Sanayi Bandırma'yı Nasıl Etkileyecek? (Necdet Mancılık)

SANAYİ BANDIRMAYI NASIL ETKİLEYECEK?
Bandırma ve bölgemizde uzun zamandır ağır sanayi yatırımları konuşuluyor. Demir Çelik, kimya gibi çevresel etkileri tartışmalı olan sektörlerde yer alan sanayiciler Şirinçavuş – Hıdırköy arasında kalan bölgede arazi alımlarını gerçekleştirdiler. Bazıları hala bu alımları sürdürüyor. Bunun yanında birde enerji sektörü var. Kurulan Rüzgar Santrallerinin ardından Enerji SA doğal gaz çevrim santrallerini devreye soktu. Ardından Bölge halkının karşı çıktığı termik santral projelerinin de gerçekleşmesi için düğmeye basıldı. Özellikle Termik Santral konusu şu an için zor görünse de bölgemizdeki sanayi yatırımlarının yakın bir zamanda Bandırma ve bölgeye damga vuracağı kesinleşti. Peki, bu damga bölgemizi nasıl etkileyecek. İşte ana soru bu. Bu soruyla ilgili ortada dolaşan pek çok senaryo var. Olayın kötü tarafı konuyla ilgili Bandırma ve bölgeyi yönetenlerin bir planlaması olmaması. Bu da beraberinde ikinci bir soruyu getiriyor. Bandırma gelecek açısından bir kaosa mı sürüklenecek?
Bandırmanın Nüfus Yapısı
Bu sorunun cevabına bir ışık tutabilmek adına ilk olarak Bandırmayı doğru analiz etmek gerekiyor. Bu da aslında o kadar zor değil. İlk olarak ekonomik açıdan Bandırma şu an için kendi kendine yetebilen bir kent görüntüsü veriyor. İşsizlik oranı oldukça düşük olan Bandırma’da iş dünyasının en büyük şikâyeti kişilerin iş beğenmemesi olarak öne çıkıyor. Yine de Bandırmanın nüfus yapısı bu konuda ilerleyen yıllarda sorun yaratabilir. Çünkü nüfusu 150 bini geçen kentte 30 yaş üstü ile 30 yaş altı kişi sayısı birbirine çok yakın bir durumda. 2014 verilerine göre Bandırma da 18 – 30 yaş arası kişi sayısı 30 bin di. 18 yaş altı kişi sayısı da 40 bine yaklaşmıştı. Bu da Bandırma da ilerleyen yıllarda kentte iş talebinin büyüyeceği anlamına geliyor. Eğer yeterli derece de iş sahası açılmazsa bu Bandırma için sorun olabilir.  
Ara Eleman Eksiği
Bandırma Organize sanayi bölgesinin gelişmesi ve buraya gelen sanayi yatırımları bu süreçte bu talebin fazlasını karşılayacak istihdam hacmi yaratabilir AMA… Ne yazık ki buraya büyük bir ama koymak zorunda kalıyoruz. Çünkü bu sanayiler önemli oranda ara elemana ihtiyaç duyacaklar. Yani Meslek Liselerinden ya da Meslek Yüksek okullarından mezun olmuş kişiler isteyecekler. Bandırma’da Şu an için bu ihtiyacı karşılayacak yeterli sayıda ara eleman bulunmuyor. Meslek okullarından mezun olan gençlerimizde genelde başka işler arıyorlar. Eğer sanayi yatırımları bu eleman ihtiyaçlarını bölgeden karşılayamazsa dışarıdan getirme yoluna gideceklerdir. Bu da bölgenin yüksek oranda göç almasına sebep olabilir. Çünkü buraya gelen tüm sanayi yatırımlarının üretime geçmesiyle birlikte bölgede artı 15 binden fazla bir istihdam yani çalışan talebi ortaya çıkacağı söyleniyor. Sadece Bandırma Organize Sanayi’nin bile önümüzdeki 3 – 4 yıl içerisinde 5 bin kişilik bir istihdam kapasitesine ulaşacağı bekleniyor. Buna diğer sanayiler de eklenince İstihdam hacmi bu rakamı da geçilebilir. Çünkü sadece Kroman Demir Çelik’in yetkilileriyle yaptığımız görüşmede kuracakları fabrika da 2 bine yakın işçi çalıştıracaklarını dile getirmişlerdi. 
