Sorunu Çözer

Grand Asya'nın salonunda düzenlenen Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclis toplantısında Başkan Yücel Yılmaz konuşmasının ardından Bandırma 'nın Başkanı  Tolga Tosun'u sahneye çağırıken yaptığı övgüleri arkadaşımızın aldığı notlardan okurken aklıma gelen tek şey deprem ve riskli konutlar konusu oldu. Bandırma'nın birinci öncelikli sorunlarından birisi ‘Riskli Konutlar’ ve  Bandırma'nın geleceğini Yerel Yönetim, Büyükşehir birlikte "Dizayn" Etmeli. 

İzmir Depremi esnasında sosyal medya ve yerel medya olmak üzere işin vehameti ortaya kondu şimdiye kadar yapılan yanlışlar üzerine yığınlarca yorum yapıldı.

Çözüm önerilmedi.

Burada çözüm konusunda illa ki mimar mühendis sosyolog vs.olmak gerekmiyor. Endişe ve korkunun, çaresizliğin merkez üssü "Riskli Konutlar" ! İşin hiç şakası yok. Bandırma eski fotoğraflarında gözüktüğü gibi burada binaların klasik yöntem inşaatlarla olması gereken yükseklik kat sayısı belli. Olmadık yerlerde rant uğruna hatır gönül rant paylaşımıyla imar izni koparılmış on katl onbeş katlı binalar kentin ortasında. 70 li yıllardan 90 yıllar arasında yapılan her yüksek apartman bir tabutluktur. Paşabayır ,Paşakent in denize bakan yamaçları ben bildim bileli heyelan sahasıdır diye konuşulur orada kazıkta çaksanız bilmemne temelde atsanız risk yok kimseler diyemez. Burada yaşayan insanlarla empati kurduğumuzda durumun vahamiyetini kavrayabiliyoruz. Depreme bile gerek kalmadan yıkıldı yıkılacak bir yaşam alanı olmanın ötesinde yüksek yapılaşma konutlarında yaşayanlara ait araç sayısındaki patlama dar sokaklar otopark sorunu vatandaşı canından bezdirip  illallah dedirtmiş durumda.

Ben yazdım yine yazıyorum ki, bir felaket yaşanmadan bu sorun çözülmeli. Artısı eksisine falan bakmadan. Genç dinamik belediye başkanmızla başlangıç yapabiliriz. Bu iş üç beş yıllık iş değil ama başlamak işin yarısı gerisi kolayca gelecektir. Peki nereye nasıl başlanacak. Elimizde örnek alacağımız bir deneyim yok. Hemen her deprem bölgesindeki kentlerimiz aynı dertte sadece başına gelecek felaketin gecikmesi için duada. Bu böyle olmaz. 

Kara geçmek, rant elde etmek konularını defterden sileceksiniz. Falanca küsecek filanca düşman olacak bakmayacaksınız. Farzedin ki komunizm yönetimindeyiz her yer devlete ait mülkiyet yok. Ne yapacaktı devlet. Olağanüstü meclis toplantısı yaparak riskli mahallelerin yıkılmasına karar verecek, vatandaşların barınma ihtiyacı için hızla yeni yaşam alanları kurulacaktı.. Sıkıntılar yaşanırdı ama çözüm kestirmeden üretilirdi. Şimdi bu sistemde bunu yapma şansımız yok. Ama Belediye riskli mahallelerdeki konut sahiplerine 1/5000 lik 1000 lik planlarla imara açılacak kamuya ait yerlerde bedava arsa verebilir. Çaresizliğin simgesi mevcut alanlarla takas edilebilir. Bu alanlar modern kentlerde olması gereken şekilde  alt yapısı hazırlanabilir,üst yapısı planlanabilir. Bu konutların sahiplerine AB fon destekleriyle ucuz uzun vadeli krediler sağlanabilir. Geriye kaldı işi yapacak müteahhitlere. Onlardan da çok var . O halde çözüm bu. Burada en son düşünülecek şeyler üç zarar ettim beş kara geçtim siyasi geleceğim meselesi değil. Mızıkçılık yapacaklara da yerel yönetimin cebri karar mekanizmaları işletilir. Halkımızın hayatı kurtulur. Kent nefes alır.

