Yaşamın Hafızası

YAŞAMIN HAFIZASI

(23 Nisan Yaklaşırken.)

Yaşamın hafızası tarihtir. Tarih yaşayanların yaşadıkları dönemlere ait bildiklerini yazı, söz ve görsellerle biriktirdiklerinden oluşur. 68 Kuşağı en yakın geçmişin canlı hafızası. Savaş yıllarını büyüklerinden dinleyen savaş sonrasını bire bir yaşayan insanlarımız. Onlar yaşadıkları kültürel çevrelerine göre yaşanan acı tatlı olayları ilk ağızdan aktarabilecek bir nesil.

Yazılarımın altına değerli yorumlarını yazıp bu yazılarda kendilerini bulduğunu söyleyenlerin çoğu yaşıtım. Çünkü onlar benim gibi; bir tahtayı taş üstüne yerleştirip tahtaravalli yapan, eski çorapları iç içe dolayıp onunla saatlerce top oynayan, komşunun çamaşır serdiği iple salıncak kuran çocuklardı.

Komşumla( Bizim zamanımızda şu yoktu bu yoktu.) diye konuşurken on üç yaşındaki torunu (Tablette mi yoktu?) diye haklı olarak hayret etmişti. Haklı çocuk. O hiç bir oyuncağını kendi icat etmedi ki!

Ne kadar değinmeyeyim diye uğraşsam da; konu dönüp dolaşıp coronaya geliyor. İşte bu musibet dünyanın en yakın tarihini bizzat yaşamış, dinlemiş bir jenerasyonu yani dünyanın yaşayan hafızasından bir bölümü yok etmeye niyetli. Bedava otobüs kartlarını bu insanlara çok görenlerin, bu virüs hakkında ne düşündüklerini çok merak ediyorum.

Virüsten önce bu nesli yok etmek isteyen bir kesim vardı zaten. Çünkü; Atatürk ve Laik Demokratik TÜRKİYE CUMHURİYETİ' nin sevdalıları bu neslin omurgası. Bu nesil kendinden sonra gelenlere Cumhuriyet öncesini, sonrasını ve bu güne geliş hikayemizi bilerek aktarıyor. 2020'nin 23 Nisan'ı saat yirmi de balkonlara çıkıp İstiklal Marşımızı söyleyecek olanların arasında onları insanlık görecek, izleyecek! Bir nesil ülkesini, kurtarıcısını, kurucusunu nasıl sever anlayacaklar. Onlardan bu duygu ve bilgiyi öğrenmiş olan gençlik, bayrağı teslim alıp yola devam edeceğine dair söz verecek büyüklerine. 2020 ye damgasını corona değil, bu olay vuracak. Gençlik, doğruların, tekke ve zaviyeleri kapatıp insanlığı bilim ve teknolojiye yönlendiren Atatürk' ün gösterdiği yolda olduğundan emin olarak onun izinden gidecek. Atatürk'ün temelini attığı; çerkes, manav, boşnak, tatar, kürt, gürcü bütün azınlık ve etnik kökenlerden gelen vatandaşların el birliği ile inşa ettiği devletin koparılan parçaları yerine konacak, pazıl tamamlanacak, sökülen çiviler bir daha sökülmemek üzere yeniden çakılacak. Kimse din elden gidiyor diye korkmayacak. Aydın düşüncenin dine ve inanca zarar vermeyeceğini aksine her bireyin inancınına ve imanına saygı duyacağını bilecek. Zaten, din ve inanç madde değildir ki elde dursun, elden gitsin. Dinimiz ve inancimiz aklımızda ,ruhumuzda ve vicdanımızdadır. Bu nedenle; biz istemedikçe kimse dinimizi imanımızı alamaz, ulaşamaz , değiştiremez.Yüce Yaradan ile aramıza kimse giremez . Din ve vicdan özgürlüğü budur.

ULUS GAFLET UYKUSUNDAN UYANACAK!

ULUS FEN VE BİLİME ÖNEM VERECEK!

ULUS EGEMENLİĞİNE SAHİP ÇIKACAK!

ULVİYE KARA AKCOŞ-08-04-2020