Regl Kutlaması !.Sünnet..

REGL KUTLAMASI ! SÜNNET… (2)

1. yazım. https://www.gercekbandirma.com/sunnet-dugunu-regl-kutlamasi

Erkekliğe adım atmak, kadınlığa geçiş ! Ve kadın erkek eşitliği ?

Erkek Sünneti, ama devletin, ama ailelerinbir güç gösterisi olarak, alenen ve kutlamalarla ve HEDİYELER verilerek yapılabildiğine göre, bunun erkekliğe geçiş olmadığı biyolojik olarak bir gerçek ise de, erkekliğe adım olarak tanımlanıp, törenlere vesile edildiğine göre… kızlarımızın ilk regl’i de eşitlik açısından törenlere vesile olmalı diyerek başlayalım yazımızın ikinci bölümüne.

En az yazılan, en az konuşulan ama hepimizi ilgilendiren ciddi bir konudur bu konu ve bu konu artık, utanılacak konu olmaktan, tabu olmaktan çıkarılmalıdır.

Peki, kızlar sünnet edilebilir mi ?Eşitlik dedik ya…Bazı erkekler o zaman kızlarda sünnet edilsin diyebilir. Evet kızların sünneti diye bir şey var mı diye bende merak ettim ve araştırdım. Varmış !

NEDİR KIZ SÜNNETİ ;

Bugün 6 Aralık… Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Tolerans Günü. Birleşmiş Milletler'in (BM) tahminlerine göre ; dünyada bugün, hayatta olan 200 milyon kız çocuğu ve kadın, farklı yöntemlerle "SÜNNET EDİLMİŞ " ve genital sakatlamaya, onlar da maruz kalmış bulunuyor. Bu ; her 20 kadın ve kız çocuğundan biri demek. Şaşırdınız değil mi ? Biraz daha şaşırın, kız sünnetlerinde bir tören ritüeli falan yok ama yapılıyor mu ? Yapılıyor !

Kız Sünnetinin, klitorise müdahale olduğunu bilerek başlayalım söze.

Kızların sünnet edilmesi hadisesi ; Özellikle Afrika ve Orta Doğu'daki 30 ülkede yoğunlaşmış olmakla birlikte, Asya ve Latin Amerika'daki bazı ülkelerde de, kadın sünneti yapılıyor. BM, Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda'da yaşayan göçmen nüfus arasında da, bu uygulamaya rastlandığını biliyoruz.
BM, her yıl 6 Şubat'ta, bu uygulamaya son verilmesi çağrısı yapıyor. Ama, Türkiye de bunu sallayan birileri ya yok, ya da yok denilecek kadar azınlıkta !

Kenya'nın Isiolo bölgesinde yaşayan Borana Kabilesi'nden Bishara Sheikh Hamo, kadın sünnetinin hem fiziksel hem de ruhsal sağlık üzerinde kalıcı etkileri olduğunu söylüyor. Bishara ; "11 yaşında 'sünnet' edildim. Büyükannem saf ve temiz olmak için, her kızın bunu yapması gerektiğini…” söylüyordu.

Osmanlı döneminde veya islama geçilen dönemden itibaren Türk Devlet ve topluluklarında da bu sünnet uygulandı ve halende gizlice uygulanageliyor. Ama bizdeki ve islam toplumundaki uygulaması, hadım edilen erkeklerin durumuna getirilen kızlar olarak kullanılıyor kız sünneti. Erkek sünnetinde nasıl erkeğin cinsel arzu ve hazzına kısıt koyuluyorsa, kız sünnetinde bu daha ileri gidilerek kısıtlanıyor. İşlemin amacı, en geniş anlatımla, evlilik öncesi kız çocuklarının cinsel isteğini yok etmek, onların namusunu korumak olarak ifade edilmektedir. İşlem, kadın cinselliğini hizmet boyutuna indirgeyen bir düşüncenin epidemiyolojik yansımasıdır. Kadın sünneti, kadın düşmanlığının ataerkilizm gereği gibi fiziksel saldırıya dönüşmüş halidir ve artık gündem olmalıdır !

