Kandil - Mevlidlerimiz

KANDİL-İ MEVLiDLERİMİZ-2

( BU YAZI 2013 YILINDA YAYINLANMIŞTIR )

Bu gece camiiye Mevlüt için gidemedim veya sabaha kadar namaz kılıp, ibadet edemedim diye… üzülenleredir bu yazım !
Mübarek gün diye addedilen günlerimizde bakıyorum da, cep telefonlarımızdan ve epostalarımızdan kandil kutlama mesajları, kandile ait bilgiler yağıyor veya sosyal medya ve bilumum medya da bir fetbazlık… bir fetbazlık gösterisidir, alıp başını gidiyor.
Yani önüne gelen islamın fetbazı olmuş, kendi şeyhine, kendi şıhına, kendi evliyasına, kendi hocaefendisine, kendi anasına, kendi babasına gore… habire sunum yapıyorlar. Şimdi bu gece de, medyada, sosyal medyada önüne gelen herkes, kes- kopyala- yapıştır metoduyla, sayfalarımızı MEVLÜD Kutlamalarına, bilgi kirliliğine boğacaklar. Amenna !
İşbu bilgiler İNANÇLA ilgili olunca da, ben ister istemez, insanoğlunu felakete götürmesi muhtemel bir İNANÇ KİRLİLİĞİ ile karşı karşıyayım diye düşünüyorum. Kandil gecelerine,  üç ayların faziletine ait bu bilgilerin çoğu da, kulaktan dolma işkembe-i kübradan atılan bilgileridir. Arapça yazılan her sözü cümleyi, hurafe mi, dayatma mı olduğuna bakmadan, Hz. Muhammedin sözü sahih hadis gibi, kur’an ayeti gibi sunmak, büyük vebaldir.
KANDİL GECELERİ…

Ülkemizde Kandil Geceleri diye bilinen geceler,peygamber veya sahabe veya halifeler dönemlerinde kutlanıp, günümüze gelen geceler olmayıp, atamız Osmanlının Sultan II. Selim 1524-1574  (Kanuni Sultan Süleyman ın Hürrem den doğma oğlu, 76. Halife. Muhteşem YY Dizisinde izliyoruz şimdi.) zamanında başlatılan, minarelerde kandiller yakılarak kutlandığı için de, miraciye, regaibiye, mevlüt gibi isimlerle KANDİL olarak anılan gecelerdir.
Bu gecede MEVLİT KANDİLİNİ kutlayacağız. Ay döngüsüne göre hesap edilen her yıl miladi takvime göre 15 gün eksik olduğu için geriye giden Hicri takvime göre Rabiulevvel ayının on ikinci gecesi olan geceye Mevlid Kandili, Recep ayının ilk cuma gecesi olan geceye Regaib Kandili, yine Recep ayının yirmiyedinci gecesi olan geceye Mirac Kandili, Şaban ayının on beşinci gecesi olan geceye Beraat ve Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olan geceye de Kadir Gecesi diyoruz.

