Kraliçe Laodike'ye Nafaka Verilen Arazi Pannukome ve Zeleia ,

Gönen Civarında Kraliçe Laodike’ye Nafaka Olarak Verilen Arazi
Prof.Dr. Reyhan KÖRPE *

ÖZET:
Hellenistik çağın en sansasyonel olaylarından biri M.Ö. 253 yılında II. Antiokhos’un karısı Laodike’den
boşanmasıdır. Kuzeni, bazı kaynaklarda ise üvey kız kardeşi olduğu söylenen Laodike Selevkos kraliyet
hanedanından gelmekteydi. II. Antiokhos kendisine iki oğlan ve üç kız çocuğu veren karısını Mısır’daki
Potelemaios krallığı ile barış yapabilmek için evlatlarını reddederek karısından boşamıştır. Kral II. Potelemaios’un
kızı Berenike evlenmiştir.
Bu boşanmanın oldukça dikkatli hazırlanmış bir antlaşma neticesinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Boşanma
sonrasında eski kraliçeye nafaka olarak krallığın çeşitli yerlerinden çok sayıda arazi verilmiş ve kendisinin dul bir
kraliçe olarak hayatını iyi bir şekilde geçirmesi ayarlanmıştır.
II. Antiokhos’un karısı Laodike’ye tazminatı olarak verdiği bu arazilerden biri de Gönen civarında yer almaktadır.
Didyma’da bulunan bir yazıtta Laodike’ye verilmiş olan arazinin sınırlarının tespit edilmesi ile ilgili bilgiler yer
almaktadır. Bu yazıtta M.Ö. 253 yılında II. Antiokhos’un karısı Laodike’ye, Zeleia civarında bazı toprakları verdiği
yazmaktadır. Burada Laodike’ye verilen bu arazinin sınırları da çizilmiş ve sınır taşları ile işaretlendiği belirtilmiştir.
Zeleia’nın batısında bulunan bu arazi içinde Pannukome ve Baris kasabaları bulunmaktadır.
Bölgede yapılan arkeolojik yüzey araştırmalarında bahsi geçen arazinin sınır taşlarından bazıları tespit edilmiş
ayrıca, Pannukome ve Baris antik yerleşimlerinin lokalizasyonları yapılmıştır. Pannukome, Sarıköy yakınındaki
Üvecik Tepe’ye, Baris ise Üvecik Tepe’nin 5. 2. km güneyinde Dereköy Asar Tepe üzerine yerleştirilmiştir.
Kraliçe Laodike’ye verilen bu arazinin sınırları günümüzde de belirgin bir şekilde Biga ve Gönen ilçelerinin
ayırmaktadır. Antik çağlara uzanan bu arazi sınırlarının günümüze kadar devam etmesi antik çağlardan günümüze
arazi kullanımının geçen zaman içinde çok fazla değişmediğini göstermesi bakımından önemlidir.

GİRİŞ
Büyük İskender’in ölümünden sonra onun fethettiği topraklar üzerinde kurulan en büyük krallıklardan
biri Selevkos Krallığıdır. Büyük İskender’in generallerinden biri olan I. Selevkos, Büyük İskender’in
ölümü ardından imparatorluğunun paylaşımı için generalleri arasında yaşanan olaylar sonrasında,
yapmış olduğu kurnazca ittifaklar ve rakiplerin kendi aralarındaki savaşları sonucunda Babil valiliğinden
neredeyse Makedonya’dan Hindistan’a kadarki toprakların hakimi oldu (Mansel, 2014: 481-482;
Arslan, 2010: 222). Doğu Akdeniz’de Asi nehri ırmağı kıyısına kurduğu ve babasının ismini verdiği
Antakya kenti yeni imparatorluğun başkenti yaptı ( Bryce, 2014: 167). 
(Resim 1) 
I. Selevkos’un rakipleriyle girdiği bu mücadelede başlangıçta en büyük destekçisi ve müttefiki Mısır kralı
I. Ptolemaios olmuştur. Fakat bir süre sonra bu iki müttefik arasında İskender İmparatorluğu’nun
topraklarının paylaşımı nedeniyle anlaşmazlıklar baş göstermiştir. Mısır’da tahta çıkan II. Potelemaios,
I. Selevkos’u günümüzde Gelibolu Yarımadasında bulunan Bolayır kasabası yakınındaki Lysimakheia
kentinde öldürmüştür (Mansel, 2014: 486). Böylece Hellenistik çağın iki büyük süper gücü arasında
bitmek bilmeyen ve sonuçta her iki devleti de bitirecek olan savaşlar başlamıştır. Selevkos ve
Potolemaios devletleri arasındaki savaşlar bu iki gücün arasında kalan Suriye ve Doğu Akdeniz
kıyılarının paylaşımı nedeniyle ve genellikle de bu bölgede geçtiğinden “Suriye Savaşları” olarak
adlandırılmaktadır. Suriye savaşları I. Selevkos ve I. Potelemaios’un selefleri tarafından arada yapılan
barış antlaşmalarına rağmen devam ettirilmiştir (Yıldırım ve Temizkan, 2017: 117-131). 