Birinci yazımda yazdığım gibi, Tanrının yaradılış hikmetlerini sorguluyor ve bozuyoruz bu uygulamalarla. Dünyadaki hiçbir canlının, doğduktan sonra cinsiyeti ile ilgili geçirdiği bir operasyon yoktur, çünkü her canlı yaratılışında mükemmel yaratılmıştır ve uzuvlar ve işlevler ne eksiktir ne fazladır. Sadece biz insanlarda, dinler ve tarikatlar adına veya devlet yönetimler adına insanların cinsiyetine müdahale edilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü WHO ; “Kadın sünneti, uluslararası alanda kız çocuklarının ve kadınların insan haklarına bir tecavüz, bir şiddet olarak kabul edilir. Uygulama, cinsiyetler arasında kadına karşı ağır bir ayrımcılık yapmaktadır. Aynı zamanda çocuk haklarına da tecavüz niteliğindedir.  Bu işlem insanların sağlık, hatta fiziksel bütünlük hakkına saldırı boyutu taşımakta, yanı sıra insanı işkence ve zulümden koruyan yasaları ihlal etmektedir. İşlem ölümle sonuçlandığında ise, insan yaşamını bilinçli olarak yok etme gibi vahim bir durum ortaya çıkabilmektedir. Bu noktada söz konusu olan düpedüz cinayettir.” Demektedir. Başka deyişle, kadın sünneti, erkek sünnetinin fayda ve zararlarına ilişkin tartışmalardan tamamen uzak, çok farklı ve ağır bir uygulamadır. Sağlık yönünden faydası olmadığı gibi, kız çocuklarına ve kadınlara pek çok bakımdan zarar vermektedir. Kız ve kadın vücudunun doğal fonksiyonlarını bozması yanında normal genital dokuyu yok eden veya sakat bırakan bir uygulamadır.

KUZEY IRAK KÜRT YÖNETİM BÖLGESİ’NDE YÜZDE 88'E VARAN ORAN…

UNICEF’in, Kuzey Irak Kürt Yönetim Bölgesi’nde kadın sünneti  konusundaki açıklamaları, bir dehşet filminin sahnelerini andırmaktadır. Özellikle Erbil ve Süleymaniye bölgelerinde daha yoğun olmak üzere ; % 88’e ulaşan oranda kadın sünneti uygulaması, birçok Batılı akademisyeni ve sahada çalışan uzmanları, şaşırtacak boyuttadır. Raporlar, kadın sünneti işleminin Ortadoğu’daki yaygınlığını, gözler önüne sermektedir. Kadın sünnetinin en çok yapıldığı, dolayısıyla bu işlemin en fazla komplikasyona yol açtığı ülke ise, erkek sünnetinin de çıktığı yer olan, Mısır’dır.

TÜRKİYE’DE KADIN SÜNNETİNİ YASAKLAYAN BİR YASA YOK ?

Türkiye'de, kadın sünnetini yasaklayan bir yasa, nedense mevcut değildir. Gerçi erkek sünnetini de yasaklayan veya yaptıran bir yasa da mevcut değildir. Yasama görevi yapan TBMM ne de gelmemiş bir ham konudur bu. Kadın milletvekillerimiz de, erkek milletvekillerinin egemenliğinde, bu konuyu dillendirememektedirler ! Töre, gelenek, âdet, din, tarikat, şeyh-şıh-fetva gibi adlar altında kadın cinselliğini yok etmeye yönelik kadın cinayetleri ve sakat bırakmaların, İslam ülkeleri içinde en üst sıralarda olduğu toplumumuzda, kadın sünnetinin alenen tartışılmaması, dikkate değer bir konudur !

Başörtüsü gibi bir konuyu içselleştirmiş bir kadın toplumunun, kadın sünneti konusunu ağzına bile almaması  çok ilginçtir. İslam dininden kaynaklanan önyargılarla  kadına  uygulanan her türlü baskının hızla yerleştiği bir toplumda, bu konunun konuşulmaması farklı  şekillerde yorumlanabilir.

Türk/İslam geleneklerinin Müslüman Arap geleneklerinden önde olduğu veya Türkiye’de  kadınların eğitim seviyesinin nispeten yüksek olduğu veya  vücut bütünlüğüne bu boyuttaki bir saldırıyı kabullenecek kadın sayısının, ülkemizde çok az olduğu öne sürülebilinir.

Cevat AKŞİT Hocaefendi de (FETBAZ) , kadın ve erkek sünnetleri hakkında bir rivayetten yola çıkıp, bunu sahih hadis olarak sunup, islamın böyle bir emri var demeye kadar getirip, fetva verebiliyor. https://l.facebook.com/l.php?u=https%3A%2F%2Fwww.youtube.com%2Fwatch%3Fv... İbrahim Peygamberin 120 yaşında, keserle kendini sünnet edip 80 sene daha yaşadığını bile söyleyebiliyor. Bu rivayet, bazı yerlerde Hz İbrahimin 80 yaşında kendini sünnet ettiğini söylemektedir ki, hocaefendinin kadın sünnetinde sığındığı sünnetçi kadına söylediklerine bakacak olursak şu garip gerçek ortaya çıkmaktadır. O kadın sünnetçidir iyi güzel, kadınları sünnet etmektedir, o da iyi güzel…Peki bu işlemi neye ve kime göre yapmaktadır ? Kuran indirilmeden önce de yaptığını düşünürsek, kadının sünnetçiliği, hangi dinin veya toplumun inancından gelmektedir ?

