Meşale Derneği..Ne Ola Ki?

MEŞALE DERNEĞİ...NE OLA Kİ ?
RAMAZAN NARİN·1 EKİM 2017 PAZAR
 

ENSAR Vakfı ve DİYANET Vakfı ile, ortak faaliyetler gösteren... ama AKP nin atadığı bürokratlarla ve AKP İktidarından nemalananlarla, oluşturulmuş bir dernek. Ama İBDA ve İBDA-C Hareketi ile benzerlikleri v.d, ARAŞTIRILMASI GEREKEN BİR DERNEK !
MEŞALE figürünü daha çok Milli Eğitim Bakanlığının armasından veya Olimpiyatlardan hatırlıyoruz ya... Bu arkadaşlar da MEŞALE yi, hem isim, hem de derneklerinin logosu yapmışlar.

MEŞALE ;  aydınlık vermesi, ışık saçması için hazırlanmış, ucunda uzun süre yanabilecek gazlı bez bulunan ve alev çıkararak yanan değneğe verilen ad. FİKİR ise ; Düşün, düşünce demek. Ama, dikkat edin ! Fikir Haraket-i Derneği dememişler ! -i yok ?  Peki ne demişler, FİKİR & Hareket Derneği.  Vurgu, HAREKET DERNEĞİ tamlamasında. 
Yani, bu dernek bir HAREKETİ temsil ediyor da... hareketlerinin ne olduğu, şimdilik meçhul. MEŞALE Hareketi... diyemeyiz mesela, anlamsız düşer. FİKİR Hareketi deriz de, fikri bilmediğimiz için, soyut kalır. Öyle ya, fikir denilince aklımıza, binlerce düşünce geliyor. Mesela benim aklıma önce ; 1968 Hareketlerinden, Üniversitelerde örgütlenmiş Marksist-Leninist, anti amerikancı FİKİR KLÜPLERİ geldi. Bu klüpleri açan üniversiteli gençlerimizin, birçoğu asıldılar, çatışmalarda öldüler veya zindanlarda çürüdüler...
İslamiyet veya Dinler, bir FİKİR midir dersek... orada durmamız gerekir. Dinleri, ilahtan gelen emir ve kelamlar olarak sayarsak, dinler fikir değildir. Yok, ilahın adını kullanan peygamber dediğimiz insanların fikirleridir dinler dersek, ancak o zaman dinler bir fikir sayılabilir. Şimdi ben bu (MEŞALE) fikir hareketini facebook sayfalarından inceledim biraz da...DİN i, İslamiyeti... fikir olarak öne sürüyorlar gibi geldi. Eğer din’i fikir hareketi olarak sunmuyorlarsa, o zaman Adalet Kalkınma Partisini ve o partinin fikirlerini fikir olarak kabul edip, bize onları sunuyorlar.
Şimdi, at izi it izine karışacak çünkü ; bu derneğin üye ve yöneticileri genelde tarikatlardan veya nakşibendi kültürden dini eğitim almış, tıpkı daha önce Fetullahçı nurcular için söylediğimiz alnı secdeye varan ve şu anda kendilerini AKP li olarak tanıdığımız kişiler. (FETÖCÜLER de AKP liydi, fetöcüler de meşalecilerin içindeydi.) AKP nin iktidar gücünü kullanıyorlar ve üyelerini, gereken mevkii ve makamlara getirterek, devletin makamlarını ulufe gibi yandaşlarına dağıtarak, kendilerini ve üyelerini tatmin ediyorlar. Yani devlette kadrolaştılar ve kadrolaşıyorlar. 