Bölge Göç Alırsa
İstihdam oranı kısa zamanda bu denli yükselir, firmalar işçi ve ara eleman ihtiyaçlarını da bölgeden karşılayamazsa biraz öncede söylediğimiz gibi işgücünü dışarıdan karşılama yoluna gideceklerdir. Buda bölgenin göç alması anlamına gelir. Peki, Bandırma bu duruma hazırlıklı mı? Bu sorunun cevabı çok net bir şekilde HAYIR Hazır Değil!!! Zaten Kentleşme anlamında bazı önemli sorunlarla baş etmeye çalışan Bandırma’da böyle bir göç dalgası yaşanırsa problemler giderek içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Bunun en büyük sebebi Nüfus yoğunluğu, Trafik, alt yapı sorunları ya da kentin iki başlı yönetilmesi değil, asıl ve en büyük sorun Bandırmanın yapılmış veya düşünülen bir gelecek planlamasının olmaması. Bakın en basit örnekle, bundan kısa bir süre öncesine kadar Bandırma ne tarafa büyüyecek sorusunun cevabı bile belli değildi. Kimi dut limanına doğru diyordu, kimi Edincik tarafını gösteriyordu. Kimse oturup bu işin planlamasını yapmamış ya da yapmak için bir araya gelmemişti. Biz yapmadık ama başkaları yaptı. Dışarıdan birileri geldi ve 1/100 binlik planlar adı altında bölgeyi kendilerince planladı. İşte o zaman aklımız başımıza geldi ve çıkıp planları değiştirmek için çalıştık. Oysa yıllar önce yapmamız gerekeni yapıp kentin ihtiyaç ve düşünceleri doğrultusunda bu planları yapsaydık, belki de şimdi durum farklı olacaktı. 
Biz konumuza geri dönelim. Bandırma şu an için yüksek oranda bir göç dalgasına hazırlıklı değil. 1/100 binlik planlarda yeni açılmış imar alanları gözükse de 1/5000 ve 1/1000 lik planlar daha yapılmadı ve sırada bekliyor.
Planlar Yapılırken Dikkat Edilmeli
Aslında çok karamsar olmamak gerekiyor. Bu planların henüz yapılmamış olmasını Bandırma kendi adına bir şansa dönüştürebilir. Kenti yönetenler ve bu planlamaları yapacak olanlar sanayi gelişimi ve yaşanabilecek göç dalgasıyla birlikte önümüzdeki süreci iyi analiz edebilir ve planlarlarsa Bandırma doğru büyüyen bir kent haline gelebilir. Bunun içinde bu planların bir an önce şartlar en ince detayına kadar göz önünde bulundurularak yapılması gerekiyor. Sadece planların yapılması da yeterli değil. Bu planlara göre alt yapı hazırlıklarına da geçilmesi lazım. Çünkü alt yapı çalışmaları konutlaşma başlamadan bitirilirse doğru bir kentleşme gerçekleşebilir. Eğer bu gecikir de konutlaşma önce başlarsa bir anda bölgede “Varoş Mahalleler” ortaya çıkabilir ve bunu düzeltmenin ne kadar zor olduğu herkes tarafından biliniyor. Neden özelikle bu konuyu dile getirdik. Çünkü Bandırma şu anda belediyecilik anlamında iki başlı bir şekilde yönetiliyor. Diyelim ki imar planları yapıldı. Her şey en iyi şekilde planlandı. Alt Yapı çalışmalarını Büyükşehir Belediyesi yapmak zorunda. Buna karşılık konutlar için inşaat ruhsatlarını da Bandırma Belediyesi verecek. Bu iki kutup birbirleriyle senkronize bir şekilde çalışmazlarsa işte o zaman biraz öncce söylediğimiz tarzda mahalleler ortaya çıkabilir.  Bu tehlike şu an en çok Edincik için geçerli görünüyor. Bandırma şu an için sıkışmış yapısıyla bu oranda bir konutlaşmaya müsait değil. Paşaçiftlik tarafında konuşlanan sanayiye daha yakın olan Edincik’in genişlemeye daha müsait arazi yapısı burayı öncelikli hale getiriyor. Zaten 1/100 binlik planlarda da imara açılacak alanların önemli bir bölümü Edincik ve etrafında işaretlenmiş. Planlama sürecinde pek bir sorun yaşanmayacağı düşünülse de uygulama o kadar kolay olmayabilir. 