Boşaltılan yerler kentin ihmal edilmiş parkları ortak yaşam alanları hizmet alanları olur. Adam gibi modern bir kent olur.

Bu projeyi hayata geçirmek için düğmeye basmak  Belediye Başkanı Tolga Tosun’a düşüyor. Hem inşaatçı hem hukukçu. Deprem komisyonunu kuracak gerekli başvurular yapılacak AB Kaynakları araştırılacak Ankara da gerekli birimlerle temaslar yapılacak. Başlamak önemli. . Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz 'la uyumlu ilişkileri nedeniyle çözüm süreci oluşturulur yapılacaklar birlikte kararlaştırılır . Sinsi gizli ajandalarla siyaseten gol atma geleneğini sürdürmek isteyenlere yüz verilmeyip savaş baltaları toprağa gömülür. Başımıza başkan seçtiğimiz  Yücel Yılmaz ve Tolga Tosun "Ortak Akıl"la sorunu çözer. Tarihe birlikte adı yazılır. Umuyoruz, bekliyoruz. 

Her sektörde kriz var. Hareket berekette getirir.

13-11-2020/BANDIRMA/MEHMET LEVENTOĞLU

Bölgeyle ilgili deprem verileri ve kaynaklar :
TÜRKİYE’DEKİ DİRİ FAY SİSTEMLERİ VE DEPREMSELLİK
KUZEY ANADOLU FAY SİSTEMİ (KAFS) BATI KESİMİNİN (MARMARA YANAL GENİŞLEME SİSTEMİ) ÖZELLİKLERİ

Edincik (Balıkesir) – Çifteçeşmeler (Balıkesir) Fay Zonu: Bandırma batısında, Kapıdağ yarımadasından başlayan, Edincik ve batıda Çirkinçavuş-Çifteçeşmeler arasında uzanan K65D genel gidişli yaklaşık 30 km uzunluktaki kırık zonu, Edincik-Çifteçeşmeler fay zonu olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). Morfolojiyi denetlemesi, Kuvaterner yaşlı çökelleri etkilemesi ve üzerindeki tarihsel depremler nedeniyle, söz konusu fay zonu diri fay olarak kabul edilmiştir.

Manyas (Balıkesir) Fayı: Doğuda Mustafakemalpaşa ile batıda Gönen arasında uzanan yaklaşık 70 km uzunluktaki BKB-DGD gidişli kırıklardan oluşan fay Manyas fayı olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). Bu fayın kuzeyinde Manyas gölü, güneyinde ise Manyas yer alır. Bu zonun içindeki en belirgin parça, güneyden kuzeye doğru Mustafakemalpaşa'dan geçen ve yaklaşık 25 km uzunlukta olan Çörtük-Çeltikçi parçasıdır.  Manyas fayının Beyköy-Azatlı arasındaki ikinci parçası D-B doğrultulu ve 19 km uzunluktadır. Manyas fayının Kepekler-Gönen arasında uzanan 42 km'lik diğer bir parçası D-B genel gidişlidir (Şaroğlu vd. 1987). Manyas fayının Gönen-Salur arasında uzanan 21 km'lik bölmü en belirgin izlenebilen parçasını oluşturur. 1964 Manyas depreminde (Ms=7.0) en fazla hasar, bu parça boyunca yoğunlaşmıştır. Manyas fayı, Kemalpaşa çayı ve Canbalı deresini 1 km sağ yönde ötelemiştir. Bu veriler, fayın normal bileşenli sağ yönlü doğrutu atımlı fay karaketerinde olduğunu göstermektedir (Şaroğlu vd. 1987)

