Parti'ye Küsülmez..Demokrasi'ye Küsülmez..

PARTİYE, DEMOKRASİYE KÜSÜLMEZ
Kırılmak, küsmek doğamızda var. Haketmediğimizi düşündüğümüz durum ve davranışlarda bize bunu yaşatanlara haklı olarak kırılırız, hatta küseriz.. O günün hassasiyetine göre araya mesafe koyar, konuşmayız, tavır yaparız. Yaptıkları, çıkarlarımızı zedeler, bizi çıkmazlara iter, bizi zor durumlara sokar. Neden küstüğümüzü iyi biliriz ama, kimlere küsmemiz gerektiği konusunda kafamız karışıktır. Çünkü kırılan, küsen insan öfkelidir. Öfkeli insan ise öfkesinin sınırlarını belirlemekte sıkıntı yaşar. Kahvede, iş yerinde , veya başka bir ortamda tartışıp küstüğünüz kişinin aile dostu olduğunu varsayın. Evleriniz bitişik, belki aranızda akrabalık bağı da var. Eşlerinizin yediği içtiği ayrı gitmiyor. Çocuklarınız kanka. Evin dedesine, camın önünden geçerken bugüne kadar hep selam verip hatır sordunuz. O da size arkanızdan hep hayır dua etti. Arkadaşınızla dostluğunuz bozuldu, yollarınız ayrıldı diye; şimdi oradan geçerken başınızı diğer yöne mi çevireceksiniz. Eşinizin çocuklarınızın o aile ilişkisi ne olacak? Yoksa (Küsün ortağı olmaz.) sözüne uygun olarak kırgınlığınız kırıldığınız kişiyle aranızda mı kalmalı? Ortak arkadaşlarınızın tutumu ne olmalı? Onları taraf olmaya zorlayabilir misiniz ? Bir daha o kahveye gitmeme kararı alsanız, kahvecinin suçu ne? İşinizi, çevrenizi bu nedenle değiştirecek misiniz? Sonuçta, tatsızlık iş yerinde, bir toplantıda ya da sokakta iki veya birkaç kişi arasında yaşanmıştır. Bu ve benzeri olaylarla her an karşılaşabiliriz. Benim de başımdan bu tür bir olay geçti.

Anlatayım; 
Bir gün rahmetli kayınpederimi ilaç yazdırmak üzere Sağlık Ocağı'na götürmüştüm. Orada hemşire ile önemsiz bir sebepten tartıştı. O güne dek bizi güler yüzle karşılayan, yardımcı olan hemşireye küstü. Bir daha buraya gelmem dedi. Ölünceye dek gerçekten gitmedi. O hemşire artık orada çalışmıyor desem de ikna edemedim. Hemşireye küstü. Sağlık Ocağına gitmez olduk. Her gerektiğinde taksi tutup hastaneye gitmek, ilaç yazdırmak için dakikalarca sıra beklemek zorunda kaldık. Bu onun biraz inadından biraz da doksan yaşını aşmış olmasından kaynaklanıyordu, ama sıkıntıyı birlikte yaşadık. Boşuna taksi parası verdik. Zaman kaybettik, yorulduk. Sağlık Ocağı yerinde durdu hizmet vermeye devam etti. Birçok doktor ve hemşire görevli olarak geldi gitti... Yani küskünlüğün zararı en çok bize dokundu.
Konuyu şu noktaya bağlamak istiyorum. Yerel seçimler yaklaştıkça her yerde olduğu gibi ilçemizde de bir hareketlenme oldu. Farklı görüşler ortaya atıldı, gruplaşmalar oldu. Bu arada amacını aşan sözler söylendi, tartışmalar yaşandı. Ayak oyunlarına bile girildi, fauller yapıldı. Sonuçta partilerden doğru ya da yanlış birer aday ön plana çıktı. Bu adaydan hoşlanmayabilirsiniz. Bandırma için hayırlı olmayacağını düşünebilirsiniz. Belki kişisel çıkarlarınız eksilecek, zarar göreceksiniz. Belki en doğru gerçeği siz anlıyor ve biliyorsunuz. Yarınlarla ilgili haklı endişeleriniz var! Partiniz sizin desteklediğiniz başkan adayına haksızlık etti ve siz çok kırıldınız, hatta küstünüz. Tavır koydunuz , biraz da ileri gidip artık partinize oy vermeme kararı aldınız. Duygularınız gayet açık ve anlaşılır durumda. Belirsizlik sadece kime küstüğünüzle ilgili. Siz şimdi kime küskünsünüz? Sizin adayınıza yeterli destek vermeyen dostlarınıza mı? Onu yeterince tanıtıp kabul ettiremediğiniz için kendinize mi? Partinin çıkarlarını görmeyen veya aldatıldığını düşündüğünüz beyin takımına mı? Aday seçilen kişi ve destekçilerine mi? Maksadını aşan konuşmalara mı? Kırgın ve küskünseniz tavrınız ne olacak, kime karşı olacak.? Partinize oy vermemekle, partiden ayrılmakla kimi cezalandırmış oluyorsunuz? Parti; demokrasinin olmazsa olmazı önemli bir kurumdur. Çalışanlar hangi basamakta olursa olsun bugün gelir yarın giderler. Onlara içimizden geldiği kadar kırılırız küseriz. Ama partimize küsmek , kızıp oy vermemek, başka partiye geçmek, ülkemize, ilçemize ve demorasiye zarar vermektir. İlçe bizim ilçemizdir. Artısıyla eksisiyle ona sahip çıkmak da asli görevimiz. Bizim partimize vermediğimiz oy bugün gelip yarın gidecek olanlara belki dokunur, karşı görüşte olanların ekmeğine yağ sürer. Ancak esas zarar gören son günlerde ağızlardan eksilmeyen deyişle, partimizin bekası yani devamlılığıdır. Yarış ve seçim sonuçlarının herkesi memnun etmesi mümkün değildir. İllaki birileri üzülür kırılır. Zarar gören ilçemizdir. Daha da önemlisi; zarar gören demokrasidir ve partimizdir. 
Yerel seçimler iyice yaklaşıp karolar yerlerine yerleşince, kırgın ve küskün arkadaşların gönlü alınmalı. Partilerde birlik ve beraberliğin toplum açısından ne kadar önemli olduğu bir kez daha hatırlatılmalı. Ülkemiz zor günler yaşıyor, dar boğazlardan geçiyorken, partimize küsmek oy vermeyerek onu cezalandırmaya kalkmak yanlış olur. Ç ocuk gibi küsmeler, kaprisler bir yana bırakılıp iyi ve kötü günde doğru çatı altında birleşmek, ilçe ve partimize zarar verecek davranışlardan kaçınmak gerekir. Esas olan demokrasidir, ilçemizin ve partimizin çıkarlarıdır.
ULVİYE KARA AKCOŞ -BANDIRMA 08-03-2019