Bu savaşlardan M.Ö. 260 tarihinde başlayan İkinci Suriye Savaşı Selevkos kralı II. Antiokhos Theos
(Resim 2) ile II. Ptolemaios arasında geçmiştir (Bryce, 2014: 173). Başlangıçta II. Antiokhos Theos’un
başarılarına sahne olan savaş daha sonra Mısırlıların galibiyetiyle sonuçlanınca M.Ö. 253 yılında
Selevkos kralı barış yapmak zorunda kalmıştır. Bu antlaşmaya göre ise, II. Antiokhos, Mısır Kralı II.
Ptolemaios’un kızı Berenike ile evlenecek ve bu evlilikten doğacak çocuklarını da kendisine halef
yapacaktı (Yıldırım ve Temizkan, 2017: 127). Fakat ortada bir sorun vardı. II Antiokhos halen Laodike ile
evli durumdaydı. Üstelik bu evliliğinden de iki oğlu ve üç kızı vardı (Hazel, 2000: 141). 
resim 3
İşte böylece II. Antiokhos içine düştüğü bu kötü durumdan kurtulabilmek için, hem kraliçeyi, boşamak
hem de krallığının yasal varislerini reddetmek sorunda kalmıştır. Hellenistik çağın en sansasyonel
olaylarından biri olan bu boşanma bir şekilde Selevkos Krallığının kuzey batı köşesindeki toprakları ve
burada yaşayan insanları da etkilemiştir.
II. Antiokhos’un Boşandığı Kraliçe Laodike’ye Verdiği Arazi İçin Satrap Metrophanes’e Yazdığı
Mektup M. Ö. 254/3
Bu boşanma II. Antiokhos için çok da kolay olmamıştır. Boşadığı kraliçe bazı kaynaklara göre kuzeni,
bazı kaynaklara göre ise üvey kız kardeşiydi (Taylor, 2013: 116). Ayrıca Laodike’nin, Selevkos kraliyet
hanedanından geldiği söylenmektedir. II. Antiokhos’un evlatlarını reddederek karısını boşaması
günümüzdeki sansasyonel boşanma davalarındaki gibi oldukça yüksek meblağlardaki nafaka
ödemesine neden olmuştur. Ptolemaioslar ile yapılacak antlaşma öncesinde bu boşanmanın
tamamlanmış olduğu düşünülmektedir. Bu boşanmanın oldukça dikkatli hazırlanmış bir antlaşma
neticesinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Boşanma sonrasında eski kraliçeye nafaka olarak krallığın
çeşitli yerlerinden çok sayıda arazi verilmiş ve kendisinin dul bir kraliçe olarak hayatını iyi bir şekilde
geçirmesi ayarlanmıştır (Taylor, 2013: 116).
Didyma’da yapılan kazılarda ilki 1896’de Haussoullier ve ikincisi 1906’da Wiegand tarafından iki parça
hailinde bulunarak bir araya getirilen yazıt yukarıda bahsedilen boşanmanın hangi şartlarda yapıldığına
açıklık getirmektedir. Didyma’daki yazıtın içeriği tam olarak II. Antiokhos’un eski karısı Laodike’ye
verilen araziden bahsetmektedir. (Haussoullier, 1901: 8-39; Haussoullier, 1902: 76-112; Wiegand,
1908: 35-37; Welles, 1934: 18).
Didyma’da bulunan yazıtta Laodike’ye verilmiş olan arazinin sınırlarının tespit edilmesi ile ilgili bilgiler
yer almaktadır. Bu yazıtta II. Antiokhos’un karısı Laodike’ye, Zeleia civarında bazı toprakları verdiği
yazmaktadır. Burada Laodike’ye verilen bu arazinin sınırları da çizilmiş ve sınır taşları ile işaretlendiği
belirtilmiştir.

