Mayıs Ayı Gelende (1 Mayıs)

MAYIS AYI GELENDE ( 1MAYIS)
Mayıs ayı ile bazı coğrafi bölgelerde bahar mevsimi başlar. Ağaçlar çiçek açar, koyunlar kuzular, karlar erir, hava ısınır, göçmen kuşlar döner, otlar yeşerir. Kısaca kışın uykuya yatan doğa uyanır. Bütün bunları gözlemleyen insanlarda herşeyin daha iyiye gittiğine dair bir umut doğar. Yaşam içindeki bütün olumsuzlukların düzeleceği duygusuyla mutlu oluruz. Bir Trabzon türkümüz; 
Bahar ayı gelen de
Dağlara kar olur mi?
Yakti yandurdu beni,
Böyle da yar olur mi? 
Sözleriyle, böyle umut dolu dönemlerde olabilen aksiliklere isyan eder.
Baharın başlamasıyla beraber, insanlar biraz bahar yorgunluğu hissedebilirlerler. Duyduğuma göre; bu duyguyu en güzel anlatan kelime de genellikle Bugaristan ve Trakya yörelerinde pomak muhacirlerin kullandığı ( kutretki klayna) sözcüğüymüş. Sözcüğü duyduğum şekliyle yazmaya çalışıyorum, hata yapmış olabilirim. Bu olasılık ve sözün anlamı için kusura bakmayın. Kendimi çok güçsüz, işe yaramaz hissediyorum anlamında ( Nasılsın? ) diyene Özellikle yaşlılar.( Kutretki klayna gibiyim.) derlermiş. Bu ifade bana komik geldi, pek hoş olmasa da paylaşmak istedim. Bence bilmek iyidir. Bilmeyenler için açıklayayım; ilkbaharda sığırlar kırlarda otlamaya başlarlar. Kış boyunca kuru saman yedikleri için gübreleri katılaşmıştır. Bu gübrelerin toplanması kolaydır. Ama baharda sırf yeşille beslenen hayvanın dışkısı yumuşar, sıvılaşır, yapıldığı yere yayılır kalır hatta toprağa karışır. Bu gübreyi yerden sıyırıp almak mümkün değildir. Dolayısı ile de işe yaramaz. İnsanın kendini böyle hissettiği zamanlar da oluyor demek ki!
Umarım 2019 Mayıs'ı bize kendimizi iyi hissettirecek sürprizlerle dolu olur.

1 MAYIS ülkemizde ve dünyada en güzel şekilde kutlanır. İşçi ve emekçiler haklarını alır!. Çocuk işçiler, kadınlar ezilmez, dişini tırnağına takıp çalışan emekçiler sömürülmez, dünya emekçileri en üst standartlara ulaşır!. İşverenler kul hakkı yememenin huzur ve mutluluğunu yaşarlar!. Devlet görevini tam ve kusursuz yapar, toplumun saygı ve sevgisi tazelenir!.
Hep birlikte mutlu mesut yaşarız! 

*****

İSİM SEÇERKEN
İSİM! Bakın bu çok ciddi bir konu.

Yaşadığınız sürece taşıyacaksınız. Özünüzle özdeşleşmesi inanın önemli. Tüm varlıkların bir adı vardır. Olmak zorundadır. Hatta bazılarının adı birden fazla olur. Her dilde söylenişi farklıdır. Ben insanların adlarından söz ediyorum. Güzel bir isim, parlak etiket gibidir. Güzel derken; kulağa hoş gelip gelmemesi, hatırda kalabiliyor olması. Anlamının iyi olması ilk aklıma gelenler. Bir de ailenin sürekliliğini taşıması açısından düşünülür. Osmanlı Hanedanı'nda aynı olup birinci, ikinci üçüncü diye sıralandırılan isimler gibi. Bildiğim kadarı; ile aynı özellik İngiltere Kraliyet Ailesi'nde, bazı orta doğu ülkelerinde de var. Bilmediğim daha bir çok ülkede de olduğunu düşünüyorum. Çocuk daha doğmadan, çok kez adı bellidir. Aile büyükleri bu konuda hassas olurlar. Dedelerin, annelerin, diğer aile büyüklerinin adı, çocuklara, torunlara miras gibi geçsin uzun yıllar yaşatılsın istenir. Çok önem verilen bir adı, doğacak çocuk taşıyabilecek midir bilinmez. İsim koymak kolay, taşımak zordur. Alim Efendi'nin torununu bakarsın cahilin önde gideni olur.

Adı Şeref, kendi şerefsiz, adı Nazik kendi kaba, olanlar vardır çevremizde.

Adı Vural olan çocuğun ensesine vurup elinden ekmeği alınabilir. Düşünürken bir ismin nasıl şekilden şekile girebildiğini de gördüm. İlk harfini uzatıyorsunuz yüceliyor. Önüne bin koyuyorsunuz, katlanıyor. Sonuna _ye hecesi geliyor kadın ismi oluyor _ce gelince dünyaca ünlü bir öykünün kahramanı. Sonuna han geline hanlanıyor, can gelince canlanıyor, şan gelince şanlanıyor. Başına CİN bile getiriliyor, cinleşsin diye. İş adamına da yakışıyor, çobana da. Peygambere de verilmiş, dinden imandan haberi olmayana da.

Bu kadar anlatmayla bildiniz sanırım ne olduğunu. Sadece İstanbul' da 101, 652 kişi bu ismi taşıyormuş. Ankara' da yaklaşık bunun yarısı kadar. Bu isim en az Ardahan ilimizde kullanılmış. Rakam; 452. Ülkemizde her 52 kişiden biri bu isme sahip. Türkiye' de Mehmet' ten sonra en fazla kullanılan ikinci isim. Dünyadaki sayısı 1,624, 150 ve her yıl buna 22,963 kişi ekleniyormuş. Şimdi onların en güler yüzlü, en rahat ve sempatik bulunanlarından biri İstanbul Belediye Başkanı olamayınca, bazı kesimlerde şaşkınlık, kızgınlık ve hazımsızlık olmuş. Normaldir. Biraz zamana ihtiyaç var. Zaten bu değerli insan seçim yorgunu. Seçim sonrasında 10 gün uyuyacağını ifade etmişti. Ama net sonuç bir türlü açıklanamadı. Güler yüzü, relaks kişiliği korumada uykunun önemi büyük. Seçim sonuçlarını açıklama noktası geldi. Kendisine saygılarımızla uzun , derin ve huzur dolu uykular dileyelim mi?
ULVİYE KARA AKCOŞ
05-05-2019 - BANDIRMA