Melek Görünümlü Şeytanlar

Sabahattin Ali, "İçimizdeki Şeytan" kitabında, "İçimizde şeytan yok. İçimizde âcizlik var, tembellik var. İradesizlik , bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey; hakikatleri görmekten kaçma eğilimi var."  diye yazmaktadır.

Yüzyıllardır sağ siyaset, yeni bir şeyler üretemediği için kapitalizmin   taşeronluğunu yapmanın acizliği, tembelliği ve bilgisizliğiyle insanlığa dair hiç bir katkısı olmamıştır. Aksine içinde büyüttükleri şeytanları, melek gibi görünerek  halkın gerçekleri görmemesi adına kullanmakta ustadırlar.
Kapitalizmin sağ siyasetin önüne serdiği manipülasyon aletleriyle,  (gazete, televizyon,internet siteleri  vs. ) onlar için yetiştirilmiş algı operatörü insancıklar tarafından, sürekli yedi yirmidört saat, üçyüzaltmışbeş gün şeytanlıklarını yaparlar.

Sağ siyasetin en büyük korkusu eğitimli toplumdur. O nedenle ya eğitimi işlevsizleştirirler yada gerçek bilginin önüne barikatlar kurarlar. İkinci korkuları ise örgütlü halktır ve önce eğitimsiz bir toplum yaratarak, bilinçten uzak insanların örgütlü olmaması için tüm argümanları dizayn ederler..

Sağ siyasetin, kapitalizmin olanaklarını bilinçsiz kullandık ve emperyalizmin sömürüsü olduk diye bir kaygıları yoktur aksine  hizmet etmekten de kaçınmaz, mutlu olurlar. Onların eline verilen Bayrak, Vatan ve Kutsal Kitaplar  yeterlidir. İnsanları bu üç argüman üzerinden yönetebileceklerini hesaplarlar ve politikalarını belirlerler.

Sağ siyaset ve  Vatan;

Açlık, yoksulluk, yolsuzluk, yoksunluk için sokağa çıkıp protesto ettiğini yada bildiri dağıttığını göremezsiniz.
Dereler kurutulurken, Ormanlar talan edilirken, Sular kirletilirken çığlık attığını duyamazsınız
Kadınlar öldürülürken, Çocuklara tecavüz edilirken  yeter artık diye isyan ettiğine tanık olamazsınız.
Siz hiç duydunuz mu sağ siyasetçinin ağzından; Feryat eden köylülerin  mazot, gübre, tohumla ilgili dertlerine çözüm aradığını, Bulgaristan'dan saman ithal edildiğinde,  mercimek, nohut, fasülye, buğdağ ithal edilirken, 
Dünya'da kendi kendine yeten yedi ülkeden biriyken ne oldu diye kaygılı sesini?... Duyamazsınız.
Sırbistan'dan sağlıksız et, Brezilya'dan angus  ithal edilince öfkesini gördünüzmü? Göremezsiniz çünkü öyle bir kaygıları yok!

Ama!..
"Baş koymuşum Türkiyemin yoluna/ Düzlüğüne yokuşuna ölürüm/ Asırlardır kır atımı suladım/
Irmağının akışına ölürüm Türkiyem"  diye türküler söylerler.

***
Sağ siyaset ve Toprak;
Ölürüm Türkiye dediklerine bir bakalım;
Bir karış toprak bile vatandır diyenlerin,  Yunanistan'ın adaları işgal etmesine seslerinin çıktığını duyan var mı?... Duyamazsınız.
Milliyetçilk bizim vazgeçilmezimizdir diyenlerin, Sakarya Tank Palet Fabrikasının Katar'a peşkeş çekilirken nerede olduklarını gören var mı?..Göremezsiniz
Ecdadımız diye övünenlerin,  Ertuğrul Gazi'nin oğlu, Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi'nin dedesi  olan Süleyman Şah'ın mezarını turistik geziye çıkartılıken kefenlerini giyip savaştıklarını duyan var mı?..Duyamazsınız.
Atatürk bizim Başbuğumuz diyenlerin, Ayasofya'da Diyanet İşleri Başkanı tarafından lanet okunurken, kılıç sallanırken tepki verdiğini bilen var mı?..Yoktur!..

Ama!..Öldürdükleri Türkiye için,
"Sevdalıyım yangın yeri bu sinem /Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem/ Pınarlardan su doldurur Eminem/
Mavi boncuk takışına ölürüm Türkiyem" diye türkü söylerler.

***
Sağ siyaset ve  kutsal kitaplar;

Sakarya'da kısa zaman önce Uşşaki tarikat lideri Fatih Nurullah'ın, 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarına dair, güçlü sesini duyan var mı?..Duyamazsınız
Başka neler duyamazsınız?
Karaman’da tarikat yurtlarında, sekiz ila 10 yaşlarındaki 45 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunulduğunda seslerinin çıkmayacağını ve o günün Devlet Bakanının "Bir seferle bir şey olmaz." dediğinde.

Ama!.. 
"Düğünüm, derneğim, halayım, barım/ Toprağım, ekmeğim, namusum, arım/ Kilimlerde çizgi çizgi efkarım,
Heybelerin nakışına ölürüm Türkiyem" diye türkü söylerler.

***
Sağ siyaseti başka nerede göremezsiniz?

Çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılamıyorum diye kendini yakan babanın cenazesi yada taziye evinde,
Evinin geçimi için temizliğe giden kadının, pencereden düşüp öldüğü morgun önünde,
Üniversite öğrencisinin okumak için inşaatta çalıştığı sırada iskeleden düşüp öldüğünde,
Çocuk işçiliği ve istismarı için eylemde,
İşsiz kalan insanların yada Asgari ücretin yetersiz olduğunu haykıranların yanında.
Grev yapan işçilerin isyanında,
Köylülerin taleplerinde,
Çevreciler, aktivistler, öğrenciler bil cümle kapitalizmim karşısında, emperyalizme direnen yoksul halkın yanında yokturlar.
Ama,
Ölürler Türkiye için!?...

***

George Orwell, "Biz, duymak istediklerimizi söyleyen  kitapları severiz." der.

Sağ siyasette bize duymak istediklerimizi sunar ancak yapmak istediklerimizi engeller...

Sağlıcakla.
Ozanca
Bandırma - 10.09.2020