Köyüm Demirciler'de Unutulmaz Bir Hafta

Ve Sonra Ceviz Toplamaya Gittik..

Uzun yıllardır rahmetli babamların aile ocağını ziyaret etmemiştim. İnsan vaktiyle ekmek davası için terketmek zorunda kalsa dahi , baba ocağını dede ocağını ihmal etmemeli. Çağırır çünkü. Ama elden ne gelir ,fırsat bulamadım desem yalan olmaz. Öğrencilik yılları mezuniyet derken vahşi kapitalizm şartlarında yaşama tutunmak için  aralıksız çalışan bir emekçi olarak  kafa dinlemek için  yıllık  izinimi kullandım .. Kısmet  Amcam bizi köye davet etti uzun süredir gitmediğimiz köyümüze gitmeye karar verdik

Çorum.

Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nin orta bölümünde Anadolu Platosunda yer alan bir il. Tarım ,hayvancılığın yanısıra sessiz sedasız gelişen büyüyen sanayisiyle gelişmiş bir yer olmuş.Leblebisi malumunuz  meşhur . Geçmişi bence sanılandan eski ve binlerce yıllık yerleşik yaşamı barındırmış kadim bir şehir Çorum . Hitit medeniyetine de ev sahipliği yapmış gizemini hala saklayan  muhteşem tarihi yerleri var.

 Çorum’un  Bayat ilçesine bağlı bir köy. Demirciler benim köyüm. Hem Çoruma hem kasabaya fazla uzak sayılmaz. Köy dağlık alanda kurulu ve çevresiyle orman  . Daha çok meşe ve iğneyapraklı ağaçların oluşturduğu ormanların yer aldığı ve  güneyoğu gibi torpilli olmadığı için haliyle toprak olan  kavisli yollardan çıktık köye vardık
Köyün yer aldığı dağlar sisli ve heybetli. Çok güzel ağırlandık ne de olsa kadim geleneklerin tutunduğu yerlerimiz var. 
Dinlendik ve ertesi sabah muhteşem köy kahvaltıdan sonra yoğurt ikram ettiler. Süte çam kozalağı atılarak mayalanan yoğurttan ilk defa yedim ve gerçekten çok güzel bir tadı var. Köyde yaşamın sağladığı sağlık avantajlarını sağlayan çok fazla neden var. Doğal probiyotiklerin desteğinde hastalanmak olanaksız.

Çevrede ceviz ağaçları bol.  Fırsat bu fırsat dalından ceviz toplamaya gittik  Ağaçlara çıkıyorsunuz  ve uzun sırık çubuklarla dallara vurarak cevizleri düşürüyorsunuz . 1 Ağaçtan 3 çuval ceviz. Berekete bak. 
Cevizleri kabuğundan ayırmaktan  parmakları siyaha boyanan Satı Yengem anlattı ceviz ağaçlarının hikayesini. Daha yeni evliyken babasına gitmiş ordan küçük  ceviz fideleri getirmiş bahçesine dikmiş aşılanmamış öylesine her yıl büyümüş ve bu devasa ceviz ağacı ortaya çıkmış . Maşallah bereketli dost bol bol ceviz veriyor .dedi.
Yeşil kabuğunun içinde esrarengiz kabuğuna değerli bir inci  gibi saklanan beynimizin yapısına benzeyen bu mucizenin tadına doyamadım.

Bir günümüzü ceviz ve kuşburnu toplayarak geçirdikten sonra ertesi gün komşu ilimiz  Çankırı da bulunan "Erikli" dağına pikniğe gittik. Memlekette ne çok Erikli var.
Gördüğüm güzelliklerin  fotoğrafını çekmeye çalışırken amca oğlu beni keşfedilmeyi bekleyen vadileri, sırtları kayalarıyla güzel bir yere götürdü küçük bir kanyon
Suyu pırıl pırıl berrak akar sular şelaleler memleketimin her köşesi gizemini hala koruyor ve gerçekten görmeye değer.
Amca oğlu Halim dedi ki;  eskiden bu ırmaklardan daha çok su akardı şimdi su daha az. Kimbilir neden ama doğa bunca vahşi kirliliğe maruz kalırken çevre kirliliği azmışken  değerbilmezliğe isyan mütevazi küskünlüğüdür belki.
Sanki oraya ilk ben gitmişim gibi hissettim ve  fotoğraf almaya  çalışırken telefonumun kadrajına giren görüntüyle irkildim. Plastik atıklar. İnanılmaz bir şey.Dağların ardındasınız ve karşınızda pet şişe ve çöp poşeti yığını.  Bütün büyüyü bozdu.  İnsanımızın buranın güzelliklerini yaşadıktan sonra  pisliklerini çöplerini  bırakması izah edilemez bir travma !. Nasıl anlatacağız bu insanlara . İnsanlarımızın çevre duyarsızlığını nasıl  neyle yok edeceğiz bilemiyorum ?.

Belki çok ağır maddi cezalarla.

Hiç istemeye istemeye ormanın o büyüsünden,kozalaklarından,kuşburnularından,alıçlarından ve tüm o güzelliklerinden ayrılarak şehre doğru yola koyulduk.
Ve güzel anıları belki bir gün yeniden yaşamak umuduyla  geride bıraktık.

18-10-2020 - BERKAN KOZAN - BANDIRMA