Simitçi Samet.

DOKUNDUĞUM HAYATLAR - Kurtaramadıklarım..

Simitçi Samet

Dokunduğum hayatlar yazılarım hep mutlu sonlarla bitti. Ama hayat hep toz pembe olmuyor. Bazen gücümüz yetmiyor. Yolumuz çıkmaz sokaklara ulaşınca geri dönmek çok zor ve üzücü olsa da yarıda kalıyor mutlu hikayeler. Bunlardan birkaç örnek ıletmek istedim. Memleketimizden insan manzaraları misali...

*

Emekli olduktan sonra "Okuma Yazma Kurs"larında görev aldığımı yazmıştım mutlu hikayelerimde.. Bu da mutsuz olanı.
Bir gün ders dönüşü yolda, simit satan kara gözlü çocuk dikkatimi çekti. Çok akıllı olduğu gözlerinden belli. Bir simit aldım ve konuşma fırsatı doğdu.
Adı Samet, annesi okuma yazma bilmiyormuş, kursa gelmek istemiş ama baba izin vermemiş. Baba içki kumar ve dış hayatı olan, eve pek ekmek getiremeyen hayırsız bir koca. Ama evin reisi ya, ondan izinsiz hiç birşey yapılamıyor. Annenin çalışması bu nedenle imkansız.
Samet de annesi çaresiz kalmasın üzülmesin diye okulunu orta ikiden bırakmış, çalışıp annesine para götürüyormuş..
Ama okuma hevesi içinde kalmış. Annesinin de okuma yazmayı öğrenmesini çok istedinii söyledi.
Tamam o zaman kursa gelsin dedim. İmkansız babam izin vermez. dedi.  Kalbim sızladı o an.

*

Ne yapabiliriz Samet, bir çare bulalım... baban evde olmadığı saatlerde, ben eve gelsem, annene günlük ödevler versem, alfabe, defter kalem getirsem, arasıra da gelip kontrol etsem ...
Gözleri parladı Samet oğlanın, sahimi, yaparmısınız... tamam o zaman anneme söylerim. dedi koşarak eve gitti.
Annesi de çok sevinmiş. Oh ne güzel, bir kadın daha "aydınlanacak", herkes mutlu olacak...
Birkaç defa eve gidip dersleri kontrol ettim. Çok akıllı kadın, öğrenecek..., derken, bir gün baba, tesadüf bu ya, ders kitaplarını defter çalışmalarını bulmuş.. Parçalayıp atmış. Anneyi de acımasızca dövmüş. "Sen okuyup da kötü kadın mı olacan. Evine işine bak,. bir daha görürsem fena olur ! "diye de tehdit etmiş.
Ben eve gittiğimde, kadının yüzü gözü morarmış, perişandı. Yaşananlar beni de çok üzdü .. Beni içeri bile buyur edemedi kadın korkusundan. O sıra baba geldi, bana da aynı tehdit, "burda ne işin var, bir daha bu kapıya gelme.." dedi...
Üzgün ve umutlarım kırılmiş eve döndüm... Başaramamıştım. Üzgündüm. Keşke Samet okuluna devam edebilseydi, hiç değilse o bir meslek sahibi olup kendinin ve annesinin hayatını kurtarabilseydi ...
Bir daha simitçi Samet'i hiç görmedim. Hikayenin sonunu bilmiyorum...

Bir başka "Hikaye"de görüşmek üzere.

SEVİL AĞTAŞ- 25-02-2021