Tatlısu Çay Bahçeleri

TATLISU ÇAY BAHÇELERİ

Bandırma, huzur veren şehir demiştik ya, Tatlısu’daki çay bahçeleri de öyleydi.

Şimdi yoklar, ne yazık ki!.. Ne çay ocağı kalmış, ne masa, ne de sandalye... Yıkıntılardan başka bir şey kalmamış!.

Böyle bir manzarayla karşılaşınca, huzur, hüzne dönüşüveriyor.

Kızıyorsun, ama kime kızacağını bilemiyorsun.

İnsanlar, çoluklu çocuklu, günün her saatinde oraya gelirler, çaylarını yudumlar, denizden gelen hafif esintiyle ferahlar, huzur bulurlardı. Çınar ağaçlarının doyumsuz serinliği ile denize doğru boynunu uzatmış iğde ağaçlarının çiçeklerinin nadide kokusu altında sohbetler ederlerdi. Bandırma’nın en meşhur çi-börekçisi oradaydı. 50 yıllık deneyimi ile tarihi çi-börekçi ünvanını haketmiş Metin Etekin usta, küçücük baraka dükkanında, peynirli, kıymalı, leziz mi leziz çi-böreklerini, oldukça mütevazi fiyatlardan satardı. Sürekli yanan ocağında, kızgın yağda pişirdiği böreklerini, siparişi aldıktan bir kaç dakika içinde hazır ederdi. Servis ücreti filan eklemeden, ıslak mendil ve peçeteler eşliğinde, çatal, bıçak ve temiz tabaklar ile çay bahçesine kadar getirip teslim ederdi. Gençlik yıllarımdan, simaen tanışık olduğum usta ile karısı dükkanda imalatla, pişirmekle uğraşırken, servis işlerini, getir götür işlerini ustanın torunu hallederdi. O da kapanmış. Yazık!..Şimdi, oralar, virane bir görüntü halinde öylece kalakalmış...

Aynı duyguları, üç- dört sene önce Erdek’te de yaşamıştık. Erdek’teki çay bahçeleri sökülmüş, güneşlikler kaldırılmış, zemin kazılmış, masa sandalye, çay ocakları, büfeler, ne var ne yoksa, hepsi yok olmuştu. Savaş alanı gibiydi. Ne yapacağımızı bilemedik. Çok üzüldük ve kızgınlıkla, dudaklarımızın arasından şu cümle döküldü; “Erdek’in kalbini sökmüşler!” Karı- koca, ikimiz de hayretler içinde aynı söylemde bulunmuştuk. Erdek insanları, yerlisi, yabancısı, turisti, genci, yaşlısı ile günün her saatinde oradaki çay bahçelerinde oturur, serinler, Erdek’e özgü olan, soğuk karadut suyu, koruk suyu içer, dondurma çeşitlerinden tadar, veya demli, tavşan kanı çayını yudumlardı. Tam da sezonun başlayacağı dönemde, bahar aylarında böyle bir manzara ile karşılaşmak bizi oldukça üzmüştü. Şu anda aynı duygular, aynı hüzünler Tatlısu’ya yaşatılıyor. Hangi proje doğrultusunda hareket ediliyor, yerlerine ne yapılması planlanıyor, hangi şehir planlamacısının üretimine yaslanılıyor, kim bunun sorumlusudur, acaba halkın arzusu-duyguları hesap edilmiş midir, yoksa rant uğruna mı yok edilmiştir Tatlısu’nun huzur dolu çay bahçeleri? Kafalarda birçok, birçok cevabı bulunamayan sorular...

Bir gün Tatlısu çeşmesinin kapatıldığını veya ortadan kaldırıldığını duyarsak, şaşırmanın ötesinde nasıl bir tepki veririz acaba? Bizim için Tatlısu çeşmesi ne anlam ifade ediyorsa, çay bahçeleri de o anlamı taşımaktadır. Çay bahçeleri kadar, çi-börek imalatçısı da önemlidir. Dalgakıranı ile, balıkçı barınağı ile çay bahçeleri ile, çi-börekçisi ile, ve de Tatlısu çeşmesi ile bir bütünlük sağlanmaktadır. Tatlısu’da huzuru bulanlar, Tatlısu’ya aidiyet duygusu ile bağlı olanlar için bu yıkım, gerçek bir travma yaratmıştır.

Bandırma’dan arabasına binip gelen Tatlısu müdavimleri, çevrede yaşayan yazlıkçılar, çay bahçelerinde “bir tatlı huzur almaya gelenler”, gençler ve ruhu genç kalanlar; bundan sonra, mecburen kendilerine yeni mekanlar arayacaklar. Elbette bulunabilirse…

09. 07. 2021/SEDAT PAMUK/BANDIRMA