Kadrolaşıyorlar amenna da ;  bizim yasalarımızda Devlet Memurlarının direkt veya endirekt, yani dolaylı veya dolaysız, bir siyasi partinin fikirlerini savunmak veya o fikirler çerçevesinde eylemlere katılmak gibi bir hakkı, bildiğim kadarı ile yok ! Hatta siyaset hakkı yok. Hatta, yasak ve bu yasağı çiğnedikleri için,  idari - adli soruşturmalara, uğramaları lazım. Öyle ya ;  Devlet Memurlarına SİYASET, YASAK KARDEŞİM !
Haaa, iktidar partisinin siyasetini savunmak, o siyasetin gerekleri olan etkinliklere katılmak, o siyasi partiye yakın derneklere üye olmak, belki yasaların arkasından dolanarak siyaset yapmaktır da, o zaman iktidar ; niçin kendisi için çırpınanları cezalandırsın ? Bu da ayrı bir muamma ! Ayrı bir garabet !
Sayfalarına, MEŞALE yazan sayfalara baktım da ; bir üyeleri İlçe Milli Eğitim ve şube müdürü olmuş, bir üyeleri Anadolu İmam Hatip Lisesi müdürü olmuş diye, övünürek siyasi atama güçlerini sergilemişler. Emekli öğretmenim ya... geriye dönüp kendime kızdım arkadaş. ( ULEN Ramazan NARİN, sen neden öğretmenken o günlerdeki iktidar partilerinin adamı veya yalakası olmadın ? ) Olamamışım, bu saatten sonra da, o-la-ma-ya-ca(ğ)ım arkadaş !
Bandırma devlet bürokrasinin, eğitimcilerinin, müdürlerinin, işadamlarının adını gördüğüm bu derneğin sayfasında ;  Mecid-i Aksa ya sahip çıkmaktan tutun da, Muhsin Yazıcıoğlu’na ağıta kadar, 15 Temmuzdan tutun da, ENSAR Vakfı ile ortak yaptıklarına kadar, herşey var. Malzeme İSLAM ve DİN. Yani insanların, en yumuşak karnı ! Yani bu arkadaşlarımız müselman Allah’a şükür ve devleti artık yönetenlerin hepsi de, müslüman ve bu görüntüden artık hırsız çıkmaz, yolsuz çıkmaz, hain çıkmaz...Deniz Feneri de çıkmaz, fetullahçılar gibi, kul hakkına girip soru çalan ve taraftarlarına veren insanlarda çıkmaz ! Ya ne çıkar ? Ahirete çalışan bu kardeşlerimizin, hayırlı fiilleri çıkar..Bu gücü görmek ve ram olabileceklere göstermek için, Bandırma MEŞALE Fikir Hareket Derneğinin, üye listesini çok merak ediyorum şimdi ! 
İslâma muhatap anlayışın dünya görüşü olduğu ileri sürülen İBDA ve bunu örgüleştiren de İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nu. Hatırlarsınız....!
Çağımızın, mevzuu ve meselelerine çözümler  getiren ve Doğru Yol ve Kurtuluş Yolu çizgisini temsil ettiğini ileri süren İBDA, aynı  zamanda, çağımızın İslâm diyalektiği; yüzyıl diyalektiği diye de... takdim edilmiştir.
İBDA ; İslâm hakimiyetini ve İslâm  fıkhını (anlayışını), dinamik planda yürütüp, sistemleştiren Devlet ve  Toplum projesi olarak tatbikini isteyen bir FİKİR HAREKETİ imiş ki ;  Bizim derneğimiz de dikkat ederseniz, bir FİKİR HAREKETİ derneği !
İBDACILAR, kendi kaynaklarında ;  böyle ifade etmişler kendilerini. Tıpkı bizim MEŞALECİLER gibi, onlar da Necip Fazıl Kısakürek hayranı. İBDA Fikir hareketleri daha sonra biliyoruz ki ; siyasi harekete dönüşmüş, akabinde de militarik silahlı harekete dönüşmüştü. Umarım işbu MEŞALE adındaki fikir hareketi, daha sonra meşale yerine KALEŞİNKOF u almazlar ellerine. 
MEŞALECİLER ; Seyyid Abdülhakim ARVASİ hakkında ne düşünüyorlar bilemem de... Abdülhamit hayranı oldukları kesin ! Silahlı harekete, inşallah dönüşmezler. Necip Fazıl’ın müjdelediği akıncılar biziz, Büyük Doğu FİKİR Hareketi biziz falan demezler. İBDA gibi ; gayemiz ilim ve cihattır; fikir ve hareket birlikte... cihat için herşey helal ve mübah ta demezler ! Veya, Devletin bütün kademelerine kendi adamlarını getirdikten sonra, devlet biziz... bundan sonra MEŞALE nin altına girmeyenler yanacak... gibi söylemleri, onlardan duymayız ! Çünkü DEVLET BİZİZ demeye başlarlarsa bilelim ki arkasından 15 Temmuz FETÖ DARBE GİRİŞİMİ gibi bir isteğe onlar da kapılabilirler. Bu arada, İBDA-C Terör örgütü olmaktan çıkarılmış ve bir fikir hareketi oldukları, devletimizce kabul edilmiş te olabilir, çünkü bu örgütten dolayı, artık cezaevlerinde yatan tutuklu mahkum kalmadığını düşünüyorum...