Ancak dinsel uygulamaların sosyal hayata hızla uyarlandığı ve halkın önemli bir bölümü tarafından içselleştirildiği toplumumuzda, çatır çatır beklenmedik yasaların kanun kuvvetindeki kararnamelerin çıkarıldığı günümüzde, fetö gerçeğinde yaşadığımız ve halende bazı tarikatların kadrolaşmaya çalıştığı devlet yapımızda ;  kadınlara sünnet gibi vahşi ve sakatlayıcı bir uygulamanın önümüzdeki yıllarda zorla dayatılmayacağının, güvencesi var mıdır?
Bu uygulamanın başlaması halinde, kız çocuklarını koruyacak yasalar nerededir? Anayasada bunu engelleyecek bir madde var mıdır ?  Dinsel öğelerin sosyal hayata  zorla dayatılmadan önce bir hazırlık evresinin yaşandığını ve toplumun en akıldışı uygulamalara bile alıştırıldığını kendi deneyimlerimizden biliyoruz.

Türk kadınlarının, başörtüsü gibi bir konuyu bile dönüştürerek kendi hayat tarzlarına uyarladıkları, hatta bir tür cinsel cazibe unsuru olarak kullandıkları, dinsel çevrelerin bile şikâyet konusu haline gelmiştir değil mi ?

Bakalım Kadın Sünneti topluma kabul ettirilebilecek mi? Yoksa kadınların Türk/İslam kimliği  daha ağır basacak ve kadın sünneti dışlanacak mı ? İleriki günlerde göreceğiz !

Şimdi gerek erkek gerek kız sünnetine ve erkeklerin hadım edilmelerine, semavi dinler açısından pek çok rivayetlerle, tasvip cevapları verilebilecektir elbette. Onlara da şimdiden söyleyeceğim şey…Nasıl görmek istiyorsunuz, öyle bakıyorsunuz… nasıl inanmak istiyorsanız, öyle görüyorsunuz ! Olacaktır.

Kadın Aydınların ve ve eşitlik savunan STK ların ilk yapması gereken, erkek sünneti engellenemiyorsa, kadın sünnetini bari engellemeye çalışmak ve eşitlik adına, kızların ilk regl lerinin bir bayram bir kutlamaya dönüştürülmesini sağlamak için girişimlerde bulunmalarıdır. Seçme ve seçilme hakkı nasıl kutsal ve gerekli olarak kadınlarımızca benimseniyorsa, kızların kadınlığa geçişi de, aynı derecede benimsenmeli ve bunlar tabu olmaktan çıkarılmalıdır.

REGL KUTLAMALARI…

Kızların ilk reglini gördüklerinde bunu kutlayan, bunuz kutsayan adet ve geleneklerimiz var mı diye araştırdığımda ; Türkiye’de nadir de olsa, ilk reglini gören kızlarını tokatlayarak yanakların da al al olsun diyen annelerin ülkemizde çok az da olsa varlığını öğrendim. Dünyanın bazı ülkelerinde de ; bunun kutlanabildiğini de gördüm.
Bir gazetede okumuştum… Doğum, girilen her yeni yaş, sünnet, askere gidiş, evlilik kutlanıyor da, kadınlar için ergenliğe ilk adım, doğurganlığın başlaması anlamına gelen ilk regl neden kutlanmasın? Ankara’da bu soruyu soran bir anne "Önyargıları yıkmak" isteyen psikolog anne Şule Akdağ, 12 yaşındaki kızı Ezgi’nin "ergenliğe adım" anlamına gelen ilk reglini davetle kutlayacak… Kutlamayı nasıl yaptılar bilmiyorum ama, bu benim için ümit verici bir haber oldu. Umarım, devamı haberleri de okuruz.
Kızların, kadınlığa geçişi olarak bütün kültürlerde kabul edilen biyolojik REGL Hadisesini Dünya ülkelerinde nasıl ve hangi etkinliklerle karşılanıyor diye baktığımızda ;

FİLİPİNLER ;  Kızın iç çamaşırı yıkanıp yüzüne sürülüyor ve merdivenlerde 3 adım attırılıyor.

GÜNEY AFRİKA ; Regl olan kız, 3 gün evden ayrılamıyor ve 3 gün boyunca kız arkadaşlarıyla parti yapıp evinde eğleniyor. FAS ve SRİ LANKA da da partiler düzenleniyor.

GANA ; İlk reglini yaşayan kıza, çocuklarının sağlıklı olması için kaynamış yumurta bütün olarak yutturuluyor.

AVUSTRALYA ; Aborjin topluluğunda, ilk kez adet gören kızlar için, büyük çaplı gelenekler yaygındır. Kabilenin kadınları, genç kıza kadın olmakla ilgili önemli bilgileri aktarırken, anne ; kız çocuğu için adet döneminin sonuna kadar içinde kalacağı bir çadır veya kulübe (MENSTRUASYON) inşaa eder, adet bitince de bu kulübe yakılır. Genç kadın nehirde yıkanır. Köyündeki evine döndüğünde de, evleneceği erkek ile sözü kesilirmiş!