Sosyal Yapı Değişebilir
Yine Edincik için gelecekte önemli bir değişim söz konusu olabilir. Eğer Bandırma ve bölge sanayiye yeterli eleman veremez ve bunun sonucunda ciddi bir göç dalgası yaşanırsa bundan en çok Edincik etkilenecektir. Çünkü sanayi alanlarına yakın olması gelecek kişilerin burada ikamet etmelerine sebep olacaktır. Edincik’in nüfusu şu an için 5000 civarında, bu da gösteriyor ki ciddi bir göç dalgasında Edincikliler burada azınlık olarak kalabilir. Edincik’le Bandırma arasında ki mesafe de burada Bandırma’dan kopuk bir yaşam gelişmesine sebep olabilir. Çünkü burada nüfusun çoğalmasıyla birlikte bankalar ve diğer kamu kurum kuruluşları burada şube açmaya başlayacaklardır. Dolayısıyla nüfus artışı diğer alanlarda da gelişmeyi beraberinde getireceği için Edincik giderek Bandırmadan kopuk bir büyümenin içine girebilir. Bu yüzden Bandırma bu gelişimi iyi takip etmeli ve sosyo-ekonomik açıdan da iyi yönetebilmelidir. 
Peki Bandırma Ne Olacak?
İlk önce Kentleşme açısından değerlendirecek olursak, Bandırmanın bundan sonraki büyüme yönü Dutlimanı tarafına olacak. Çünkü 1/100 binlik planlarda imar alanı olarak burası belirlenmiş. Bu bölge öngörülere göre Edincik’ten daha şanslı. Sanayi alanlarına uzak oluşu, o fabrikalarda çalışan kesimin burayı tercih etmeyeceğini gösteriyor. Bu bölgede daha çok belirli bir gelir seviyesinin üstünde kişilerin ikamet etmeyi tercih edeceği düşünülüyor. Geçmiş dönemde Paşabayır bu misyonu üstleniyordu ama Limanın olumsuz etkileri ve mahallenin çok büyümesi burada oturan kişilerin yeni alana kaymasına sebep olabilir. Bunun dışında Bandırma da Edincik kadar olmasa bile göç dalgasından kendi payını alacaktır. İşte bu yüzden Bandırma kendine şehir içinde yeni mecburen merkezler açmak zorunda. Cumhuriyet Meydanı ve çevresi şu an için bile oradaki yoğunluğu kaldıramazken ilerleyen süreçte tam bir kaosun ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır. 
Bandırmanın Sadece İmarı Değil Geleceği Planlanmalı
Yukarıda tüm yazılanlar Bandırma ve Bölgede gerçekleşen olaylar sonucu gelecekte yaşanabileceklerin birer öngörüsüdür. Bu gelişmeler ışığında Bandırma gelecekte ya güzel ve rahat bir kent olacak ya da kaosun hüküm sürdüğü bir kente dönüşecek. Bu bizim elimizde. Bu konuda en önemli sorumluluk bizi yönetenlere düşse de bu görev sadece onların değil. Hepimizin bir masanın etrafında toplanarak bunu ciddi şekilde tartışması ve ortak bir akılda buluşarak bunu plana dökmesi gerekiyor. Oysa biz bunu yapmak yerine kesimlerin girdiği siyaseten kısır tartışmalarla Bandırmanın adeta önünü kendimiz tıkıyoruz. 
Oysa Pek çok kişi bu gerçekleri görmekte Eski Bansiad Başkanlarından Yemtar’ın sahibi Abdullah Çolak yaptığımız görüşmede özellikle bu konunun önemine vurgu yapıyor. İşte Abdullah Çolak’ın konuyla ilgili görüşleri “Bandırmanın en önemli sorunlarından bir tanesi bir araya gelememektir. Biz ne yazık ki bir masanın etrafında oturup ortak bir karar almayı pek beceremiyoruz. Oysa ki bu kentin bütün dinamikleri bir araya gelebilmeli. Yerel Yönetim, Sanayiciler, STK’lar, Kamu Yöneticileri, bu kentin sosyal ve ekonomik hayatına katkıda bulunan herkes bir masanın etrafında oturup ortak bir kararda buluşmayı öğrenebiliriz. Bakın şimdi bölgeye sanayi yatırımları geliyor. Bandırmaya baktığımızda her kafadan bir ses çıktığını görüyoruz. Kimi destekliyor, kimi karşı çıkıyor. Bu gelişme karşısında bizim ne bir planlamamız var, nede ortak bir tavrımız. Oysa ortak bir tavır belirlesek, bunu hep birlikte Bandırmanın iradesi olarak daha güçlü bir şekilde ortaya koyabiliriz. Bu sayede karşımızdaki kişilerde bizi dinlemek ve söylediklerimizi önemsemek zorunda kalırlar. Oysa şimdi her kafadan bir ses çıkıyor ama karşımıza bırakın bizi dinleyen birilerini muhatap dahi bulamıyoruz. Bakın Çimento fabrikası ve Unakıtan’ın termik santrali döneminde ben BANSİAD başkanıydım. O dönemde hep bunu savundum. O zamanlar bunu başarabilseydik, şimdi çok önemli mesafeler kat etmiş olurduk ama hala geç kalmış değiliz. Bandırmanın tüm kesimleriyle bir araya gelmesi ve ortak bir tavır sergilemesi artık zorunlu hale geldi. Bunun bir an önce uygulamaya konması gerekiyor.”
