Kara Eylül'den Karanlık Eylül'e

KARA Eylülden Karanlık EYLÜLE !

12 EYLÜL ü 1980’i yaşayan biri olarak, sanırım hak var ve bugüne dair yazıyorum...

“12 Eylülde temeli atılan bugünkü sorunlar ( PKK-FETÖ) "üzerinden 39 yıl geçmesine rağmen halen utançla hatırladığımız 12 Eylül, demokrasi tarihimizde kara bir leke olarak kalacaktır. O karanlık günlerde haksız şekilde darbecilerin zulmüne uğrayan, işkence gören, idam edilen tüm vatandaşlarımızı saygıyla ve rahmetle yad ediyorum. Bu millet, bir daha asla yeni 27 Mayıs'ların, 12 Eylül'lerin, 28 Şubat'ların, 15 Temmuz'ların yaşanmasına izin vermez. Bizler de her zaman darbelerin karşısında durmuş bir siyasi kültürün temsilcileri olarak milli iradeye ve demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceğiz." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN

40 Yıl sonra, Sayın Cumhurbaşkanımız ; 12 EYLÜL 1980 de temeli atılan sorunlarla, bugün boğuştuğumuzu söyleyerek, bu cümleyi kurarak, aslında ÖZ İTİRAF yaptı !

Evet ; BUGÜNÜN TEMELİ 12 EYLÜL 1980 de atılmıştır !

Bugünkü resimde, bugün denilende ne vardır, bakalım o zaman.

Bugün, 18 yıldır süren AKP İktidarı ve bu iktidara sonradan monte olmuş (aslında ilk günlerinden kripto alarak monteydiler... aslında 1980 den beridir bu kişiler bugünün resmini hazırlayan mimar ve ressamlardır.) gözüken ; MHP ve Devlet BAHÇELİ, BBP Mustafa DESTİCİ, VATAN PARTİSİ Doğu PERİNÇEK vardır.

12 EYLÜL 1980 bizim için KARA EYLÜL idi, 12 Eylül 2020 ise ; PKK ile, FETÖ ile vd. KARANLIK EYLÜL deyiz !

NEDEN KARANLIKTAYIZ ?

Öncelikle, sayın Cumhurbaşkanımızın BUGÜNKÜ SORUNLARI 1980 askeri darbesine bağlamasını eksik ama yerinde görüyorum. Eksik olan şu ki, bugünkü 18 yıllık AKP İktidarı ve geçirildiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de, 12 Eylülün bile bile lades, getirdiği sorunlarımızdan biridir ve Türkiye Cumhuriyetinin üzerine çöken veya çöktürülen kabuslar, dünyada yaşadığımız yalnızlık, yaşadığımız ekonomik krizin bile Cumhurbaşkanı tarafından PİK yapan ekonomi diye tarif edilmesi karşısında, Suriye, Irak, İran, Afganistan, Pakistan, Libya, Fas, Tunus’tan v.d, getirilen 10 milyon göçmene, TC ne ait milyar dolarlarla bakılması karşısında, Türk Halkı çaresiz ve umutsuz konuma düşürülmüştür. TC nin yarın Anayasası yine ilga olur mu ? Adı değişir mi ? 7 Federasyon devletçiğe bölünür müyüz ve çok partili demokratik düzenden, iki ittifaklı düzene geçirildiğimiz (CHS) ve tek adamın inisiyatifine terk edildiğimiz bugünlerde, gençlerimizin büyük çoğunluğu yurtdışına kaçma veya çıkma hayallerini kurarken... 12 EYLÜL 2020... maalesef karanlıktayız !

12 EYLÜL 1980...

70’li yıllarda ; Emperyalist Sovyetler Birliği, Sömürgeci Kızıl Çin ve hatta Uydu Arnavutluk, ve hatta Maşa Filistin tarafından KULLANILAN 68 KUŞAĞI ( Devrimci sosyalist, komünist, onlarca bölünmüş sol fraksiyonlar) na karşı, emperyalist diğer ülkeler kayıtsız kalmamış, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, İsrail gibi emperyallerde, 78 kuşağı içindeki ÜLKÜCÜ leri, MTTB li, Akıncı İslamcıları ve tarikatlara bağlı ehl-i tarikleri çıkarmış, TÜSİAD çı, MİSİAD çı, MÜSİAD çı işadamlarına da buyrun hazine sizin denilmiştir.