JAPONYA’da ; Adet gören kızın annesi, fazla abartmadan ve kimseye bir şey demeden SEKİHAN adını verdikleri bir pirinç pilavı pişirir, ve ailenin diğer üyeleri bu HOŞGELDİN pilav ritüelinden, evdeki genç kızın regl olduğunu anlarmış.

İTALYA ‘da ; Bir genç kız ilk adetini gördüğünde, aile onun için bir parti düzenliyor ve çocuğa artık GENÇ KADIN anlamına gelen SİNYORİNA diye hitap ediliyor.

BREZİLYA’da da ; İlk adeti duyurmak ve parti düzenlemek, aileler arasında yaygın.

İSRAİL’de ; Yahudi geleneği haline gelen şekilde, ilk reglini yaşayan genç kıza bir kaşık BAL yedirilirmiş ki, ileriki adet dönemlerinde zorluk çekmeyeceği adetlerin bal tadında, bal kadar güzel olacağı söylenirmiş.

HIRVATİSTAN’da ; İlk regl ini yaşayan genç kızlarına, hoş geldin denilerek, bir kadeh KIRMIZI ŞARAP ikram ederler.
MAKEDONYA da ise ; İlk reglini yaşayan kıza, kadınlığa hoş geldin anlamında, hayatla yüzleşmesi için kendi iç çamaşırlarını elde kızlarına yıkattırırlar. Kendi iç çamaşını artık kendisi yıkayan kız, kadın sorumluluğunu evinde alır.

GÜNEY HİNDİSTAN ve TAYVAN’da ; İlk reglini gören genç kızlara evden çıkmama cezası verilmektedir mesela…ve gizlenmektedir. Türkiyedeki gibi, kızların tokatlanması harisesi İsrailin bazı bölgelerinde, Afganistan ve Fransada da vardır.

En önemlisi, Türklerin geçmişine, Gök Tanrı ve Tengricilik ve şamanlık inançlarına baktığımızda ; bırakın kadınların sünnetini, erkeklerin sünnet olmasının dahi erkeklik, askerlik ve savaşçılık ruhunu bitireceğini, sünnetli araplarla bu yüzden savaşılamayacağını düşünmüşlerdir. Sünnetin gök ile olan bağlantıyı kestiğini, erkeğin ilk hissetme başlangıcının yok olacağını, cesaretin kaybolacağını iddia etmişlerdir. Sünnet olanın ideallerle bağının koptuğunu ve bu yüzden savaşsalar bile maddiyat için savaşacaklarını söylerler. Bu yüzden, araplardaki sünnetin islami olmadığını, mısırlılardan ve Yahudilerden geçen bir şekilde cahiliye adeti olduğunu konuşurlardı. Ve sünnetin TÜRKLÜK fıtratını yok edecek bir eylem olduğunu düşünüp, sünnet de olmazlardı.

Tüm bunlara ve gerçeklere baktığımızda görülecektir ki ; Türkiye’de de kızların sünnet olmasını engellemek için, kadınlığa hoş geldin anlamında ama aile içinde, ama arkadaşlarıyla birlikte olmaları sağlanarak, REGL Partileri düzenlenebilinir. İlk reglini gören kız çocuğu artık genç kız olarak adlandırılabilinir ve ergenleştin, yaşamsal döngülerin normal… sevinmelisin denilebilinir. Toplumumuzdaki UTANMA, genç kıza ve aileye kabus gibi gelen regl olayında utanma da kabus da ortadan kaldırılabilinir. Çünkü bu biyolojik olay, utanılacak değil kızımızın gururu olmalıdır. Bu gurur da, tıpkı erkek sünnetlerindeki gibi  ödüllendirilmelidir. Bunu başlangıçta gizlice bile yapsanız aile içinde, ama ileride arkadaşlarıyla ve aleni de kutlayabilirsiniz. Bu kutlamaları yaparken de, kız çocuklarının sünnet edilmesini engelleyebilirsiniz !

21 YY da yaşıyoruz, ilimin bilimin ulaşılabileceği internet denilen bir teknolojiye sahibiz ve artık rivayetlerle, hikayelerle, masallarla yönlendirilemeyecek kadar zirvedeyiz. Bu haldeyken, yanlışlardan arınmamız ve doğruları yapmamız mümkünken, yasa yapıcılara bunları dikte etmemiz mümkünken çaresizlik içinde kıvranmamız önce bize yakışmaz.

TTK… 06/12/2020 RAMAZAN ANRİN -NOGAYTÜRK

1. yazım.https://www.gercekbandirma.com/sunnet-dugunu-regl-kutlamasi