Yenice (Çanakkale) – Gönen (Balıkesir) Fayı: Yenice-Gönen arasında uzanan ve K65D genel gidişli yaklaşık 70 km uzunluktaki fay Yenice-Gönen fayı olarak adlandırılmıştır (Herece 1985, Şaroğlu vd. 1987). Manyas fayı, Gönen-Çakmak arasında güneye sıçrayarak, Yenice-Gönen fayı olarak devam eder. Söz konusu fay, Küpçıktı, Korudeğirmen köyünden geçerek, Gönen güneyini izler, Muratlar, Gaybular, Ortaoba, Çamköy, Kuduzlar, Karaköy boyunca gözlenir ve Çakırlar'a kadar devam eder. Daha sonra Yenice güneyinden geçerek batıda Sazak batısına kadar uzanır. Morfolojik şekiller, 1953 Yenice-Gönen depremi (Ms=7.2) yüzey kırığı (Ketin ve Roesli 1953) ve fay düzlemi çözümleri (McKenzie 1972), fayın sağ yönlü doğrultu atımlı bir fay ve diri fay olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Ulubat (Bursa) Fayı: Bursa batısında, Ulubat gölü güneyi boyunca uzanan yaklaşık 30 km uzunluktaki fay, Ulubat Fayı olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). Fay, Çalı-Hasanağa arasında D-B gidişli, Hasanağa-Doğancı arasında, K65D gidişli olup, Ulubat Gölü'nü güneyden sınırlar. Morfolojik veriler, fayın eğim atımlı normal fay olduğunu göstermektedir.

 

Saros Körfezi – Gaziköy (Tekirdağ) Fayı: Gelibolu yarımadasının doğusunda, Gaziköy-Saros körfezi arasında, yaklaşık 45 km uzunlukta ve K64D gidişli fay, Saros Körfezi-Gaziköy fayı olarak adlandırılmıştır (Kamil ve Şentürk 1983, Şaroğlu vd. 1987). Bu bölümde, kademeli sıçramalar yapan ve biribirini tamamlayan birçok sağ yönlü doğrultu atımlı fay bulunmaktadır. Gaziköy-Evreşe güneyi arasında fay, Eosen yaşlı birimler ile Miyosen-Pliyosen yaşlı birimleri birbirinden ayırır. Fay, Saros körfezi bölümünde 6 km'lik bir uzunluk boyunca alüvyonda izlenebilmektedir. 

Marmara Denizi: KAF, Dokurcun vadisinden sonra, Sapanca-Çınarcık ve Geyve-Gemlik olmak üzere iki ana kola ayrılmaktadır. Marmara Denizi'ne ulaştıktan sonra gerek denizde gerekse batı Marmara bölgesinde KAF'ın devamı olarak yorumlanabilecek çok sayıda fay yer almaktadır (Şaroğlu vd. 1987). Marmara Denizi içinde çok sayıda bağımsız fakat birbirini tamamlayan fay yer almaktadır. Dokurcun vadisinden sonra iki ana kola ayrılan KAF'ın Geyve-Gemlik arasındaki D-B gidişli güney kolu Gemlik körfezinde Marmara Denizi içine girer. Şaroğlu vd. (1987), K65D gidişli Edincik-Çiftçeşmeler fayının Gevye-Gemlik fayının devamı olabileceğini ileri sürmektedir.

Geyve (Sakarya) – Gemlik (Bursa) Arası: Akyazı güneyinde, Beldibi civarında ikiye ayrılan KAF'ın güney kolunun Geyve ovası güneyi - Mekece-İznik gölü güney kıyısı - Gemlik körfezi arasında uzanan yaklaşık 100 km uzunlukta K72D gidişli kademeli faylardan oluşan bölümü, Geyve-Gemlik arası bölüm olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). Geyve güneyinde, Çenge köyü yakınlarında belirginliğini yitiren fay, batıda Mekece civarında yeniden görünür.

Sapanca (Sakarya) – Çınarcık (Yalova) Arası: KAFZ'nun doğuda Sapanca ile batıda Gölcük arasında yer alan yaklaşık 125 km uzunlukta ve D-B genel gidişli birkaç parçadan oluşan bölümü, Sapanca-Çınarcık arası bölüm olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). KAF, Karapürçek ile Sapanca arasında, Akyazı ovasında belirgin olarak izlenemezken, daha batıda Sapanca gölü güneyinde belirgin olarak görünür. Söz konusu fay, Sapanca ile Gölcük arasında yaklaşık 55 km uzunlukta, Gölcük-Çınarcık arasında yaklaşık 70 km uzunluktadır. Gölcük-Çınarcık arasındaki K80D gidişli parça İzmit körfezinin güneyini denetler.