Bir de ;  MALATYA da başlayan bir MEŞALE Hareketi var ki ;  adeta masonik tarzda bir yapılaşmanın tarzını sunmuş... Malatya Meşale Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Çalhan diyor ki ;  "Meşale, bir ekol, bir  mektep, bir ocak. Meşale, bugün Malatya’ya yön vermiyor. Bu ekolden, bu mektep  den geçenler, ülkeye yön veriyor. Dünyaya yön veriyor" Diyor ki, ben bu ifadeden... açıkçası irkildim ! 
Yandaş yazar Ömer Turan ise ;  radikal dinci Malatyalılar meşale grubunun, TRT'den  dışişlerine, AKP'den Hükümete... devletin bütün birimlerinde de yer  aldıklarını söylüyor. Ö. Turan, bu kadrolaşmanın özellikle Ahmet Davutoğlu döneminde  gerçekleştiğini, AKP iktidarından Gülen cemaatiyle birlikte, iktidardan en fazla faydalanan grup olduklarını belirterek, Suriye politikasının iflasından, çözüm sürecindeki başarısızlıktan, PYD'nin oluşumundan... Malatyalılar grubunun sorumlu olduğunu iddia ediyor ! Bu iddiaları da ciddiye alıyorum ben. Bandırma MEŞALE Derneğinde, Malatyalılar ne kadar var bilmiyorum. Ama Bandırma’da Malatyalıların, iş hayatında ve bürokratik hayatta, etkin olduklarını da görüyorum. 
MALATYA daki bir basında ise ;  Peki, kimdir kimlerdir bu Meşaleciler ?
 12 Eylül darbesinden sonra, MSP - MHP - AP ve MTTB, Akıncılar, Büyük Doğu,  Ülkü Ocağı  kapanınca, partili mücadele dışında çözüm arayan ve çözüm  olarak da eğitim, tebliğ, insan yetiştirme, kültürel ve sosyal  faaliyetlerle bu memleketi ayağa kaldırmaya çalışmış, 28 Şubat  tanklarının altında ezilmiş  insanlar. Çalışmalarının merkezine dini  yani İslam’ı koymuş insanlar... Diye tarif edilmişler ! Malatya da, etkin ve yetkin oldukları görülüyor böylece...
Türkiye’deki nurcu ve nakşi hareketler çok uzun yıllardır devleti kadroları ile ele geçirmeye çalıştılar çalışmasına da, dikkat ederseniz dinci hareketlerin Hizbullah-Fetö gibi silahlı örgütleri olmuşsa da hiç bir zaman birbirlerine karşı eylem düzenlemediler değil mi ? Yani dinci dediklerimiz birbirleriyle asla çatışmadılar. Arada daima masumlar yandı onlar zarar gördü.
Haaa, işbu Hareket-çi Meşaleciler de ;  Deniz Feneri Derneği gibi mi çalışıyorlar veya ENSAR gibi, devletten bağış, hibe falan mı alıyorlar, yoksa dindar işadamı ve vatandaşlardan fitre zekat mı topluyorlar da, maddi hayatlarını devam ettiriyorlar bilemem. Ama para kazananlar ve bürokraside üstte oturanlar herhalde aralarında paylaşamamazlık yapmıyorlardır.  Hatta, belki de Bakanlar Kurulu Kararı ile, meşaleciler de, kamu yararına çalışan dernek statüsüne alınıp, vergiden muaf bile yapılmışlardır... onu da bilmiyorum. 
Ama şimdilik, sadece FACEBOOK sayfalarında, basında, medyada gördüm kendilerini, okuyucularımın pekçoğunun da bu dernekten bihaber olduğunu sanıyorum ve dernek binalarını da görmedim hiç !  Bir basın toplantısı yapıp beni de çağırırsalar, gider... derneği iyice tanırım ve onlardan aldığım bilgileri, buraya seve seve aktarırım. Belki de ; benim bilmediğim alanlarda, reklam yapmadan, bir elin verdiğini öbür el görmesin diyerek, insanlığın, fakir fukaranın ve devletimizin yararına çalışıyordurlar. Ensar Vakfına da bu çağrıyı yapıyorum. Bandırma da, BİLAL ERDOĞAN ile görkemli açılış yaptınız !.

Bandırma ve Bandırma insanlarına, yüce devletimize, fayda getiren hizmetlerinizi yazmak ve duyurmak isterim. 
 Tanrı Türkü Korusun !

01.10.2017   NOGAYTÜRK