Marmara OSB'nin Yolu

MARMARA OSB'nin yolu

Cumartesi sabahı Marmara OSB Başkanı Saadetin Çay'ın daveti üzerine  Demirciler Mahallesi'ne gittik.
Gittik derken Gönen yolu Bezirci sapağından döner dönmez aracımızı park edip 1 kilometrelik kalan yol için  dört çarpı dört arabayı beklemeye başladık.
 Lodos uçsuz bucaksız tarlaların üzerinden  keskin bir soğukla esiyordu.
 Bu mevkide 365 gün gece gündüz kah poyrazla kah lodosla gelen rüzgar  çevremizde göz alabildiğince sayısız rüzgar turbini kanatlarını durmadan döndürüyor.
Velakin vaktiyle Amsterdam'dan Roterdam'a giderken yolda  gördüğüm gibi değil. Orada ekin yapılmış tarlaların içinde türbin vardı burda yok. Kenarlarda tepelerde boş yerlerde konuşlanmış.
Bu demektir ki biraz akıllı olsalar ve şartlar uygun olsa çiftçiler elektrikten köşeyi dönecekler.
Ama bu kaymaklı işi köylüye çiftçiye yedirmezler.
Geçelim.
Diğer gazeteci arkadaşlar  gibi bizi de; çamur bataklı yolda bata çıka MARMARA OSB nin yönetim binasına sağsalim ulaştıran görevli kardeşime teşekkür ediyorum.
Yaklaşık 20 kişiden oluşan gazeteci ve yöneticilerden oluşan toplantının yapıldığı salona en son biz dahil olduk. Bandırma'nın 2 gazeteci cemiyet başkanı nın Saadettin beyin sağına ve soluna oturduğu masada Noir Kafe'nin özenle hazırlayıp servis yaptığı kahvaltıdan sonra OSB Başkanı Saadettin Çay önce kendini daha sonra da Marmara OSB nin hikayesini gayet açık ve net bir şekilde anlattı. Ekranda da projelendirilen sahanın grafik sunumunu izledik.

Marmara OSB nin 2003 yılında başlayan yolu gerçekten uzunmuş. 
 OSB'nin çevreyle , sanayileşmeyle ve satın alınan tarım arazilerinin sahipleriyle ilişkisine dair özel duygusal görüşlerimi  saklı tutuyorum.
Bu yazıda gördüklerimi dinlediklerimi objektif aktarmak istiyorum.
Malümumuz gele gele Marmara OSB adı altında adeta ancak butik bir OSB olabilecek araziler üzerinde yapılacak fabrikaların  Çevresel, tarımsal,Jeolojik ve de sosyo ekonomik anlamda olumsuzlamaya yönelik duruşlarını her kanaldan ifade etmekte olan dinamik muhalif gruplarımız olduğunu biliyorum. 
Kendilerince çok haklı endişelerin karşılığı soyut söylemler değil bir realite.Ama suyun öteki yanında da başka realiteler var.
Saadettin Çay 2003 den bu yana gelişen süreçte Marmara OSB de hiç bir şekilde bacalı bir sanayiye özellikle kimyasal sanayi yatırımına izin vermeyeceklerini üstüne basa basa samimiyetle izah etti. Kendisinin de Zonguldakta maden ocağından emekli  bir işçi çocuğu olduğunu. Bir yazılımcı olarak mezuniyetinden sonra çok sayıda farklı sektörlerde devlet kadrolarında çalışmalarını aktardı. Bölgede yatırım yapacak girişimcilerin işlerinde başarılı olup geliştirmek isteyen heyecanlı müteşebbislerden oluştuğunu aktardı. Diğer ağır abilerin alan yetersiz olduğu için osb de yer almak istemediğini isteselerde olmayacağını da. Çevreye zarar verecek  hiç bir girişimciye yer vermediklerini kimya sanayi olmayacağını bacalı sanayi olmayacağını..
Yakın geçmişte Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun'un da benzer bir taahhüdü olduğunu biliyorum. Şimdi arkadaşların ne kadar safsın Leventoğlu dediklerini hissediyorum tamam tarım önemli ama cebinde 15 ton buğday karşılığı ancak alabileceğin cep telefonu ne olacak ve daha binlerce kullandığın. Bana göre tarımda sanayide birlikte yürüyebilir. İş eğitimli yetişmiş beyinlerle organizsyon ve planlama da.   