Ozan SEFAİ, Halil ALTuNBAŞ Şefik AKTAN ve BEN...

Ama, ilginçtir ! Sistem ; kullanılan komünist Türk Gençleri ile sadece Ülkücüleri çatıştırmıştır. Ülkücüler ve Komünistler birbirlerini öldürerek ve birbirlerinden nefret ederek istikballerinden, hayatlarından vazgeçmişken, o tarihlerde bugünkü AKP nin temelini oluşturan MTTB liler, AKINCI lar, NURCU lar, MÜSİAD çı TÜSİAD çılar nedense hiç kavga etmediler, adam öldürmediler, kendilerinden de ölen kalan olmadı haliyle cezaevlerine girmediler, okullarından atılmadılar, işkence de görmediler !

İnsan üzerinden komünistlerle oynanmış, Türk üzerinden ülkücülerle...İslamcılar üzerinde oynayan yok çünkü Türkçülere daha sonra Türk İslam Sentezi ikram edilmiş...

DEVRİMCİLER KULLANILDI DA...ÜLKÜCÜLER KULLANILMADI MI ?

Kullanma eylemini kim yapar ? Kim yaptı ? Kullanma eylemini öncelikle emperyalistler ve onların devletlerinin bilgisindeki sistem dediğimiz istihbarat örgütleri. hükümetlerin bilgisi dahilinde yapar.

NECATİ EĞİTİM ÜLKÜCÜLERİ...

Yıl 1978...Ankara Erkek Teknik Öğretmen de okuyorum, SİTE Yurdunda kalıyorum ve Susurluk tan Ülkü Ocakları Başkanı olarak geldiğimden, yurta da OBA Başkanıyım. Oba derken, yurdun bir katındaki, birkaç koğuş diyebilirsiniz buna...Çoğumuz Anadolunun değişik yerlerinden gelmiş, yağız delikanlılarız...Hepimiz ülkücüyüz de, birbirimizi sadece simaen tanıyoruz. İçimizde simaen tanıdığımız biri gelir, şurda olay var yürüyün deyince kimse geri vites yapmaz ! Provakatör olabilecek o kişiyi kimse sorgulamaz ! Veya, falan yerde ülküdaşlarımız dövülüyor, saldırı altındalar denildiği zaman, yine hurra !

Hacettepe de ülküdaşlarımız sayıca çok azınlıktı. Bir gün oradaki arkadaşlarımızın dövüldüğüne dair, yaralanan olduğuna dair bir haber geldi yurda...Ben obamdan kimi bulduysam Hacettepeye gittim ve kantinde oturan solcu öğrencilere saldırdım ve pata küte tabii..Dayak da yedik ama dayak ta attık ! Geri dönüş toplu olmayacak, herkes başının çaresine baksın dedim başkan olarak ve hepimiz farklı yollardan yurda döndük...!

O tarihte, Alparslan TÜRKEŞ’in oğlu, şimdi AKP de milletvekilliği de yapan Y.Tuğrul TÜRKEŞ’in de olduğunu çok aylar sonra öğrendim. Allahtan kantinde değilmiş, yoksa onu da dövebilirdik ! Şimdi düşünüyorum da, sahi kimdi bizi baskına gönderen veya gönderenler ?

1977 NEE öğrenci ama BALIKESİR in cezaevine ilk girenlerinden biri.

Yıl, 1997...Alparslan TÜRKEŞ sağ...Genel merkeze gittim. Türkeş Beyle görüşmeme özel kalem karşı çıkınca, karşı odada oturan Koray AYDIN a gittim ve onunla birlikte girdik makama. Türkeş Bey, Susurluk, Bandırma bu havalisini ve eski tanıdıklarını sordu ve bana şimdiki görevin ne dedi ? ( Ben 1994 te Türkeş in emriyle, Bandırma da MHP nin Cumhuriyet tarihindeki ilk Belediye Başkanı adayı idim ve bunun için öğretmenlikten istifa etmiş, dükkanımı da satmıştım.) Ben ; Görevim yok, MHP de sadece üyeyim dedim. Neden ? Dedi. Ben de fazla düşünmeden ; KULLANILDIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM ! dedim ve bu yüzden artık MHP de aktif görev almak istemediğimi belirttim.