Eski Ticaret Odası Başkanı ve Kocaman Balıkçılığın sahibi Osman Kocaman’sa yaşanacak süreçle ilgili başka önemli bir konuya dikkat çekiyor. Osman Kocaman “Bugün Bandırma dediğinizde tanımladığınız alanın bir ucu Karacabey’de diğer ucu Biga’da. Dolayısıyla Bandırma bu sınırlar arasındaki bir hinterlant haline geldi. Daha pek çok sanayi yatırımının geleceğini biliyoruz. Tabi bu konuda Bandırmanın eğitim politikasına da önem ve yön vermesi gerekiyor. Amaç bu sanayi çeşitliliği doğrultusunda eğitim verecek okulların olmasıdır. Bu ülkede işsizlik var ama baktığınızda insanlar iş ararken, sanayi de eleman arıyor. Tuhaf bir çelişki değil mi? Neden? Çünkü ihtiyaca göre bir eğitim politikası yok. Her yerde üniversite açılmak isteniyor ama bunların içinde kolay kurulan ve ihtiyaca yönelik olmayan fakülteler oluyor. Yazık. Aileler o kadar masraf yapıyor. Çocuklar mezun olabilmek için yıllarını veriyor. Şimdi Üniversitemiz oldu. Bizde bunu doğru planlamalı ve bu avantajı iyi değerlendirmeliyiz. Hemen kolay kurulsun diye çocuklarımızı mezun olduktan sonra işsizler ordusuna katacağımız fakülteleri tercih etmemeliyiz. Gerekirse biraz beklemeli ama doğru fakülteleri kurmalıyız. Bundan sonra buraya gerçekten hem talep olacak, hem de özel sektörün çok ihtiyacı olan fakülteleri getirelim. Sanayiye gelince b Bizdeki endişe çok farklı nedenlerden kaynaklanıyor. İnsanlar onu yapacak olana, işletecek olana, denetleyecek olana güvenmiyor. Buna sebep bizdeki adam sendecilik, kayırmacılık. Esas olarak bizdeki sıkıntı sistemden kaynaklanıyor. Gönül ister ki bu bölgede daha doğa dostu sanayiler gündeme gelsin. Açıkçası ben bir Bandırmalı olarak bu bölgede ağır sanayi tercih etmem. Bunu da kimse tercih etmez zaten. Bakın Güney Marmara Kalkınma Ajansı kurulduğunda iki öncelik belirlendi. Bunlar Turizm ve Tarımdır. Başında valinin olduğu bu kurum kuruluş aşamasında bakanlık, belediyeler, bölgedeki STK’lar yani aklınıza gelebilecek her kesimle bir araya gelerek Çanakkale ve Güney Marmara için öncelikli sektörleri belirledi. Bunlarda Turizm ve Tarımdır. GMKA’nın verdiği destekler de bu iki alanda gerçekleşir. GMKA bu alanların dışında başka yönde teşvik vermez. Bu bile sizin yol haritanızı belirlemek için yeterli. O zaman buna göre yatırımların buraya getirilmesi lazım. Bakın bunun örneği Biga’da mevcut. İÇDAŞ için yer alınırken herkes çok memnundu. Şimdi oradaki insanlarla konuşuyorsunuz, hepsi kirlilikten şikâyetçi ama iş işten geçti artık. Bandırma için henüz geç kalınmış değil. Bunları planlamak gerekiyor.” diyor. 
İşte Bandırmanın önümüzdeki yaşayacağı süreçle ilgili öngörüler ve yapılması gerekenler bunlar olarak görülüyor. Önümüzdeki günlerde de başka isimlerin değerlendirmelerini sizlere sunacağız. Her kesimin söylediği ortak nokta planlama yapmak ama şu ana kadar bunun için henüz bir adım atılmış görünmüyor. Bu yüzden Bandırmanın gelecek senaryolarında sıkıntı ve problem yaşanma ihtimali de giderek büyüyor. Buna rağmen hala kısır siyasi çekişmelerin içinde kenti boğmaya devam ediyoruz. Bir an önce bir araya gelerek kentin geleceğini planlamamız gerekiyor. Yoksa geçmişte olduğu gibi dışarıdan birileri kendi çıkarları doğrultusunda bu planlamayı yapıp sizin burnunuza dayar. 

NECDET MANCILIK