Macur Maalle*

Macur Maalle*

Bir roman yazsaydım adı muhakkak ‘Macur Maalle’olurdu.

Ne çok şey olup bitmiş, ne çok şey varmış o yıllarda mahallenin büyülü atmosferinde. Kasabanın her yerine sızan,bir ucu mezarlık bir ucu Londra Asfaltının altındaki geçitten top ve kuş peşinde koştuğumuz Harmanlık’a uzanan bir bulut mahalle.

Tuhaf bir tiyatro oyunundan firar etmiş ilginç karakterlerin rol aldığı, sahnesinde birbirinden çarpıcı olay ve sarsıntının yaşandığı, güneşli günler, deniz, oyun zamanları, yıkık evler ve bakımsız bahçeleri, oraya buraya serpiştirilmiş meyve ağaçları, bayramlarda şeker, mendil ve harçlık veren akça pakça teyzelerle dolu bir panayır yeri.

Bir de Perihan vardı.

Perihan, çocuk zihnimde güzeller güzeli bir peri kızı olarak canlanan, köhne rutubetli iki göz kerpiç bir evde sefalet içinde yaşayan genç bir kürt kadınıydı. Kocası da vardı elbette,varlığı belli belirsiz silik bir karakter…Mahallede hemen herkesin bir lakabı vardı,onunki tintindi. Tintin İsrafil belediyede çöpçü olarak çalışıyordu, çöpçü olmak o zamanlarda da en altta olmak demekti. O bu durumu tevekkülle kabullenmiş görünüyordu.

Perihan’ın avlusuna hemen her gün gidiyordum. Evde ondan başka çocukları Veli’yle onun küçüğü Serdar oluyordu. Serdar’la epey bir yaş farkı vardı aramızda, akranım sayılabilecek Veli’yle de güçlü bir ilişkimiz olduğunu söylenemezdi. Veli, koşuşturmalı mahalle arkadaşlığı için gerekli enerjiye sahip olmayan cansız, hastalıklı bir çocuktu.

Zaten ben Veli’yi değil Perihan’ı görmek için gidiyordum .

Yedi –sekiz yaşlarında olmalıyım o günlerde.

Gözüm hep Perihan’ın üzerindeydi; sanki benim hayat kaynağım, güneşim oydu. Pervane gibi onun çevresinde dönüp duruyordum.

Ziyaretlerimde bazen yemem için verdiği toz şekerli ekmeklerin varoluşu dışında ,soluk yüzünde benimle ilgilendiğini gösteren işaretleri boşuna aradığım uzun günler geçiriyordum . Evinde yaşanan yoksulluk nefesini kesip tüm renkleri soldurmuş olmalıydı. Sanki bu kaybolan renkleri geri getirmek için şeker ve ekmekten medet umuyordu.

Benim bu mutlu aşık halim bir gün Perihan’ın içime demir bir bilye gibi işleyen sözüyle yerle bir oldu. Nasıl oldu, neden söyledi hatırlamıyorum ama bana ‘maymun suratlı’ deyiverdi. Oysa ben kendi gözümde ve onun nezdinde yakışıklı bir oğlan çocuğuydum. Sözüyle onarılmayacak kadar derinden kırıldım.

Evdekilere Perihan’ın söylediğini aktarıp,ben çirkin miyim diye sorduğumu hatırlıyorum.Annem babam beni teselli ettiler mi bilmiyorum,belki gülüp geçtiler.Her ne olduysa sıkıntım devam etti.

O günden sonra Perihan benim için şeytana dönüştü. Bir süre sonra,yaşadığı sefalete dayanamayıp evini terkedip fahişelik yapmak için mahalleden ayrıldığında,kötülüğü böylece tescil edilmiş oluyordu.Genelevde uzun yıllar sürece yaşamına başlamadan önce de mahallenin bakkalıyla birlikte olduğu konuşulmuştu.Zaten o yolun yolcusuymuş diye yorumlar yapılmıştı.

Mahalle bakkalında geçen şöyle bir sahne var hafızamda. ..

Perihan’la aynı anda bakkaldayız. Kim önce oradaydı hatırlamıyorum. Çocuk olduğuma göre ilk gelen ben olsam bile ikinci sıradayım. Perihan’ın eli kahvaltılıklara uzanıyor, minik plastik bir gül reçeli kutusunu görüyorum elinde. Bakkalla karşılıklı bakışmalarından Perihan’ın reçelin parasını vermeyeceğini anlıyorum.

Ona kızgınlığım ne kadar sürdü bilmiyorum. Aslında içten içe onu hep merak ettim, görmek istedim. Ama bir daha hiç görmedim.

Mahalleden gençler yakın kasabadaki genelevden arada sırada haberler getiriyorlardı. Hafta sonları Perihan’a gidiyorum diye sırıtarak şişinen komşu abiler vardı. Bunları duydukça Perihan gönlümde daha da kirleniyordu. Ama yine de ne olup bittiğini tam manasıyla kavrayamıyordum.

Şimdi geriye dönüp baktığımda, Perihan mahalleden ayrıldıktan sonraki dönemde ona karşı asıl duygumun özlem olduğunu anlıyorum.

Perihan benim ablam ,annem, aşkım olmuştu.Aramızdaki bağ sandığımdan daha güçlüydü,şekerli ekmek dilimleri tatlılığında yalın bir sevgi vermişti bana.Muhtemelen ‘maymun suratlı’ sözünü de kaba bir ifadeyle değil, şevkatle söylemişti.

 

*Muhacir Mahalle

 

aygun_ozer@mynet.com

Erdek, 26.11.2018