Δαισίου. Βασιλεὺς Ἀντίοχος Μητροφάνει χαίρειν. πεπ[ρά]-
καμεν Λαοδίκηι Πάννου κώμην καὶ τὴν βᾶριν καὶ τὴν προσο[ῦ]-
σαν χώραν τῆι κώμηι ὅρος τῆι τε Ζελειτίδι χώραι καὶ τῆι Κυζικ̣[η]-
[ν]ῆι καὶ τῆι ὁδῶι τῆι ἀρχαίαι, ἣ ἦμ μὲν ἐπάνω Πάννου κώμης, συ-
νηροτρία̣τ̣α̣[ι δὲ ὑπὸ τ]ῶ̣ν γεωργούντων πλησίον ἕνεκεν τοῦ ἀποτεμέσθαι τὸ χω̣ρ̣ί̣ο̣ν̣ (τ̣ὴ̣μ̣ μ̣ὲ̣ν̣ Π̣ά̣ν̣[νου κώμηι ὐπ]ά̣ρχουσαν συμβα[ί]-
νει ὕστερον γεγενῆσθαι) καὶ εἴ τινες εἰς τὴν χώ[ρα]ν ταύτην ἐμ[πί]-
πτουσιν τόποι καὶ τοὺς ὐπάρχοντας αὐτό[θι λ]α̣ο̣ὺ[ς πα]-
νοικίους σὺν τοῖς ὑπάρχουσιν πᾶσιν καὶ σὺν ταῖς τοῦ [ἐ]-
νάτου καὶ πεντηκοστοῦ ἔτους προσόδοις ἀρ[γυ]-
ρίου ταλάντων τριάκοντα, ὁμοίως δὲ καὶ εἴ τινες ἐ-
[κ] τῆς κώμης ταύτης ὄντες λαοὶ μετεληλύθασιν εἰς ἄλλους τόπους· ἐφ’ ὧι οὐθὲν ἀποτελεῖ εἰς τὸ βασιλικὸν καὶ κυρία ἔ[σ]-
ται προσφερομένη πρὸς πόλιν, ἣν ἂν βούληται· κατὰ ταὐτὰ δ[ὲ]
καὶ οἱ παρ’ αὐτῆς πριάμενοι ἢ λαβόντες αὐτοί τε ἕξουσιν κυρίως καὶ πρὸς πόλιν προσοίσονται, ἣν ἄν βούλω[ν]ται,
ἐάμπερ μὴ Λαοδίκη τυγχάνει πρότερον προσενηνεγμένη πρὸς πόλιν, οὕτω δὲ κεκτήσονται, οὗ ἂν ἡ χώρα ἦι προσωρισμένη ὑπὸ Λαοδίκης. τὴν δὲ τιμὴν συντετάχαμεν ἀνενεγκεῖν εἰς τὸ κατὰ στρατείαν γαζοφυλάκ[ι]-
ον ἐν τρισὶν ἀναφοραῖς, ποιουμένου<ς> τὴμ μὲν μίαν ἐν τῶι Αὐδναίωι μηνὶ τῶι ἐν τῶι ἑξηκοστῶι ἔτει, τὴν δὲ ἑτέραν ἐ[ν]
τῶι Ξανδικῶι, τὴν δὲ τρίτην ἐν τῆι ἐχομένηι τριμήνωι.
σύνταξον παραδεῖξαι Ἀρριδαίωι τῶι οἰκονομοῦντι τὰ Λαοδίκης τήν τε κώμην καὶ τὴν βᾶριν καὶ τὴν προσοῦσαν χώραν
καὶ τοὺς λαοὺς πανοικίους σὺν τοῖς ὑπάρχουσιν αὐτοῖς
πᾶσιν καὶ τὴν ὠνὴν ἀναγράψαι εἰς τὰς βασιλικὰς γραφὰς
τὰς ἐν Σάρδεσιν καὶ εἰς στήλας λιθίνας πέντε· τούτων τὴμ μὲν μίαν θεῖναι ἐν Ἰλίωι ἐν τῶι ἱερῶι τῆς Ἀθηνᾶς,
τὴν δὲ ἑτέραν ἐν τῶ<ι> ἱερῶι τῶι ἐν Σαμοθράκηι, τὴν δὲ ἑτέραν ἐν Ἐφέσωι ἐν τῶι ἱερῶι τῆς Ἀρτέμιδος, τὴν δὲ τετάρτην ἐν Διδύμοις ἐν τῶι ἱερῶι τοῦ Ἀπόλλωνος, τὴν
δὲ πέμπτην ἐν Σάρδεσιν ἐν τῶι ἱερῶι τῆς Ἀρτέμιδος· εὐθέως δὲ καὶ περιορίσαι καὶ στηλῶσαι τὴν χώραν καὶ [προσ]-
[αναγράψ]α̣ι τὸν περιορισμὸν εἰς τὰς στήλας τὰ[ς ․․5․․] 

“Kral Antiokhos'tan Metrophanes'e selamlar. Biz Zeleia ve Kyzikos toprakları ile bir zamanlar kullanılan
ama şimdi onu kendi arazileri içine katan komşu köylülerce sürülen, Pannukome üzerinden geçen yol
tarafından sınırlanan Pannukome, malikne ve köye ait toprağı Laodike’ye sattık (verdik). Şimdiki
Pannukome daha sonradan kurulmuştur. Ve oralardaki arazi içinde elli dokuzuncu yıldaki geliri otuz
gümüş talent olan ve içinde kendi malları ve mülkleriyle birlikte mezralarda yaşayan halk da olabilir.
