BASINA VE KAMUOYUNA
Gerçek bilim insanlarına, üniversitelere, ilgili meslek örgütlerine, yöre halkına ve sivil toplum örgütlerine danışılmadan, onların katılımı aranmaksızın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 2013'te aldığı tek yanlı, tepeden inme kamulaştırma kararları ile 48 Milyon M2 "Kuru Mutlak Tarım Arazisi" OSB(Organize Sanayi Bölgesi) ilan edilmiştir.
Kamuoyunun itirazları üzerine, 2015 yılında bu alan 8 milyon m2'ye düşürülmüşse de, 2018'de genişleme sahasıyla 40 milyon M2'ye ulaşabilecek bir OSB kuruldu.
Buna karşı Yürütmeyi durdurmaya yönelik davalar açılmıştır. Bu konuda henüz bir bilirkişi incelemesi dahi yapılmamış, yasal süreç kesinleşmemişken, adeta yangından mal kaçırırcasına, ağır iş makineleri sokularak tarım arazileri tarumar edilmeye başlanmıştır.
Tarım arazisi niteliği olmayan, örneğin, Dut Limanı, Sahil Yenice gibi yakın yerlerde zayıf meralık ve fundalık başka alanlar varken, günümüzde önemi gün geçtikçe artan verimli tarım arazilerinin, OSB adı altında, sözüm ona "Sanayileşme ve iş bulma" bahaneleriyle heba edilmesini kabul etmiyoruz.
Tarım arazilerimizin, kentlerimiz gibi giderek betona boğulduğunu, tarımsal ve hayvansal ürünlerin verim ve kalite düşüklüğünü, toprağımızın, yeraltı- yerüstü sularımızın, derelerimizin, göllerimizin, denizimizin, havamızın giderek zehirlendiğini, hastanelere ve özellikle Onkoloji bölümlerine yöremizden her gün daha fazla hasta gönderildiğini, ülkemizin ilk turizm kentlerinden Erdek'in bu zenginliğini yitirdiğini ve bir çok olumsuzluğu görüyoruz, yaşıyoruz.
Bilimi, halkı ve uzun vadeli kamu yararlarını gözeten Demokratik Planlamaya değil de, sadece sermayenin günlük çıkarlarına dayalı sanayileşmenin ağır sonuçlarını yıllardır yaşıyoruz.
SOL PARTİ'MİZİN temel mücadele alanlarından birisi de çevre ve doğamızın korunmasıdır. OSB'ye ve çevrenin tahribine karşı, küçük büyük her türlü itiraz elbette ki önemli ve değerlidir. Bu nedenle gücümüz oranında bu tür itirazların yanındaydık, yanındayız ve yanında olacağız. SOL Parti olarak sesimizi sesinize katıyoruz.
Ancak şunu da eklemeliyiz ki, yöremizde yaşanan bu tür çevre sorunlarını, İKİZDERE, KARADENİZ, BERGAMA, SİNOP ve diğer çevre sorunlarından ayrı ve bağımsız görmüyoruz.
Dahası, doğamızı tahrip eden, yöremizi, ülkemizi ve hatta dünyamızı giderek cehenneme çevirenin ve asıl karşı çıkmamız gerekenin, onlarca yıldan bu yana süregelen sermaye egemenliğine ve onun bu günkü temsilcisi tek adam rejimine dayalı politikaları olduğuna inanıyoruz.
Doğamızı, denizimizi, dahası siyasal alanımızı kaplayan bu musilajın asıl kaynağı olan bu kirli politikaları görüp karşı bunlara karşı çıkmaksızın, elbette ki çok değerli ve önemli olsa da sadece yöremizdeki OSB ile, sadece çevre sorunları ile sınırlı bir mücadelenin yeterli ve etkili olacağına inanmıyoruz.
Bu gün, yöremizde OSB'ye karşı direnişin, Karadeniz, İkizdere, Bergama, Sinop ve diğer çevre direnişleriyle buluşması ve birleşmesi gerektiğini, dahası, bu çevre odaklı direnişin, halkı yoksullaştıran, zamlarla, baskılarla cendere içine sokan istibdat yönetimine karşı direnişle, sudan nedenlerle hapse atılan GEZİ tutuklularıyla, partisi ne olursa olsun komplolarla mafyatik tehditlerle sesi kısılmaya çalışılanlarla, tren,maden-iş kazalarıyla ölen işçilerin, ağır çalışma koşulları içinde ezilen market-kargo-ulaşım işçileriyle, Boğaziçinde ve yerel yönetimlerde halkın iradesini gaspeden kayyumcu zihniyete karşı direnenlerin ve sayamadığımız tüm sistem mağdurlarının direnişiyle buluşması ve birleşmesi gerektiğine inanıyoruz.
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA
YA HEPBERABER YA HİÇ BİRİMİZ
SERMAYE VE TEK ADAM DEĞİL, ÜRETENLER YÖNETSİN
SÖZ YETKİ KARAR İKTİDAR HALKA
FERHAT KAYA
SOL PARTİ BANDIRMA İLÇE BAŞKANI
27.05.2022
