Tam bağımsız Türkiye ,Kapitülasyıonlar - Sevr - AB Uyum Yasaları...

TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE !___

KAPÜTÜLASYONLAR - SEVR - AVRUPA BİRLİĞİ AB UYUM YASALARI...
Hadi ordan, hadi ordan…! Bağımsız, üstelik tam bağımsız Türkiye’ymiş ! Külahıma anlatın onu…! Biz hiç BAĞIMSIZ olmadık ki !
Karşılaştırın Kapitülasyonları, karşılaştırın Sevr’i, karşılaştırın bugünkü AB li olma hülyamızı ve AB UYUM YASALARINI… üçüz/ler mübarek hepsi. Ecnebi ; yüzyıllardır aynı ( imtiyazlı emperyal olmak) düşünüyor da, biz sözde yüce Türk Milleti, neden hala bu kadar acz içindeyiz ve sürü olmuşuz ? İmtiyaz vermekten bıkmamışız ! Anlamak mümkün değil !
SÖ-MÜ-RÜ-LÜ-YOR-UZ BEYLER ! Bal gibi, vakum vakum sömürülüyoruz hem de…
İMTİYAZ vermek sömürülmeye izin vermektir beylir, imtiyaz verdiğiniz her konu kendi hakkınızdan ettiğiniz feragat demektir…Ortak Pazar görüşmelerinde ilk verdiğimiz imtiyaz neydi biliyor musunuz ? ERKEK OLMAMAK ! Yani ürememek konusunda, doğum kontrolünü çıkartıp Türkler kısırlaştırılmış ve erkekliğimizden bile imtiyaz verilmiştir…
Sayın TC AKP Hükümeti, AB UYUM YASALARINDAN İKİZ YASALARI İMZALAYIP, AB ile tam müzakerelere başladık diye davul zurnalar çaldırmıştı 10 sene önce ve AB FASILLARI başlamıştı yaa...
FASILLAR....?
Ama, o AB Sevdalısı davulcu ağalarımız zurnada peşrev olmaz sözünü unutup, 10 senede 14 fasıl açabilmişler de… daha geride onlarca (18) fasıl var ! Ve kapattığımız fasıl yok henüz ve hepsi BLOKAJLI ! Yani, bunlara varın siz hesaplayın daha kaç sene AB kapısındayız ve ne zaman gireceğiz AB ye ?
FASIL deyince aklıma geldi...
Öyle ya, sazlı sözlü fasıllara gidip eğleniyoruz ya... keman-ud-dansöz rakı ziyafetiyle...Ohh keyf kebap !
Ama bu fasıl, başka fasıl/mış !
Dikkat ettiyseniz, ORTAK PAZAR dan başlattığımız Avrupa (haçlı) Birliği muhabbeti, bizi 45 senedir esir almış, sivrisinek gibi, kene gibi tatlı tatlı kanımızı emiyorlar, ama tanış - görüş olma faslımız AB ile hala kucak kucağa, sevişerek, öpüşerek devam ediyor ve fasıl fasıl sömürge yapılıyoruz da, fasılda eğlenenler onlar (AB-i ler) biz masada mezeyiz, sahnede dansöz ! Ama iyi göbek atıyoruz Allah için…!
Ben, SULTANÇAYIR Köyündenim diye, köyümdeki dünyanın en büyük BORAKS-BOR-TORYUM Madenlerini, BOR MADENCİSİNİN OĞLUYUM… (https://www.facebook.com/notes/ramazan-narin/bor-madencisinin-o%C4%9Fluy... %C3%B6zelle%C5%9Ftirilemez/369219633109428?fref=nf ) diye yazmıştım birkaç yazımda, okuyanlar hatırlarlar. Ve bu madenler, Osmanlıdan itibaren Fransızlar tarafından işletilmişti de, benim annem ve babam da o boraks madenlerinde çalışıyordu da... Ama, o sömürü daha sonra şekil değiştirmiş diye de, Fransızlar Susurluk/Sultançayır Boraks Madenlerini, aman TÜRKLER işletmesin diye de, üstünü kapatıp gitmişlerdi.
Haaa Bandırma Limanımız da Başbuğ ATATÜRK ün KABOTAJ Kanununa ( https://www.facebook.com/nogayyturk... ) kadar Fransız ve Yunanlılar tarafından işletilmişti de…Ne gam ?