Ayrıca da bu köyden başka yerlere gitmiş olan halk da. Anlaşma hükümlerine göre o (eski kraliçe)
kraliyet hazinesine vergi ödemeyecek ve isterse herhangi bir yere ve kente katılma hakkı var. Aynı
şekilde, ondan satın alan veya alan herkes de aynı hakka sahip olacak ve Laodike bir şehre daha önce
katılmamışsa, istedikleri şehre katılacak, meğerki Laodike başka bir şehre katılmamış olsun bu durumda
sahip oldukları bu araziye o şehrin parçası olarak sahipleneceklerdir.
Biz … deki hazineye ilki altıncı yılda Audnaios ayında, ikincisi Xandikos ayında ve üçüncüsü takip eden
üç ay içinde, üç taksit halinde ödeme yapılması için emirler verdik. Laodike'nin mülkünün yöneticisi olan
Arrhidaios'a, köy ve malikaneye ve ona ait olan toprağa ve halk ile hane halkı ve mülklerine iletmek için
emir verdik. Ve bu satışları Sardeis’deki krali kayıtlara geçirilmesini, ayrıca birincisi İlion’daki Athena
Tapınağına, ikincisi Samotrake’deki tapınağa, üçüncüsü Ephesos’daki Artemis Tapınağına, dördüncüsü
Didyma’daki Apollon Tapınağına ve beşincisi de Sardeis’deki Artemis tapınağına dikilmek üzere beş taş
stel üzerine yazılmasını emrettik. Derhal araziyi incelemek ve sınır taşlarıyla sınırlarını belirlemek ve bu
belirlenen sınırları stele yazmak için emirler veriniz. Dios’un beşi yıl 59.”

Yazıtta II. Antiokhos, muhtemelen Mysia-Troas bölgesini yöneten valisi ya da satrabı olan
Metrophanes’e Laodike’ye sattığı (verdiği) araziyi iyice tarif etmektedir (Beloch, 1925: 363). Zeleia ve
Kyzikos civarında bulunan arazi İlion’un da içinde olduğu satraplık bölgesinde bulunmaktadır (Beloch,
1925: 361). Arazi hem etrafında onu çevreleyen kentler ve köyler ile tanımlanmakta, hem de içinde
yaşayan halk hakkında da bilgi verilmektedir. Bu arazi Laodike’ye içindeki mezralar ile birlikte içinde
kendi malları ve mülkleri ile birlikte veriliyor. Arazinin tanımı ve sınırları belirtilirken günümüzde
anladığımız anlamda kuzey-düney ve doğu-batı yönleri belirtilmemiştir. Sadece Zeleia ve Kyzikos
kentlerinin arazileri ile sınırlandığını öğreniyoruz. Ayrıca bu arazinin Ponnukome kasabasını kapsadığı
ve muhtemelen buranın Pannukome’nin arazisi olduğu anlaşılıyor. Aslında burası o zamanda yeri ve
sınırları bilinen bir arazi olmalıydı. Yazıttan anlaşıldığı kadarıyla burada bahsedilen ve Laodike’ye verilen
sadece Pannukome arazisidir. Civarda bulunan başka bir bilinen köy ve kasaba bu araziye dahil
edilmemiştir. Bu nedenle yazıt burada başka resmi ismi olan köy ve kasabalardan değil, dağınık mezra
ve mahallelerden söz etmektedir.
Burada yaşamakta olan halktan bahsedilirken, onların kendi malları ve mülklerinin olduğu özellikle
belirtilmiştir. Bu halkın bölgede yaşayan ve muhtemelen çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşan özgür
köylüler olduğu açıktır. Ama bu köylüler de işledikleri topraklar ile Laodike’ye geçmişlerdir. Fakat bu
insanların köle olmadıkları açıktır. Yazıtta verilen arazinin vergi gelirinden anlaşıldığına göre buradaki
Pannukome arazisi kraliyete ait olup, burada yaşayan insanlar bu arazinin bir tür kiracıları olarak belli
periyodlarla kraliyet hazinesine ödeme yapmaktaydılar. Şimdi bu satışla arazinin sahibi olarak Laodike
bu gelirlerin sahibi olmaktadır. Fakat burada üzerinde durulması gereken husus Selevkos Krallığının
resmi mülkü olan bu arazi parçasının sahipliği tamamen Laodike’ye geçmektedir. Yani arazinin
gelirlerinin tahsisi değildir. Üstelik Laodike ayrıca bu arazide vergiden muaf olduğu gibi, araziyi istediği
gibi tasarruf hakkına sahiptir. Araziyi satabilir, ya da başak bir kente verebilir. Onu alanlar da Laodike
ile aynı haklara sahip olacaktır.
Laodike’ye verilen Pannukome arazisinin sınırları uzun zamandır bilinmekle birlikte, sınırları oluşturan
eski yol ve benzeri işaretlerin zamanla kaybolduğu anlaşılıyor. Bu nedenle Metrophanes’e verilen görev
bu arazinin sınırlarının tespit edilerek sınır taşları ile işaretlenmesi isteniyor.