Türkeş Bey ; Masaya vurarak, ÜLKÜCÜ KULLANILMAZ, ÜLKÜCÜ KENDİNİ KULLANDIRMAZ ! dedi ve nedenlerini açıklamamı istedi. İzah ettim !

Şimdi daha kuvvetle diyorum ki ; ÜLKÜCÜLER OLARAK KULLANILDIK EY HALKIM ! Peki kullanım bitti mi ? Bunun takdirini de, sizlere bırakıyorum.

Yani, 1960 Askeri darbesinden sonra, 1971 Muhtırasından sonra, 1980 Darbesine kadar geçen 20 yılda, tarikatların, kapitalistlerin, dincilerin önü açıldı onlar dergah kurdular, fabrika kurdular, bizler ülkücü-devrimci çatışması ile birbirimizi 5.000 öldürdük ! İdam olduk, yaşımız yetmese de yaşımızı büyütüp bizleri idam ettiler...En az 20 binimiz yaralı sakat kaldı, en az 100.000 kişimiz ise ; ya işkencehanelerde sakat bırakıldı ve hapishanelerde süründü ve sabıkalı oldu ve onbinlerce hayat karartıldı.

Kullanım bitti mi ? Cezaevlerinden çıkan ülkücülerden silahlı birliklere elemanlar alındı ve onlarda PKK ile savaştırıldı. Bu arada kullanıldığını anlayanlar (devrimci-ülkücü) silahlı mafya örgütlerini de kurdular tabii. Onlara da yol verildi ki günümüze kadar bu yapılar gelebildi. Şimdi, bir siyasi idam edilen bir ülkücünün bir devrimcinin son bıraktığı mektupları okuyarak ajitasyon yapıyor ve 12 Eylül mağduru yüzbinlerin gönlünü almak için, ölmek üzere olan Kenan EVREN’i yargılayıp idam hükmü veriyor ve git hastanede öl diye bekliyor da, o darbede görev yapmış 1 tane işkenceci, bir tane hakim , bir tane siyasi ve idareci yargılanmıyor ! Ama 12 EYLÜLÜ YARGILADIK diyor birileri, birileri de buna alkış tutuyor nedense ! Türkiyede şu an 500 e yakın tarikat ve cemaat var, ve bu cemaatlerin milyar dolarlık yatırımları var, okulları var, dersaneleri var, yurtları var şimdi de, kimse sormuyor ! Bunlar ne zaman hangi zeminde palazlandı ?

Peki, 12 EYLÜL dahil bütün darbelerinde kollanan Amerikanın bizim çocuklar dediği islamcılar ve sağcılar bugün ne alemde ? Amerikanın talebi olmalı ki, güya geç bırakılmışlar, intikam alıyorlar bol bol ! GEREK ÜLKÜCÜ DÖNEKLER, GEREK KOMÜNİST DEVRİMCİ DÖNEKLER ise güce ram olmuşlar ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin adının değiştirilmesini, üniter yapının 7 federasyona bölünmesini bekleyerek şak şak yapıyorlar da, bizim jenerasyonun idamına gerek kalmadı artık, hergün ölerek sisteme zımnen yardımcı oluyorlar ! Kullanılırken idam edilenler Mustafa PEHLİVANOĞLU, Selçuk DURACIK, Gün SAZAK, Recep HAŞATLI, Ali Bülent ORKAN, Mesut AKARSU kimin umurunda ? Tanrı Türkü Korusun ! 12 EYLÜL 2020 NOGAYTÜRK

BALIKESİR AJANS : http://www.balikesirhaberajansi.com/haber-48143-ramazan-narin-12-eylul-1980de-yazdi..html

Ülkücü şehitleri biliyor musunuz ? https://www.youtube.com/watch?v=Zg-S5rBEl_I

https://www.facebook.com/taner.ozek/videos/10158918565997867/