KHK'larla Yönetiliyoruz

KAHEKALAR İLE YÖNETİLİYORUZ

Farkında mısınız bilmem !
20 TEMMUZ 2016 dan beridir ; mevcut Anayasaya ve Yasalara göre itiraz ve dava edilemeyen ve TBMM ni de safdışına itmiş, bir kişinin yönetimine ait KAHEKALAR ile -Kanun Hükmünde Kararname- yönetiliyoruz. Yani, artık AKP İktidarı değil, KHK nin muktedirliği söz konusudur.
KHK lar ile kaç tane düzenleme, kaç tane ek düzenleme yapıldı... bilmemiz ve takip etmemiz mümkün değil. Bir Kanun Hükmünde Kararname ile, bir bakanlığa veya kuruma ait bir karar alınmış ve bu karar baştan sizi çok ilgilendirmiyor diyelim. Sonraki kararnamelerde buradaki o maddeye öyle sert ve öyle önemli maddeler eklenebiliyor ki, hatta şahsa ait kanunlar ismen eklenebiliyor ki ;  bu kararname taktiği ile, bir kişinin adı ve soyadı bile değiştirilmiş olabilir !
Yani Türkiye, 15-20 Temmuz tarihleri milat olarak alındığında, olağanüstü bir dönem yaşıyor ve önceden bildiklerimizin hepsi yalan, hepsi... hikaye oldu farkında değiliz.
Artık neyin, nelerin suç olduğunu bilmiyoruz, neyin ve nelerin suç olmaktan çıkarıldığını da hiç bilmiyoruz. Çünkü muhalefet partileri de bu işin ucunu bıraktılar ve biz vatandaşlar, ancak başımıza geldikçe, KAHEKALARIN yaptırımlarını ve gücünü öğreneceğiz. 
Türkiye bu anlamda, bu yapısıyla demokratik hüviyetini bırakın, pekçok özgürlüğünü zaten kaybetmiş olduğundan, bu şartlarda bir seçime gidebilir mi ? Giderse, bu seçimlerden vatandaşın özgür ve bağımsız, milli iradesi inkişaf edebilir mi ? Ben şüpheliyim...
Çünkü ; 6755 Sayılı KHK ile, 15 Temmuz Darbesine karşı çıkmak için direnişçi sayılan, o gece sokağa çıkanların bir kısmına silah dağıtıldığı ve bu silahların geri toplanmadığı gibi bilgiler, direnişçi olarak sokağa çıkanların öldürdükleri darbeye katılan asker ve polisler, vatandaşlar olduğu, bunlar için VATAN HAİNLERİ MEZARLIĞI dahi kurulduğu bilgileri hala ortada dolaşırken, bu Kararnamede,  
" MADDE  37 (1) 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile  bunların  devamı  niteliğindeki  eylemlerin  bastırılması  kapsamında  karar  alan,  karar  veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal  süresince  yayımlanan  kanun  hükmünde  kararnameler  kapsamında  karar  alan  ve  görevleri yerine  getiren  kişilerin  bu  karar,  görev  ve  fiilleri  nedeniyle  hukuki,  idari,  mali  ve  cezai sorumluluğu doğmaz." denilmişken, en son çıkan 696 sayılı KHK ile ;  "(2) Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde  gerçekleştirilen  darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır." EK-LEN-MİŞ-TİR !
17-25 Aralık Çağın Yolsuzluk olayları bile, bu ülkede delilleri yakılarak dosyaları kapatılmışsa, bu kapatmaları bizzat iktidar yanlıları ‘ucu ustaya kadar gidebilir o yüzden kapatılmalıdır’ diye izah ediyorsa.... şimdi ortaya çıkarılmaya çalışılan MAN Adası ve hırsızlıkları ve tarikat yurtlarındaki çocuk tecavüzleri, artan suç oranları ve hapishanelerin tıka basa dolu olması gibi gerçekler, REZA nın Newyorktaki yargılamasında ortaya çıkan yeni deliller ve dehşetengiz ifadeler, artık PES ettirici niteliktedir. Ve halkımız da gördüğüm kadarı ile, çoktan PES etmiştir. 