Son olarak da II. Antiokhos ile eski kraliçe arasındaki bu antlaşmanın beş ayrı stel üzerine yazılarak
İlion’daki Athena Tapınağına, Samotrake’deki tapınağa, Ephesos’daki Artemis Tapınağına, Didyma’daki
Apollon Tapınağına ve Sardeis’deki Artemis tapınağına dikilmesi isteniyor. Böylece Laodike’nin bu
antlaşmadan doğan hakları Batı Anadolu’daki en önemli tapınaklar tarafından da güvence altına alınmış
oluyordu.
Pannukome Arazisi; Yeri ve Sınırları
II. Antiokhos karısı Laodike’ye boşanma tazminatı olarak Selevkos krallığı topraklarında daha pek çok
mülk vermiştir. Fakat verilen bu mülkler içerisinde yazıtını bulduğumuz ve yeri ve satış koşulları bu
kadar ayrıntılı anlatılmış olan sadece Pannukome arazisidir. Yazıtta arazinin yeri ve sınırları tarif
edilirken Pannukome’nin, Mysia-Troas bölgeleri arasında olduğu ve Zeleia ile Kyzikos kentlerinin
toprakları ile sınır olduğu dışında bilgi yoktur. Arazinin denize kıyısı olmadığı gibi, bilinen bir ırmak ile
de sınırı yoktur. Sadece o zamanlar bile artık kullanılmayan eski bir yola sınırdır.
Laodike’nin arazisini bulabilmemiz için öncelikle Pannukome’nin yerinin tespit edilmesi gerekmektedir.
2005-2006 yıllarında Biga, Gönen ve Bandırma ilçeleri sınırları içinde yaptığımız arkeolojik yüzey
araştırmalarında bu civarda çok sayıda antik yerleşim, kale, manastır, höyük, tümülüs, sınır yazıtı, antik
yol kalıntısı tespit edilmiştir (Rose ve Körpe, 2007; Rose, Tekkök ve Körpe, 2008). Çalışmalarımız
öncesinde bu bölgede sadece Sarıköy yakınındaki Üvecik tepe biliniyor iken, araştırmalarımız
sonucunda Bostancı Höyük Tepe ile Dereköy Asar Tepe’nin de antik yerleşim yerleri olduğu
görülmüştür. 

Antik kaynaklarda, Doğu Troas’da, Kyzikos’un güneyinde, Aesepos yakınlarında antik kaynaklarda adı
geçen, üç yerleşim yeri vardır. Bunlardan herkesçe bilinen Zeleia dışında Baris ve Pannukome hakkında
pek bilgi bulunmaz (Ruge, 1949: 629).
Bu üç antik yerleşimden sadece Zeleia daha önce Sarıköy yakınındaki Üvecik tepe üzerine
yerleştirilmiştir. Diğer iki yerleşimin ise şimdiye kadar nerede olduğu bilinmemektedir.
Araştırmalarımızda Sarıköy yakınındaki Üvecik tepenin Zeleia olamayacağını ortaya koymuş ve bu
kentin biraz daha doğuda, Aesepos kıyısındaki Bostancı Höyük Tepe olması gerektiğini söylemiştik.
Pannukome olabilecek en uygun yer Sarıköy Üvecik tepedir. (Resim 3) Burasının konum olarak Didyma
yazıtında da bahsedildiği gibi, hem Zeleia, hem de Kyzikos ile sınır komşusudur. Welles, Pannukome
arazisinin tek bir parça olarak geldiğini ve bu arazinin muhtemelen Selevkoslar öncesinde bir Pers
“Baronu”nun olduğunu düşünmektedir (Walles, 1934: 93). Muhtemelen arazi sahibi olan Pers beyi
Pannukome’de ikamet etmekteydi. Rostovtzeff ise Pers dönemindeki kullanılan arazilerin Hellenistik
çağda da bölünmeden kaldığını ve bunun Roma hakimiyetinde de devam ettiğini bildirmektedir
(Rostovtzeff, 1923: 371-375. Troas bölgesinde yapmış olduğumuz araştırmalarda bölgenin Pers
hakimiyetinde olduğu zaman yerel beylere ait böyle çok sayıda malikane tespit edilmiştir (Körpe, 2010).
Civardaki antik kent yerleşimlerine göre çok daha küçük boyutlu fakat gene de etrafı surlarla çevrilmiş
olan bu yerleşimlerden Ksenophon tarafından “Berkitilmiş Köyler” olarak bahsetmektedir
(Ksen. Ana. 1.8.27-29). Genellikle Perslerin bölgeye gelmesinden sonra kurulan bu yerleşimler sonraki
yüzyıllarda terk edilmiştir. Sarıköy Üvecik tepe üzerindeki yerleşim hem antik kaynakların tanımlarına,
hem de arkeolojik bulguların işaret ettiği gibi böyle bir malikane olmaya son derece uygundur (Rose ve
Körpe, 2007:105; Körpe, 2010: 569). 