Peygamberimiz SAV, Hz. Peygamber’in sağlığında kendisinin doğum yıl dönümü kutlanmadığı gibi Hulefâ-yı Râşidîn dönemiyle Emevî ve Abbâsî devirlerinde de, mevlidle ilgili bir uygulamaya rastlanmamaktadır. Ashab-ı Kiram, Emevîler ve Abbâsîler dönemlerinde herhangi bir kutlama örneğine rastlanmayan Mevlid kandili,  Peygamber Efendimizin doğum günü olan bu günün / gecenin faziletine dair de, herhangi bir delil mevcut olmadığı halde, 3-4 asır sonra Rebiülevvel ayının 12. Gecesini Peygamberimizin dünyaya teşrif ettiği gece olduğuna vesile ederek (ve muhtemelen hristiyan ve Yahudi geleneklerinden etkilenerek ve Müslümanlar Hristiyan adetlerini kutlamasınlar diye…) doğum gecesi (mevlüt) merasimleri tertip ederek ilk defa kutlamaları yapan, Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin kayınbiraderi Erbil Atabegi Begteginli Muzafferüddin Kökböri  (Ö.1232). ERBİL şimdi Kuzey Irak veya Irak Kürdistanının başkenti konumundadır.
Bu kutlama için toplananlara mevlüt kıssaları (şiirleri) okumayı ilk başlatan da, şii Mısır Fâtımîleridir. Daha sonra bu âdet yaygınlaşarak, Osmanlılarda ve daha sonra da  bütün İslâm ülkelerinde devam etmiştir
Ebû Şâme el-Makdisî, Şehâbeddin el-Kastallânî, İbn Hacer el-Askalânî, Celâleddin es-Suyûti gibi bazı âlimler, Peygamberimizin dünyaya gelmesi sebebi ile sevinmenin, bu gün münasebetiyle muhtaçlara yardım etmenin, Peygamberimize şiirler (mevlid gibi) okumanın güzel birer amel olduğu söyleyerek, bu gibi Mevlid kutlamalarının “bid’at-ı hasene” sayılması gerektiğini söylemişlerdir. Mâlikî fakihi İbnu’l-Hâc el-Abderî, Ömer b. Ali el-Lahmî el-Fâkihânî, İbn Teymiyye, Muhammed Abduh, Abdulaziz İbn Bâz ve Hammûd b. Abdillah et-Tuveycîrî gibi âlimler ise mevlid kutlamalarına, “bid’at-i seyyie” gözüyle bakmış ve buna şiddetle karşı çıkmışlardır.
Oysa Hz. Muhammed, dinde sonradan ortaya çıkan ve hakkında herhangi bir delil bulunmayan bu gibi durumlar hakkında (sahih ise), şöyle buyurmuştur :
"Sonradan ihdas edilen her şey bid'attir"
"İşlerin en kötüsü sonradan ihdas edilenler / ortaya çıkarılanlardır."
"Her bidat dalalettir, her dalalet de ateştedir."
Mezhep kurucusu İmam Malik ise ;  "Kim, bu ümmet içerisinde (din adına) geçmişte olmayan bir şey ihdas ederse (ortaya çıkarırsa) bu kişi, Hz. Peygamber'in Allah tarafından kendisine verilen risalet (elçilik) görevine ihanet ettiğini iddia etmiş olur. Çünkü Allah Teala "…Bugün dininizi olgunlaştırdım; size olan nimetimi tamamladım. Size din olarak İslâm'ı uygun gördüm…" (Mâide, 5/3) buyurmuştur. Bu yüzden, o gün din olmayan (dine dâhil olmayan) şey bugün de din olamaz!"
Sonuç olarak ; Geceleri kutlayalım, bunun belki faydası var, zararı yok ama İslâmî öğreti ile, örf ve adetleri karıştırmayalım. Ne Kur'an'da ve ne de sünnette ne de icmaa da, bugün kitlesel kutladığımız işbu kandil gecelerine işaret vardır. Bu gecelerde, diğer gecelerden farklı olarak Peygamberimizin belli bir rekât sayısı ile veya sayısız rekat namaz kıldığına dair ise, günümüze gelen sağlam bir rivayet veya delil veya bilgi yoktur.

Bu kutlamalar kesinlikle, İslam'ın emri veya bir tavsiyesi de değildir zaten her yıl değişen ay günlerinde  kutlandığı için bilimsel hiç değildir. Mevlit merasimini tertip eden kişi, sadece mevlit okutmuş olmakla dini görevlerini yerine getirmiş, Allah'a olan kulluk borcunu ödemiş gibi, yanlış bir düşünceye kapılmamalıdır. Kandil-i mevlitler Müslüman toplumlar veya o toplumlardaki aklıevveller tarafından (hangi niyetle çıkarıldıklarını bilmiyoruz) ortaya çıkarılmış, ameller niyetlere göredir diye bildiğimiz için de,  gelenek haline gelmişlerdir.
Yine bu güzel âdeti kendisine bir geçim vasıtası yapan kimseler, hafız, mevlithan gibi isimlerle, düzenlenen mevlit cemiyetlerinde dine aykırı bazı davranışlara, sebebiyet vermektedirler.
Kandil gecelerini kutlayan her toplum, her şeyh-şıh-ermiş-evliya-eren-hocaefendi,seyyid kendi kültüründen bir şeyler eklemiş ve böylece bu geceler, gelenekselleşmiştir. Günümüz Türkiyesinde de, kandil geceleri halk camilere akın etmekte, kandil simidi ve tebrikleşmelerle son derece yoğun bir şekilde kandil kutlanmaktadır.
Ayrıca ; bu gibi gecelere, milli piyango vasfı gibi bir vasıf atfedilmesi, bu gecelerde yapılan duaların gerçekleşeceği gibi şeylerin… ileri sürülmesi, fevkalâde yanlıştır. Yanlışlığı öncelikle, müslümanı kolaycılığa ve tembelliğe itmesi yüzündendir. (Hristiyanın papaza günah çıkartması gibi) Piyango gibi belli gün ve gecelerdeki ibadetlerin, diğerlerine nazaran kat be kat üstün olduğuna inanmak, İslâm mantığı, ilim, bilim ve Müslümanlık ve din ile bağdaşmaz. 23.01.2013/  Hz. Ramazan NARİN