Şiir Kapısı

ŞİİR KAPISI

“Şarkılar söyledim ruhumun aynasından yansıyan, şiirler okudum kalplerin kapısından.."

 Kapılar… Kapılar… Ömrümün bereketli yıllarına açılan kapılar. Sevgiye, hoşgörüye ihtiyacımız olan şu günlerde, özlem duyduğumuz yıllarımız. Her biri ayrı kapılar ardında kalan anılarımız… Bahçe kapısı; sürgülü, büyük, demir kapı… Evimizin avlusuna açılan, huzur içinde yaşadığımız evimizin kapısı.

Bayram sabahlarına uyandığımız mutlu yuvamız. Çelik çomak oynadığımız, yakan topun canımızı yakmadığı oyun bahçemizin kapısı. Kendimizi saraylarda hissettiğimiz çocuk aklının kapısı. Okul kapısı; çocukluğum, ilk gençliğim, ilk aşkım. Kapı arkalarına saklanarak gözcülük yaptığımız günler… Sınıf kapılarında beklediğimiz, mektupların elden ele dolaştığı zamanlarımız. Sınav heyecanını tüm benliğimizde hissettiğimiz okul kapıları… Gençliğe açılan kapı; duygularımız, delişmen sevdalarımız… Ekmek kapısı; emeğimize karşılık beklediğimiz, alın terimizi akıttığımız, namusumuz, helalimiz. Çocuklarımızın geleceği, günümüz, yarınımız. Komşumuz aç iken uyuyamadığımız, ekmeğimizi bölüştüğümüz dünümüz, kardeşliğimiz… Ömür kapısı; hayatımız, ruhumuz, eşimiz…

Sevgi tohumları ektiğimiz, gönlümüzü ortaya koyduğumuz aşımız, soframız, evlat kokumuz… Kalp kırgınlıklarımız, sevinçlerimiz, düğünlerimiz, ölümlerimiz… Hayatın ta kendisi olan ulu çınarımız! Kapılardır yollarımızı açan, hayırlı uğurlu olsun diyen. Yürü ya kulum diyen bir baştan bir başa. Kapılardır; yüzümüze kapanan, hayata küstüren, kapı kapı dolaştıran… Ömrümüzün son kapısıdır sonsuzluğa açılan kara, soğuk, toprak kokan boşluk… Dönüşü olmayan yola açılan kapıdır; girişi gözyaşlarıdır, acıdır, hüzündür, duadır. Dipsiz bir kuyu; bilinmezliktir. Sonrası? Kapılar açılır, kapılar kapanır. Girilir, çıkılır. Baki kalan gönüllerde naif hislerdir, duygulardır, şiirlerdir, şarkılardır, niyazlardır…

Şiirdir gönül kapısını aralayan ruhumuza dokunan kelimelerle. Müziktir, ahenktir kelimelerin dansıdır bizi büyüleyen. Kalplerin kapısında kul olan mısralardır aşkı anlatan kalpten kalbe. Yüreğimizi ısıtan, ellerimizi kavuşturan duygularımızdır ruha dokunan şiirler. ellerimde saçlarının kokusu dün geceden kalma yüreğimde sıcaklığın düşümde sen vardın yine. sarılıyor, öpüyor , kokluyordun… her nefeste içimdeydi sıcaklığın yumuşacık, sıcacık bir ürperti yanımda olan sen değil gözlerindi her bakışında bir dokunuş gizliydi uzanıyor .

Tutamıyordum ellerini ama ellerimde saçlarının kokusu vardı. yıkamadım ellerimi seni kaybetmemek için bakmadım başka göze seni bulamam diye uyumadım bir daha seni göremem diye düşlerime daldım kokunu alayım diye yüreğimde sen ellerimde saçların kokun vardı düşümde sen yoktun…

Yazan: DERYA BALCI

******

İYİLİK, DOĞRULUK, GÜZELLİK ADINA 21 MART DÜNYA ŞİİR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!

Ama şimdi göç zamanı, bu diyardan,

Bu yürekten göçme zamanı…

Saçlarının kokusu kaldı ellerimde

Ilık ılık düş kokusu…

Düşlerimde yarım yamalak hayalin

Gözlerimde tel damla yaş kaldı

Sen gittin

Ve

Dönmeyeceksin bu yüreğe…

Kırlangıçların kanadına kondurdum seni..