Pannukome arazisinin yeri hakkında ilk defa incelemeler yapan ve bu araziyi harita üzerinde işaretleyen
aynı zamanda Didyma’daki yazıtın ikinci parçasını bulan T. Wiegand’dır (Wiegand, 1904: 279, Plate 14).
19. yüzyıl sonlarında bölgede araştırmalar yapan Wiegand, Mysia’da yaptığı yolculuklardan birinde
Sarıköy’ civarında bulduğu bazı sınır taşlarından bahseder (Wiegand, 1904: 279). Wiegand, burasının
yolların kesiştiği bir geçit olduğunu ve sınır taşlarının da Helenistik döneme ait olduğunu bildirir.
Wiegand ayrıca yaptığı haritada bu taşların Pannukome arazisini sınırlayan sınır yazıtları olduğunu
söyler. (Resim 4) 
2006 yılında bölgede yaptığımız çalışmalarda Balıkesir ili, Gönen ilçesi, Beyoluk köyü ile Çanakkale ili,
Biga ilçesi, Yolindi köyleri arasında Makine Tepesinin yakınında yazılı sınır taşları bulunmuşlardır.
(Resim 5) Sınır taşlarının bulunduğu yer, Beyoluk köyünün 5 km. batısında, Yolindi köyünün 3 km.
güneydoğusundadır (Körpe, 2010: 777). Bölge tamamen yoğun ormanlarla kaplı olup, ulaşım sadece
orman içinden açılan yollar ile gerçekleşmektedir. Burada bulunan iki sınır taşı yol kenarında, orman
içindedir. Bölge kayalık bir yapıda olmamasına rağmen iki yazıt da doğal granit bloklar üzerine kazınarak
yazılmıştır. Taşlardan biri tepenin kuzeyindeyken, diğeri ilkinden yaklaşık 100 m. daha uzakta ve
tepenin batı yamacındadır. Taşlar üzerindeki harfler yaklaşık 15-20 cm boyunda olup, harf karakterleri
hemen hemen aynıdır. Bu da her iki yazıtın aynı zamanda yapıldığını göstermektedir. Aesepos’un
batısında, orman içinde bulduğumuz bu sınır taşlarının, Laodike’ye verilen arazinin en batı ucunu işaret
ettiğini söyleyebiliriz.
Beyoluk sınır taşları her ne kadar Helenistik dönemde yapılmış bir arazi taksimatını işaret ediyorsa da,
bu arazi taksimatının basit bir arazi taksimatı olmadığı daha çok iki bölgeyi birbirinden ayıran bir işaret
olduğu anlaşılmaktadır. Öyle ki, Beyoluk sınır taşlarının yanında aldığımız GPS koordinatlarının
neredeyse 20-25 m. yakınından Balıkesir-Çanakkale il sınırı geçmesi antik dönemden gelen sınırların
günümüzde de devam ettiğini göstermesi bakımından son derece düşündürücüdür (Körpe, 2010: 779).
Didyma yazıtında Pannukome arazisinin sınırları belirtilirken Pannukome’nin yukarısından geçen eski
bir yoldan söz edilmektedir. Öyle ki bu yol artık kullanılmamakta olup köylülerce sürülerek arazilerine
eklenmektedir. Antik çağda bile eski olduğu söylenen bu yolun tespit edilmesi son derece güçtür. Ama
gene de bölgede yaptığımız araştırmalar böyle eski bir yolun varlığını ortaya koymuştur. 2006 yılında
Biga ilçesinin doğusunda bulunan Taşoluk köyü yakınlarında eski bir yol izi tespit edildi. (Resim 6) Bu
yol Bahçeli çayının doğal vadilerini takip ederek doğudaki Zeleia’a ulaşmaktadır. Pers döneminde de
var olduğu düşünülen bu yolun, (Foss, 1977: 499) Granikos savaşı öncesinde Zeleia’da toplanan Pers
ordusunca da kullanılmış olmalıdır (Körpe, 2008: 415). (Resim 7) Taşoluk’ta sadece ana kayadaki izlerini
tespit ettiğimiz yol ormanlar içinde kaybolup girmektedir. İncelemelerimizde Perslerden sonra
tamamen terk edildiği görülmüştür (Körpe, 2010: 196). Yazıtta bahsedilen ve Hellenistik çağda artık
terk edilmiş olan yol bu olmalıdır.