Sonuçta ortak nokta sanayiye evet kirliliğe hayır. Güzel. Peki  nekadar samimiyet ortaya konsa da bu olasılık var mı?
Deneyimlerimize göre Hayır.  Bu durumda Polyanna Sendromu devreye giriyor. 
Şimdi stratejik anlamda çok fazla yatırıma ihtiyacı olan ÜLKE keza BÖLGEYİZ. Bir kere bunca zengin bir coğrafyada yaşarkan hiç  hak etmediğimiz sefil /fakir yaşamımızın başlıca nedeni yatırımlarda geç kalışımız olduğunu ve hasbelkader girişimcilerin bırakın desteği  yatırım niyetine girenlerin anasından emdiği sütün zehir edildiğini  gözlemlerimle çok iyi biliyorum.. Üretim alanı artık eskisi gibi de değil. Üç beş bez fabrikası demir çelik palet fabrikası hiç değil.  Binlerce on binlerce çeşitte üretilecek mta ürün üretilmek zorunda. Çünkü tüketiliyor. Sen yapmazsan işte örneğin Tayvan yapıyor Almanya yapıyor ordan alıyorsun. O coğrafyalara sömürülüyorsun. Bu coğrafyanın içinde olasılığı olan her ürün üretilmek zorunda.   Sefaletten kurtulmanın yolu üretimdir. 
Maalesef ajandalı sol'un kasti , samimi sol'un da ortodoks saplantı duruşu var,öncelikle sanayileşerek sınıfsal dayanışma ve bilinci oluşturmak ve bunun üzerinden güçlü yürümek yerine, sadece marjinallık olsun diye yapılan yapılacak her şeye karşı çıkmak. Karşı olmak için karşı olmak.

 
Orda kahvaltı salonunun camının arkasında uzanan muhteşem boş tarlaları ve ne ekersen fışkıracak simsiyah toprağını içim cız ederek izlerken Saddettin Bey'de OSB 'ye hali hazırda başvuruları kabul edilmiş 150 girişimci olduğunu yerlerin dolduğunu sadece yüzde on luk bir kısım içinde çok hassas davrandıklarını anlatıyordu.  Oysa az ötede taş dağın arkasında ağaç bitmez kilometrelerce boş yerler var.  Hayıflanmamak elde değil tabi.  Düşünüyorum . Bandırma Belediyesinde çalışmak için torpil arayan dosyaların istif olduğu bir duyuma göre 5 bin kişinin beklediği bir kentte istihdam açığını kapatmakta zorlanacaklarını ifade eden Sadettin Başkan yol boyunca konuşlanacak idari sosyal eğitim binalarıyla içinde Teknokent , ama vergiden kaçmak için düzmece değil hakiki Tekno kentimize entegre birimlerle  binlerce gencimizin yarınların teknolojik dünyasına kazandıracaklarını söylüyordu.
Böyle bir durum.
Bana göre Marmara OSB çok sayıda ürünün ithalini ikame edecek üretimlerle ekonomiye katma değer katacaktır. Bunun ötesinde mevcut yerde binlerce çalışanıyla bölgemizde bölük pörçük giden darmadağın edilmiş proleter kitlelerin halen kitlenin en dinamik unsuru olan Metal sektöründe yoğunlaşmasına da büyük katkı yapacak.
Yirmibeş yıldan bu yana hemen her yıl siyasilerimizin asparagas açıklamalarında Bursa Bandırma treni geliyor hatta Çanakkale'ye gidiyor haberlerini yaptık. Yalancı çıktık  rezil olduk ama bu kez eminim gerek demiryolu gerekse diğer bağlantı yolları kısa sürede bölgye gelecek. El mecbur.
Çevre hassasiyeti yüksek olan arkadaşlarımın romantizmine saygı duymak gerekir ancak Marmara nın tekrar bir Bodrum Marmaris'e dönüşmesi uzun vadede bile gerçekçi değil.
Ve her sektörün ivmecisi inşaat gibi daha pek çok ayrıntı marjinal fayda kalemleri var. Sıkıntı duyacak kim olur kentin geleneksel eşrafı olur ki gelişen kentle birlikte güç dengeleri değişecektir. Bu da onların sorunu.

Ve siyset bürokrat  kulvarında kaybedilmiş 20 yıl çok uzun bir süre. EtiMaden'le ortak bor karbür  üretmek için  dünyanın diğer yarısından gelen Çin  sadece yirmi yılda en geriden gelip ABD'yi geçtiğini göz göre göre izlerken. Yazık olmuş yıllara diyorum.
Böyle karışık duygularla OSB merkez binasına veda ederken yine aktarmalı yolculukla araçlarımızı bıraktığımız yere geldik.
Başkan karayolu bağlantısı ile ilgili sürecin bittiğini ,en kısa sürede giriş yolunu açacaklarını söyledi.
Dönüş yolunda OSB'yi değil sayın Noir kafe çalışanlarının servis ettiği mükemmel kahvaltıyı ve de bedelini tartıştık. 

27-12-2022 - MEHMET LEVENTOĞLU