Etili (Çanakkale) Fayı: Etili - Ezine arasında uzanan ve genel gidişi K70D olan yaklaşık 50 km uzunluktaki fay Etili fayı olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). Fay, Etili-Aşağıçevik arasında K64D, Aşağıçevik-Bayramiç arasında K45D, Bayramiç-Ezine arasında K75D gidişlerine sahiptir. Şaroğlu vd (1987), Yenice-Gönen ve Sarıköy faylarının sağ yönlü olması nedeniyle Etili fayının da sağ yönlü olabileceğini   belirtmişlerdir.

Sarıköy (Balıkesir) Fayı: Sarıköy ile Çan arasında uzanan ve genel gidişi K45D olan yaklaşık 60 km uzunluktaki fay Sarıköy fayı (Şaroğlu vd. 1987) ya da Sarıköy-İnova fayı (Herece 1985) olarak adlandırılmıştır. Fay, doğuda Gönen çayını keserek Sarıköy ovasını kuzeyden sınırlar, Armutlu köyü batısında Tahtalı çayını izleyerek Pençe çayı boyunca devam eder ve GB'da İnova düzlüğünü doğudan sınırlar. Fay, ovada, batı yönünde 1.5 km sıçrama yaparak Yukarıinova kuzeyinde, İnova düzlüğünü batıdan sınırlayarak GB'ya 16 km devam ederken, Samateli civarında belirginliğini kaybeder. İnova-Çan arasında, 4.5 km genişlikte birbirine paralel beş ana kırıktan oluşur. Morfolojiyi denetlemesi, Kuvaterner yaşlı çökelleri kesmesi ve 1983 Biga depremi (Mw=6.1), Sarıköy fayının diri fay olduğunu gösteren en önemli verilerdir. Fay, sağ yönlü doğrultu atımlı bir faydır.

BÖLGEDE  MEYDANA GELEN  TARİHSEL DEPREMLER 

Tarihsel Dönem Depremleri: 1509 İstanbul, 1556 Doğu Marmara, 1567 İzmit, 1577 Balıkesir, 10 Eylül 1688 Karesi, 1 Haziran 1707 Biga, 25 Mayıs 1719 İzmit, 10 Haziran 1730 Saros, 6 Mart 1737 Biga, 19 Mart 1737 Biga, 29 Temmuz 1752 Trakya, 2 Eylül 1754 İzmit, 26 Kasım 1756 Trakya, 22 Mayıs 1766 Marmara, 5 Ağustos 1766 Mürefte, 10 Temmuz 1894 İstanbul depremleri 

Aletsel Ölçülen Dönem Depremleri: 18 Aralık 1901 Ayvalık (Ms=5.9), 9 Ağustos 1912 Şarköy-Tekirdağ (Ms=7.4), 4 Ocak 1935 Gönen-Balıkesir (Ms=6.2, Ms=6.0), 6 Ekim 1944 Edremit Açıkları (Ms=6.8), 18 Eylül 1963 Yalova–Çınarcık (Ms=6.3), 6 Ekim 1964 Karacabey-Bursa (Ms=7.0), 27 Mart 1975 Saros (mb=5.5), 17 Ağustos 1999 Gölcük-Kocaeli (Mw=7.6), 12 Kasım 1999 Düzce-Bolu (Mw=7.1) depremleri 

Kaynak :

 Demirtaş, R.  Türkiye Diri Fayları, Deprem Etkinlikleri, Paleosismolojik Çalışmalar ve Gelecek Deprem Potansiyelleri.
 F. Tuba Kadirioğlu, Recai F. Kartal, Tuğbay Kılıç, Doğan Kalafat, Tamer Y. Duman, Selim Özalp, Ömer Emre, An Improved Earthquake Catalogue (M ? 4.0) For Turkey And Near Surrounding (1900-2012). 2nd European Conference on Earthquake Engineering and Seismology, İstanbul Aug. 25-29,2014.Page:411-422 (Proceedings Book)

http://deprem.afad.gov.tr/depremdetay