Bunun gibi, yüzlerce-binlerce kanun gücünde emirler bu kararnamelerde vardır ve biz vatandaşlar, bunları bilmiyoruz. KANUNLARI BİLMEMEK MAZARET SAYILMAZ ! diye bir kanunda olduğuna göre ; muhalefet partileri ve muhalif STK ların bu konudaki aydınlatma çalışmaları da, cılız - zayıf ve etkisiz olduğu için, vatandaş olarak... büyük risk altında olduğumuzu düşünüyorum. Bana göre, artık BAŞKANLIK sistemi gelmiştir. Nasıl ki eskiden IRAK ve LİBYA Devletlerinin basınında, Radyo ve Televizyonlarında sadece SADDAM HÜSEYİN, sadece MUAMMER KADDAFİ ancak ve hep konuşuyorduysa, bugünde Türkiyedeki bütün basın ve TV lerde, artık sadece BAŞKAN ve yardımcısı konuşmaktadır ki, Türkiye adeta, zaten partili Cumhurbakanlığı ve TEK PARTİLİ Rejime, geçmiş gibidir.
Mevcut yönetime, mevcut yönetimin çıkardığı kanunlara laf etmek, artık direkt olarak VATAN HAİNLİĞİ suçlamasına veya onların elindeki FETÖ-CÜ suçlamasına maruz kalacağı görülmektedir ki, bu ortamda özgürlükçü demokrasi aramak veya bunu geliştirmek için yazmak-çizmek te, artık tehlikeli duruma gelmiştir. Ki ben ;  kamuoyunu etkileyebilen güçte bir yazar olmadığım halde, işbu 16 yıllık iktidar süresince pekçok hukuki mağduriyetler yaşamış bir kişiyim ki, kaybettiğim maddi değerler, ve yaşadığım manevi eziyetten dolayı, artık kendimi yel değirmenleri ile dövüşen, DON KİŞOT gibi görmeye başladım.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti yıkılır mı... ! diyordum. Evet, YIKILIR arkadaşlar. Geçmişte 57 devlet kurduk diye öğünüyoruz ya, 56 devleti de yıkan kaabiliyet, bizim toplumumuzun kaabiliyetidir ki, bugünkü kaabiliyet de, pekala başarılı olabilir.
Bugünkü meclis ve siyasi yapıda, bugünkü konjoktürde artıkTC Devletinin Bekasının tehlikede olduğuna ben de inanıyorum da, beni daha çok endişelendiren Türk varlığının ve Türk Milletinin bekasıdır. TEK VATAN deniliyor mesala ;  bunun adının Misak-ı Milli sınırları olduğu söylenmiyor, TEK MİLLET deniliyor bunun da Türk Milleti olduğu söylenmiyor, TEK BAYRAK deniliyor bunun da TÜRK BAYRAĞI olduğu söylenmiyor, ve TEK DEVLET deniliyor ama bu devletin TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ olduğu da söylenmiyor ve bu dörtlüde TEK ADAM gizleniyor ve o da nedense, söylenmiyor !
Bu yüzden, şimdilik yel değirmenlerinin rüzgarına karşı savaşmak yerine, bu rüzgarda serinleyerek, bir süre kendime gelmeye çalışacam ve 10 Köydeki yaşamıma, geri döneceğim. Bunu, bu kararımı, isterseniz korkaklık olarak veya ne olarak isterseniz, öyle değerlendirebilirsiniz.  Ama bilelim ki ; cesaret dediğimiz şey de, korkaklığın ve aptallığın ta kendisidir. Çuvala attığınız kedi korkmuştur, sakın başını okşamaya kalkmayın mesela...Kavgalarda, çekip vuranlara bakın, normal hayatlarında tavuk bile kesemezdiler ama, korktukları için karşılarındaki adamı öldürebilmişlerdir...Aptallar ise ; işlerini, güçlerini, paralarını kaybetmişlerdir veya paşa paşa Türkiye Hapishanelerindeki ranzalarda ömür tüketmektedirler... Aptal cesaretinden ben de ; çok çektim ve sizlerde, lütfen aptallığa özenmeyin. Yasaları çıkaranlar da, kendilerini koruyabilmek kaygısına düşmüş korkaklardır, bunu bilin de... Ve Bkz. Son 15 yılın İKTİDAR icraatlarına. Haaa, SON SÖZÜ DİRENENLER SÖYLER ! Sonsöz için de geleceğim birgün.....

TTK 25.12.2017  NOGAYTÜRK