Maziden Bir Anı

MAZİDEN BİR ANI...

Bandırma, CHP İlçe başkanı olduğum yıllarda, Orhan Sür Balıkesir İl başkanımızdı.

Benden az çekmemiştir. Çokta severim kendisini.

**

KÜLTÜR Bakanlığı ülke genelinde her ilde 3 köye kütüphane programa almış. İl başkanımız, bundan bana haber dahi vermemişti. Kendine yakın 3 köyde bu işi halletmiş. BİRAZ ATIŞMIŞTIK kendisi ile..

Bende her zaman yaptığım gibi Ankara'ya gittim. Kültür bakanı arkadaşımdı. Sağolsun beni ağırladı, derdimi dinledi
KÜTÜPHANELER GENEL MÜDÜRÜNÜ aradı. Size bir arkadaşımı gönderiyorum, lütfen kendisine yardımcı olurmusunuz dedi. Banada bakanlığın bir aracını soförü ile beraber tahsis etti.
SAĞOLSUN!.

**
Uzatmıyayım, genel müdürlüğe gittik. Genel müdür çok kibar ve zarif bir hanimefendiydi. Beni kapıda karşıladı. Konu ile ilgili ve konu dışında uzun uzadıya sohbet ettik. ÖĞLEN VAKTİ GELMİŞTİ. Bana birlikte yemek teklif etti. Benimde yüzsüzlüğüm. tereddütsüz kabul ettim. Yemeğimizi odasındaki toplantı masasında yedik. ÇOK güzel bir sohbetti. İşleriniz vardır. Ben izninizi istirham ediyorum dedim. SONRA. "bakınız ben yemek teklifini kabul ettim, akşam yemeğinede ben sizi davet ediyorum" dedim. Aynen benim gibi peki dedi. Ve genel müdürlkten ayrıldım AKSAM, sözleştiğimiz gibi buluştuk. hiç unutmam, KIZILAY da KÖRFEZ Restoranda balık ve bir ufak rakı. Kendisinden 3 köy için kütüphane talebinde bulundum. UZATMIYAYIM. hatrladığım kadarıyla Bandırma'nın 19 köyü vardı. 19'una birden kütüphane olayı gercekleşti. KÜTÜPHANE dediğim, okuma odası desek, daha doğru olabilir. BAKANLIĞIN kamyonu ile kitaplar ve malzemeler, KÖYLERE DAĞITILDI. Bu tamamen kişisel bir becerim olmuştur.

**

ARADAN kısa bir zaman sonra. partiye bir bey gelmiş, görevli, "başkanım, bir bey sizinle görüşmek" istiyor dedi. Buyursun dedim. Temiz yüzlü bir adamcağız. BİGA'nın KORUOBA köyünün muhtarı imiş. Hosgeldin, çay kahve. Muhtar derdini anlattı. "BAŞKANIM, siz köylerinize kütüphane yaptırdınız. duyduk, sağolun. BİZİM köyün insanları okumaya çok meraklı. mümkünatı varsa bizim köye de olabilirmi" dedi. BEN, "Bigaya bağlı oldukları için. BİGA CHP ilçe başkanlığına gidin" dedim.

"ANKARA nın yolunu bulamaz"!? dedi.

Baktım çok hevesli. Yanında aradım genel müdürümü. durumu anlattım. 3 GÜN SONRA, Koruoba köyüne kütüphane geldi. MUHTAR, bayram çocukları gibi seviniyrdu, ve bana davetiye geldi. acılış yapacakmış, AYRICA 3--4 kez telefonlada arayıp davet etti. İşin gerçeği, ben pek önemsemedim. Pazar günü, partide KASIM KIROĞLU, RIDVAN USTA ve  bir kişi daha vardı ama hatırlıyamıyorum. mevsim yaz. sıcak çok. Bugün ne yapalım diye sohbet ediyorduk. Erdeğe mi gidelim, Tatlısu'ya mı diye anlatırken. BİR ANDA aklıma köyün daveti geldi. "Haydi gidelim. muhtarın gönlü olsun, ordanda deniz kente iner, orda bir haltlar yeriz" dedim. Ve 4 arkadaş KORUOBA köyüne gittik. Gitmez olaydım. Meğer bizi bekliyorlarmış. FOLKLOR EKİBİ eşliğinde bizi karşıladılar. ADAM
Tribün kurmuş yahuu, KİMLER YOK Kİ ?
Vali muavini, Biga kaymakamı, garnizon kom. milli eğitim md. ağır ceza reisi, c. savcıları, daha kimler kimler. HERKES takım elbise gravat. biz KOT ile TİŞÖRT!

 Zannettim ki KORUOBA köyü başıma yıkıldı. Ve beni kürsüye çıkarttılar. Mikrofon önümde. Zaten sıcak, inanın su gibi oldum. Hazır mikrofonda önümdeyken. herkesten içinde bulunduğum olumsuz durumdan dolayı, özür diledim.

İŞTE BÖYLE.

Hayatta hiç bir şeyi, hafife almamak lazım...

11-02-2019 AVŞA/ÖMÜR ALTINEL