Didyma yazıtının en detaylı incelemesini yapan Welles, Baris kasabasının da Pannukome arazisine dahil
olduğunu ileri sürmektedir (Welles, 1934: 93. Hakkında fazla bilgi bulunmayan Baris, Bursa’da bulunan
bir yazıta göre, burada Roma ordusu Pontus Kralı Mithridates’i mağlup etmiştir (Hasluck, 1910: 106,
dip not 2, Arch. Epig. Mitth. VII. 170, s. 302). Hiorekles’e göre Lampsakos-Parion, ya da Parion-Kyzikos
arasındadır (Brüchner, 1897: 18). Ramsay, Baris’in Priapos civarında ve Granikos ırmağı ağzına yakın bir
yerde olduğunu söyler ve kenti tam olarak, şimdiki modern Karabiga kasabasının olduğu yere yerleştirir
(Ramsay, 1960: 154). Hasluck bulunan bazı yazıtlardan dolayı Gönen kasabasının Baris olduğunu ileri
sürer (Hasluck, 1910: 105). Westermann ve Wiegand ise kentin, Aesepos ırmağı yakınlarında olduğunu
belirterek, Antiokhos II tarafından karısı Laodike’ye satılan arazi içerisinde, Pannukome ile birlikte
Baris’in de bulunduğunu söyler (Westermann 1921, 12-19; Wiegand, 1904:279). Yeri henüz saptanamadığı için yerleşimin ne zaman kurulduğu ve ne zaman terk edildiği hakkında bir bilgi yoktur.
Antik kaynaklarda yeri tam olarak belirtilmeyen, bölgedeki modern araştırmalarda da yeri izafi olarak
verilen Baris’in lokalizasyonu ancak 2005-2006 yılarında yapmış olduğumuz yüzey araştırmaları
sayesinde olmuştur.
Bölgede yaptığımız çalışmalarda Gönen’e bağlı Dereköy sınırları içerisinde Asar Tepe’de bir antik
yerleşime ait izler tespit edilmiştir. (Resim 8) Baris olarak lokalize edilen antik yerleşim tepenin
zirvesinden doğu eteklerine ve aşağıdaki Keçideresine kadar uzanmaktadır (Körpe, 2010: 397).
Keçideresi’nin kenarında, ana kaya üzerinde bir sınır yazıtı bulundu (Körpe, 2010: 780). (Resim 9)
Yaklaşık 60 cm. uzunluğunda ve 20 cm yüksekliğindeki yazıt çok fazla derin olmayan Yunanca harflerden
oluşmaktadır. “OPOS” şeklindeki yazıt hiç kuşkusuz buradaki derenin sınır olarak kabul edildiğini
göstermektedir. Buradaki sınır Pannukome arazisinin güney batısını işaretleyen sınır yazıtlarından biri
olmalıdır. Fakat sınır yazıtının Pannukome ile Baris arasındaki dere kenarında olması, Baris’in, Welles’in
iddia ettiği gibi Pannukome arazisi içinde yer almadığını da göstermektedir. Zaten kendi döneminde
Pannukome’den daha büyük bir kent ya da kasaba olan Baris’ten Didyma yazıtında hiç söz edilmemesi
bir anlamda bunun kanıtıdır. 
SONUÇ
Sonuç olarak II. Antiokhos’un eski karısı Laodike’ye verdiği Pannukome arazisi günümüzde Gönen’in
Sarıköy kasabası ve büyük ölçüde bu kasabaya ait topraklar olmalıdır. (Resim 10) Arazi hem doğusunda,
Aesepos ırmağının suladığı verimli ova, hem de bu ovaya batıdan bağlanan ve içinden Sarıköy Deresinin
aktığı vadi ovası günümüzde bile bölgenin en verimli arazileridir. Sarıköy Deresi vadisinin her iki yanında
daha küçük vadiler ve etrafındaki ormanlık arazi ise diğer doğal kaynaklar bakımından son derece
zengindir. Pannukome arazisi Sarıköy Deresi vadisinin batısından başlayarak, ovanın Aesepos çayına
doğru genişleyen bir arazi olmalıdır. Arazinin batısı halen orman içinde sınır taşlarının işaret ettiği gibi
Biga ile sınırdır. Bu arazi içinde gene Didyma yazıtında da belirtildiği gibi araştırmalarda tespit
edilebilecek büyük köy ve kasabalardan ziyade küçük mezra ya da çiftlikler olmalıydı. Günümüzde bu
küçük yerleşimleri tespit edemesek de eski dönemlerde içinde yaşayan köylülerce ekilip biçilen arazinin
15 000 gümüş talent getiren zenginliği günümüzde de devam etmektedir (Welles, 1934: 96;
Rostovtzeff, 1923: 367). 
 
Kaynaklar Laodike’nin, Pannukome’deki malikanesine gelip gelmediği konusunda bilgi vermiyor.
Muhtemelen eski kraliçe kendisine verilen başka mülklerinin gelirleri ile başkent Antiokheia’dan
ayrılarak, II. Antiokhos’un bir zamanlar kendi adını verdiği Denizli yakınlarındaki Laodikeia’ya taşınmış
olmalıdır (Ramsay 1895, 32; Ruge 1924, 722; Magie 1950, 127, 986-987; Jones 1971, 42; Şimşek 2013.).
Fakat bir süre sonra bazı kaynakların eski kraliçenin de parmağının olduğunu düşündüğü II.
