Kamu Sendikacılığı

Sendika, çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarını almak; yaşam ve çalışma koşullarını geliştirmek
için kurulmuş bir örgüttür. Bunları kazanabilmek için de her yıl kamuda on bir işkolunda en çok üyeye
sahip sendika ve bağlı olduğu konfederasyon Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı başkanlığındaki
Kamu İşveren Kurumu ile masaya oturur, pazarlık eder.
Bu pazarlıkta taraflar ülke ekonomisindeki büyümeyi, gayrısafi milli hasılayı, o yılki bütçeyi,
ennflasyonu; açlık ve yoksulluk sınırını, istatistikleri vb. masaya getirirler. Amaç gerçekçi bir zam oranı
belirlemektir.
Bu pazarlık sürecinde yetkili konfederasyon masaya ne getirirse getirsin, kim olursa olsun istediği
hakları ve ücret artışını sağlayamaz. Çünkü bu hakları ve ücret artışını sağlayacak araçlardan
yoksundur. Yani masada pazarlık yapacak gücü yoktur. Zaten yasayı çıkaranlar da bunun böyle
olmasını istemişlerdir.
Çalışanların pazarlık gücü sahip olduğu grev hakkından gelir. Çalışanların ekonomik ve sosyal haklarını
kazanabilmelerindeki en etkili araç grevdir.Oysaki, 12 Temmuz 2001’de yürürlüğe giren 4688 sayılı
Kamu Çalışanları Sendika Yasası ise grev hakkını çalışana tanımamıştır.Bu yasa başta eksik çıkmıştır.
Bu nedenle kamu çalışanları, yasanın çıktığı günden bugüne kadar istediği ücret artışını bir türlü
alamamıştır.Çalışanlar yokluk sınırının altında çalışmaya zorunlu bırakılmıştır.
Emeklilerin durumu ise daha kötüdür. Çoğu açlık sınırı olan 2.075 TL’nin altında ücretle yaşamaya
mahkum edilmişlerdir.
Silahlanmaya, savaşa, Suriyelilere para bulan hükümet sıra kamu çalışanlarına gelince bütçenin
yetersizliğinden dem vurmaktadır. Hükümetin yapması geren çalışanına ve tüm insanına, insan
onuruna yakışacak şekilde yaşamını sürdürecek bir ücret vermesidir.
Burada şunu da belirtelim, ülke ekonomisinin büyüdüğü ve geliştiği de koca bir yalan. Büyüyen üç beş
tane işbirlikçi rantiyeci...Halk olarak küçülüyoruz, eriyoruz.
O halde yapılması gerekenilk şey bütün konfederasyonların bir araya gelip bu ucube yasayı çalışanlar
lehine değiştirmeleri olmalıdır. Mücadelelerinin temeline bunu koymalıdırlar. Grev ve toplu sözleşme
hakkını içeren demokratik bir sendika yasasına acil ihtiyaç vardır.
Son söz. Grev hakkı olmayan sendika, olsa olsa dernek olur. Bakanlar kurulu da ücret artışlarını tek
taraflı olarak belirlemeye devam eder. Sendikalar da bu traji-komik oyunun parçası olmaya devam
eder.
GÜLTEKİN MUTLU / Bandırma/13-07-2020