Göçüp gittin başka memleketlere…

Başka yüreklere…

Şiirdir içimizdeki huzur ve mutluluk… Duyguların sel olup aktığı mısralara dönüştüğü anlardır. Şiirdir ruhumuzdaki ışık, güneşimiz, hayalimiz, sevincimiz; yaşam kaynağımız. Her günümüz şiir tadında geçsin. Sevgiyle…

21 MART DÜNYA ŞİİR GÜNÜ için Ahmet Telli!’nin hazırladığı 2020 Şiir Günü Bildirisi şöyle:

“Dünyayı aşklaştırmanın özel bir edimidir şiir. Referansları özgürlük, adalet ve vicdandır. Özgürlüğe evrensel, adalete toplumsal ve sınıfsal, vicdana bireysel olarak yaklaşır ve özümser; onları insani ve estetik boyutlarda yeniden üretir.

Şiir her türlü inanç sisteminin ve ideolojilerin sınırlandırdığı dar algı aralıklarının karşısına, dinamik ve sınırlanmamış bir kadrajla çıkar. Bu kadrajdan uzanarak kucakladığı ufuklarda şair de, şiir alımlayıcısı da özgürleşir ve zenginleşir. Bu bağlamda, dili de tıkızlaşmış hâlinden kurtarıp sözcüklerin özgürleşmesini sağlayan şiirdir.

Şiir, içinde yaşamak zorunda bırakıldığımız bu karanlık dünyanın yerine ışıltılı, kardeşçe ve yaşama sevincinin rüzgârıyla dolu bir dünyayı geçirir; bunun olabilirliğini gösterir ve hep birlikte’liğe çağrı çıkarır. İnsanların köşeye sıkıştırılmışlıklarına karşı, onların birlikte gösterebilecekleri tükenmez gücü; tek düşürülmüş bireyin horlanmasına ve aşağılanmasına karşı, insan tekilinin el değmemiş zenginliklerini ve yaratıcı coşkularını sezinletir.

Şiirin zihnimizde şimşekler çaktırabilen gücü, hayat ile geçişmiş bir duygu – düşünce – imgelem diyalektiğinin yapılandırdığı yaratıcı bir süreçte oluşmasından kaynaklanır ve ayrıca bu nedenle her şiir, biriciktir. Sistemin dayattığı aynılaşma ya da aidiyet kalıpları yerine,

“kendi” olabilmek ve ben’i, biz’e taşıyabilmek için, özgürleştirici imgeleriyle sezgisel aklın hayata çağrılmasının da yoludur şiir. Düşlerinin ve bilme merakının öznesi olamayan insan, verili hayatın bir nesnesine dönüşür. Şiir ise, kazandırdığı imgesel düşünüş sonucu “hayır” diyebilme cesaretini hatırlatır kişiye.

Doğayı, toplumu ve insanı anlayan ve gelecek sezgisinin ışığını bilincin ekeneklerine sızdıran şiir, olmuş bulunanla ve olmakta olanla bağını kopartmadan, ütopyamızı çiçeklendirir. Biz ki, o ütopyadan bugün, şu an hayatımıza neyi çağırabiliyorsak, onu yaşayabilmeliyiz. Bu durum, şiirin gerçek ile uyumsuzluğunu, onun gerilimli bir alan olduğunu duyumsatmaktadır. Şair, bu gerilimin sancılarını göze alan kişidir; gerçeğin hâl ve gidişine itiraz daima şiirden gelmiştir çünkü. Gerçek, yalanla yer değiştirdiğinde o, kendi hakikat’ini kurar; gerçek diye belletilen yalanların perdesini aralayarak, hakikat olanı gösterir. Bu nedenledir ki, iktidar odaklı hangi güç varsa, şairi ve şiiri sakıncalı bulmuştur. Şiir ise itirazlarını yükseltirken, ölüme karşı yaşamı, karanlığa karşı şavkı, savaşa karşı barışı, sömürüye karşı alın terini, kısıtlamalara ve zulme karşı özgürlüğü savunmaya devam eder; bir yandan da her türlü ötekileştirmeye karşı durur.

“Gülün gülle tartılacağı” bir dünya, aşk hâlinde bir dünyadır ve bu, şiirin düşüdür. Şiir, önce kendini aşk’laştırarak yola koyulmakta ve tahayyülün sınırsızlığına doğru kanat vurmaktadır

Dünya Şiir Günü bütün bunları yeniden hatırlamak ve hatırlatmak olsun…”

ERDEK-25-03-2020