Bizim solcularımız da (önceden bu sömürüyü görüp Bağımsız Türkiye falan diye slogan atıyorlardı da, sömürüde pay düşünce, onlar da sustular şimdi.), bizim halife sultanlarımızda, bizim liboşlarımız da, bizim sözde milliyetçilerimiz de, bizim sözde dincilerimiz de herkes ama herkes TÜRKİYE’nin Osmanlıdan beri sömürülüşünü seyrediyor ve katkı sunuyor arkadaş. İhanet diz boyu değil, ihanet boğazımıza kadar nakış nakış işlemiş, dışarda son kalan sadece üzerinde (beyin, göz, kulak, burun, dil) olan organımız yani kafamız kalmış….
Şimdi Beyin-Göz-Kulak-Burun-Dil organımla bu yazdıklarımı umarım, aynı yerlerinizi (kafanızı) kullanarak okursunuz da, nereye kadar bu iş diye, siz de benim yanımda yer alırsınız ! İnşallah tabii ki…
OSMANLI DEVLETİ BAĞIMSIZ DEĞİLDİ !
Türk de değildi, İslam Devleti veya Halife Devlet falan da değildi…
Osmanlı daki 36 Padişahı görkemle yad edenler, KANUNİYE Muhteşem SÜLEYMAN diyenler bizleriz oysa…Öyle ya…Muhteşem SÜLÜMAN yüzyılın en büyüğü idi…O yüzyıl SÜLEYMAN sayesinde MUHTEŞEM oldu değil mi ?
Bakalım isterseniz bu MUHTEŞEM Başlangıca da, günümüze kadar bi gelelim…
KAPÜTÜLASYONLAR Kanuni Sultan Süleyman imzalamış. Osmanlı Kapitülasyonları, Osmanlı İmparatorluğu'nda yabancılara verilen ekonomik, adli, idari vb. hak ve ayrıcalıklar yani imtiyazlar demektir. Kapitülasyon kelimesi Latince "şartlar, fasıllar, maddeler" anlamına gelen "capitula" sözcüğünden türemiş olup "teslim olma" anlamı galat-ı meşhurdur. Yani neymiş FASIL/LAR ?
Şimdi AKP Hükümetimizin, AB ile fasıl açıyoruz dediği şey, bizzat KAPİTÜLASYON demekmiş değil mi ?
Eh, Kapitülasyonu ister tersten okuyun, ister soyundurup çıplak okuyun, altından girin üstünden çıkın fark etmez, onun bir FASIL olduğunu önce kabul edeceksiniz, sonra da o faslın ALMAK değil bizzat birilerine bişeyler VERMEK olduğunu kabul edeceksiniz el mecbur !
Gerçi, ulu cihan ! (onlarca muhteşem ünvanlı) padişahlarımızdan, hükümdarlarımızdan sadece Halife-i Müslimin, Halife-i Ruy-i Zemin KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN ı suçlamak ta insafsızlık olur bu konuda. Çünkü ; I. Murat 1365 yılında başlayan bileğini bükemediklerimize imtiyaz verme hastalığımız, 1387, 1536, 1569, 1740, 1838 YILLARINDA hep devam etmiştir. Fatih Sultan Mehmet Han ve II. Bayazıt, Yavuz Sultan Selim Han Dönemlerinde bile Venedik’e, Napoli Krallığına v.d’ne Ticari imtiyazlar verilmiş. Yani, Osmanlı dahi…3 kıtaya hükmettiği reklamının yapıldığı günlerde dahi DEVLETLÜ OSMANOĞULLARI, bağımsız değilmiş ve işbu yüzyıllara yayılmış sömürülen olmayı, bağımsızlık savaşını, III. Selim, İttihat ve Terakki Cemiyeti gibi bazı dönemlerde kaldırılmak istenmişse de muvaffak olunamamış, Başbuğ ATATÜRK bile ömrü yetmediği için Türkiye Cumhuriyetini bağımsızlıkta tam nihayete ulaştıramamış.
Tarihi bilgileri olanlar biraz hatırlar belki…; 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihlerinde gerçekleştirilen Erzurum Kongresi’nin 5. Maddesinde yer alan "Hıristiyan unsurlara siyasi hakimiyetimizi ve içtimai muvazenemizi bozucu imtiyazlar verilemez" sözleriyle, kapitülasyonlar konusunda alınan tavır ortaya konmuştur. Ve Kapitülasyonlar, Kurtuluş Savaşı sırasında Sovyetler Birliği ile yaptığımız 28 Mart 1921 Anlaşmasının 7. Maddesiyle "geçersiz ve kaldırılmış" sayılmıştı.