Antiokhos’un ölümünden sonra Laodike’nin yeniden güç kazandığını söylemektedir. Tahta kendi
oğullarını geçirmek için II. Antiokhos’un onu boşayarak evlendiği Mısır prensesi Berenike ve çocuğunu
öldürtmüştür. Sonrasında da Potelemaioslar ile Selevkoslar arasında tarihçilerin “Laodike Savaşı” adını
verdikleri Üçüncü Suriye savaşı patlak vermiştir (Bryce, 2014: 174-175). 

KAYNAKLAR
Arslan, M. (2010). İstanbul’un Antikçağ Tarihi-Klasik ve Hellenistik Dönemler. İstanbul.
Beloch, K. J. (1925). Griechische Geschichte IV, 2, Berlin.
Bryce, T. (2014). Ancient Syria: A Three Thousand Year History, Oxford.
Bürchner, L. (1897). “Assos” Real Encyclopädia der Klassischen Altertumswissenschaft,18.
Foss, C. (1977). "Τhe battle of the Granicus: A new look", Αρχαία Μακεδονία ΙΙ, ανακοινώσεις κατά το
Δεύτερο Διεθνές Συμπόσιο, Θεσσαλονίκη, 19 - 24 Αυγούστου 1973, Θεσσαλονίκη Αρχαία Μακεδονία
(1977) 95-502.
Hasluck, F. W. (1910). Cyzicus, Harvard University Pres.
Haussoullier, B. (1901). Rev. De. Phil., XXV (1901), 8-39.
2. Uluslararası Bandırma ve Çevresi Sempozyumu – UBS’19
17-19 Eylül 2019 / Bandırma - TÜRKİYE
14
Haussoullier, B. (1902). Etudes Sur L'Histoire de Milet Et Du Didymeion, Paris.
Hazel, J. (2003). Who's who in the Greek World, London.
Jones, A.H.M. (1971). Cities of the Eastern Roman Provinces, Oxford.
Körpe, R. (2008). "Troas Bölgesi Antik Yolları", Çanakkale Savaşları Tarihi, Demir, M., Ed., Değişim,
İstanbul, 413-418.
Körpe, R. (2010). Akhaimenid Hakimiyetinde Troas Bölgesi (M.Ö. 545-M.Ö. 334): Arkeolojik Veriler ve
Antik Kaynaklar Işığında Tarihsel-Kültürel Bir Değerlendirme, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ege
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
Magie, D. (1950). Roman Rule in Asia Minor to the End of the Third Century After Christ, Vol. I-II, New
Jersey.
Mansel, A. (2014). Ege ve Yunan Tarihi. Ankara.
Ramsay, W.M. (1895). The Cities and Bishoprics of Phrygia, I, Oxford.
Ramsay, W. M. (1960). Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Çev. Mihri Pektaş, İstanbul
Rose C. B. ve Körpe, R. (2007).“The Granicus River Valley Archaeological Survey Project, 2006” XXIX.
Uluslararası Kazı Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu, Mayıs 2007, Kocaeli.
Rose, C. B. Tekkök B. ve Körpe, R. (2008). "Granicus River Valley Survey Project 2004-2005", Studia
Troica, 65-150, 2008
Rostovtzeff, M. I. (1923). “Economic Policy of the Pergamene Kings” (Ed.) W. H. Buckler-W. M. Calder
Anatolian Studies presented to Sir William Mitchell Ramsay, 1923, Manchester, 359-390.
Ruge, W. (1924). “Laodikeia”, Real Encyclopaedia (RE) XII.1, 1924, 722-724.
Ruge, W. (1949). “Pannukome”, Real Encyclopädia der Klassischen Altertumswissenschaft, 629.
Şimşek, C. (2013). Laodikeia (Laodicea ad Lycum), Laodikeia Çalışmaları 2, Istanbul.
Taylor, M. (2013). Antiochus the Great, Barnsley
Welles , C. B. (1934). The Royal Correspondence in the Hellenistic Period, London, 1934.
Wiegand, T. (1904). “Reisen in Mysien“ Mitteilungen des Deutschen Archäologischen Instituts,
Athenische Abteilung 29 (1904) 254-339.
Wiegand, T. (1908). “Sechster vorlaufige Bericht über die Ausgrabungen in Milet und Didyma”, Ahb.
Ak. Berlin, 1908 Abh. I, 35-37.
Yıldırım, N ve Temizkan, M. (2017). “Seleukoslar Döneminde Yaşanan Suriye Savaşları Üzerine Bir
İnceleme”, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl: 2017, Cilt: 14 Sayı: 39, s.
117-131 

12-04-2022 / Prof. Dr. Reyhan Körpe/ 

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Klasik arkeoloji ve genel olarak Troas ve Gelibolu Yarımadası'nın antikliği konusunda uzmandır. 1990 yılından beri bölgede çalışmaktadır. Troya ve Assos kazılarında görev almıştır. Ayrıca bu bölgede kurtarma kazıları yaptı