İstanbul’un işgali ve Meclisin feshedilmesi sonrasında, Ankara Hükümeti’nin çıkarmış olduğu 7 Haziran 1920 tarihli, «İstanbul Hükümeti tarafından yapılan kanunlar, düzenlemeler, borçlanmalar ile yabancılara verilen imtiyazların tanınmayacağına dair» kanun, her tarafta yayınlanmıştır. Böylelikle Ankara Hükümeti’nin hâkim olduğu yerlerde kapitülasyonlar durdurulmuştur.
Gerçek anlamda kaldırılması ise, Lozan Anlaşması'yla olmuştu…Gerçi LOZAN ın 100. Yılı yaklaşıyor ya, LOZAN ın zafer miydi yoksa bir HEZİMETİMİZ miydi olup olmadığını yakında anlayacağız. Çünkü BOP Haritaları ve RUSYA ve Avrupa boşu boşuna kıpraşmıyor bugünlerde…
BAZI KAPÜTÜLASYON MADDELERİ :
- Fransız gemileri Osmanlı suları içerisinde dolaşabilecektir.
- Fransız tüccarlar diğer ülkelerin tüccarlarına göre 10 kat daha az vergi vererek ürünlerini pazarlarda satabilecektir.
- Osmanlı sınırı içerisinde yer alan Fransız tüccarlar ve Fransız gemicilerinin tamamının can ve mal güvenliğini bizzat Osmanlı İmparatorluğu sağlayacaktır.
- Tüm şartlar her iki devlet içinde geçerli olacak ve bu anlaşma her iki imparatordan birinin ölmesiyle birlikte son bulacaktır.
- Fransız kralı, Osmanlı Devletinin sadrazamı ile eş tutulacaktır.
BAZI Sevr Barış Antlaşması’nın maddeleri ; 
1- İstanbul Osmanlı Devleti’nin başkenti olarak kalacak; ancak Osmanlı Devleti anlaşma koşullarına uymazsa İstanbul Türk’lerden alınacaktı.
2- Boğazlar her zaman bütün devletlerin gemilerine açık tutulacaktı. Uluslar arası bir komisyon Boğazları yönetecek ancak komisyonda Türk üye bulunmayacaktı. Bu komisyonun ayrı bir bütçesi ve bayrağı olacaktı.
3- Anadolu’nun doğusunda iki yeni devlet kurulacaktı.
4- Ege Bölgesi’nin büyük bir bölümü ile İzmir Yunanlılara verilecekti. Ayrıca, Midye-Büyükçekmece çizgisinin batısında kalan Trakya bölümü de Yunanlıların olacaktı.
5- Arabistan ve Irak İngiltere’ye verilecekti.
6- Urfa, Antep, Mardin ve Suriye Fransa’ya verilecek, Adana’dan Kayseri ve Sivas’ın kuzeyine kadar uzanan bölge, Fransa’nın nüfuzu altında bulunacaktı.
7- İzmir bölgesi dışında tüm Batı Anadolu, Afyon’dan Kayseri’ye kadar uzanan çizginin güneyinde kalan topraklar İtalyan nüfuz bölgesi olacaktı.
8- Osmanlı Devleti’nin askeri gücü 50.700 kişiden ibaret olacak, Ordunun ağır silah ve uçakları bulunmayacak, deniz kuvveti 13 savaş gemisini geçmeyecekti.
9- Azınlıklara geniş haklar verilecekti.
10- Mali ve adli kapitülasyonlar (ayrıcalıklar) en ağır şekilde müttefik devletlere açık olacaktı.
AB UYUM YASASI İKİZ YASALAR ;
MADDE 1: 1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahiptirler. Bu hak gereğince halklar, kendi siyasal statülerini özgürce kararlaştırırlar ve ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerini özgürce sağlarlar.
2. Bütün halklar, kendi amaçları doğrultusunda, karşılıklı yarar ilkesine dayanan uluslararası ekonomik işbirliği ve uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerine halel getirmemek kaydıyla, kendi doğal zenginlik ve kaynaklarından özgürce yararlanabilirler. Bir halk, hiç bir durumda, kendi varlığını sürdürmesi için gerekli olan kendi olanaklarından yoksun bırakılamaz.
Şimdi, Kapitülasyonlar Başbuğ ATATÜRK ile kaldırılmış olsa da, vahşi batı abilerimiz önce SEVR ile, sonra Lozan ile, şimdi de AVRUPA BİRLİĞİ ile bize fasıl geçiyorlar ve yer altı, yer üstü madenlerimizi çıkarmamıza dahi izin vermeden, adına demokrasi de deseler, adına ılımlı islam da deseler TÜRKİYEYİ, Osmanlıdan beri devam ettiğini düşündüğümüzde ise, TÜRKLERİ çatır çatır sömürüyorlar..! 

TTK. 15.12.2015 NOGAYTÜRK