Kafa Yor Çözüm Ara

KAFA YOR ÇÖZÜM ARA

Hamdi Bey okuma meraklısı.

Kitap, dergi, gazete hatta broşür; ne bulursa, hiç bıkmadan usanmadan okuyormuş. Eline geçen bir kitapta; düşündüren, güldüren, meraklandıran ve duygulandıran kısa öyküler varmış. Hamdi Bey en çok da bunları okumaktan zevk alıyor, son satırın son sözcüğünü okumadan kitabı elinden bırakamıyormuş.

Yine başlamış keyifle okumaya. Kah gülüyor, kah hüzünleniyor, bazı satırların aklında kalsın diye altlarını kırmızı kalemle çiziyormuş.

Kitap iki köpeğin yaşam öyküsüymüş.

Öyküye göre; "Bop adında bir köpeği sahibi sürekli bahçede bağlı tutuyormuş. Günde bir kez tasmasından tutup çevrede dolaştırıyor, sonra tekrar bağlıyormuş. Sağlık kontrolleri düzenli yapılsa, mama ve suyu hiç eksik olmasa da Bop hep gergin, hep öfkeli ve biraz da saldırganmış. Çünkü yan komşunun köpeği Fifi' ye gıcık oluyormuş. Fifi bağlı değilmiş. Her sabah bakkala gidip gazete ve taze ekmek alıyor sahibine götürüyormuş. Doğru dürüst gidip gelse iyi. Giderken ağzı boş olduğu işin Bop'a dil çıkartıyor, dönerken de özellikle önünde durup kuyruk sallıyormuş. Bop dakikalarca arkasından havlayıp tasma boynunu iyice acıtıncaya kadar peşinden koşuyor, tasma iyice gerilince, çaresiz yogunluktan kıvrılıp yatıyormuş. Gün oluyor Fifi defalarca önünden geçip aynı hareketleri yaparak Bop'u çileden çıkartıyormuş. Bop bir kez o tasmayı koparsa, ya da bir şekilde serbest kalsa; Fifi'yi anasından doğduğuna pişman edermiş ama ne yazık ki böyle bir olasılık yokmuş. İçerleye içerleye günler, mevsimler geçmiş. Bop üzüntü ve öfkeden hastalanıp günlerce yemek yememiş, o güzelim tüyleri yer yer dökülüp çıplak kalmış, gözlerinin feri sönmüş. Her defasında sahibi veterinere götürüyor tedavi ettiriyor bir şekilde hayatta kalmasını sağlıyormuş da; hayvancağızın neler yaşadığını anlıyamıyormuş. Artık gücü tükenen hayvancık Fifi'ye bağıramaz olmuş. Cansız gibi yattığını gören sahibi, kimseye zarar vermeyeceğini düşünerek tasmasını çıkartıp Bop' u serbest bırakmış. Bop önce durumu algılayamasa da bir süre sonra bağlı olmadığını farketmiş. İştahı açılmış. Hücreleri yeniden canlanmaya başlamış. Kısa zamanda kendini toparlamış. Onun bağlı ve çaresiz olduğunu sanan Fifi geçerken o kışkırtıcı hareketleri yapmaya devam ediyormuş. Güçlenen Bop, Fifi tam önüne gelip cilveli cilveli kuyruğunu sallarken öyle bir fırlayış fırlamış ki Fifi'nin aklı yerinden oynamış. Ekmek bir yana, gazete bir yana Fifi iki metre havaya.... Fifi önde korkudan, Bop arkada öfkeden çılgınlar gibi koşmaya başlamışlar. Koşmuşlar.... koşmuşlar... koşmuşlar.... Hamdi Bey sıkışmış neredeyse altına kaçıracak ama öykünün sonunu merak ettiği için bir türlü kitabı elinden bırakamıyor. Koşmuşlar, koşmuşların sonu da bir türlü gelmiyor. Hamdi Bey sayfaları hızla ama, bir şey kaçırmamak için tek tek çeviriyor . Okuyor, okuyor aynı sözcük! Kitabin son sayfasında şöyle bir cümle;"

Sevgili okur. İyi güzel okuyorsun da, biraz da kafanı yor.!

Haydi bakalım; Buraya kadar ben uydurdum, ben yazdım. Fifi' yi de sen kurtar!

Yaşadığımız ortamlarda Bop'lar, Fifi' ler tanırız. Onları ne kadar anladığımız, onlara ne kadar dokunduğumuz, dertlerine derman, sorunlarına ne kadar çözüm bulduğumuz önemlidir. Onların bize ne öğrettiği yolumuza ne kadar ışık tuttukları önemlidir. Farkındalıkla yaşayacağimız uzun ve sağlıklı ömürlerimiz olsun. Sizi seviyorum. Şu son bir ay hiç yazasım gelmedi. Daha doğrusu; yazasım vardı, çok da yazdım. Ama paylaşasım yoktu, içimden paylaşmak gelmedi. Hani şu tekrarlanmasına karar verilen seçim olayı var ya? İşte ben hala oradayım. Niye, diye soracak olursanız; ben sıradan bir vatandaş olarak kazanılmış bir seçimin, alınmış bir mazbatanın yok sayılıp tekrarlanmasını bir türlü hazmededim. Oyların tekrar tekrar sayılmasını sabırla bekledim. Sonuç değişmedi. Seçime katılan partilerin itirazlarını, verilen cevapları okudum, dinledim ....

Bir şey anladıysam arap olayım!

Bu sözü de kim icat ettiyse, bir kere de ben kullanayım dedim ama, hiç oturmadı. Arap olmaktan kasit, eğer siyahileşmekse. Daha ne isterim. Millet, güneşin altında , solaryumlarda cilt rengini koyulaştırmak için saatlerce kavrulup, avuç dolusu para harcarken böyle şıppadak kararmanın nesine karşı durayım? Yok eğer; arap olayım derken, arap ülkesi vatandaşı olmak kasdediliyor ise; bana gelesiye onun da heveslisi çok. Oralarda doğup büyümüş insanlardan çok daha fazla arap olmuş; kendi öz kimliğini unutmuş insanımız var. Ben neysem oyum. Ne yaparsam yapayım taşıdığım kimliğe ve inançlarıma ihanet etmem....

Evet; nerede kalmıştım?

Ben bu seçim yenilemenin gereğini anlayamadım. Tabii; ben ya da benim gibi pek çok insanın anlamamış olması sonucu değiştirmedi. Seçim 23 Haziran' da tekrarlanacak. Ne değişti de, ne olacak? Sandık aynı sandık, seçmen aynı seçmen, YSK ve diğer görevliler de aynı. Neydi son bilgi?

AKP , CHP , diğer partiler ....... oy almış.

Peki şimdi ne değişti?

Diğer partiler adaylarını çektiler. Sadece İstanbul değil bütün Türkiye hatta dünya, antenlerini açtı gözlerini bu seçime çevirdi, gönlünü bu seçimden çıkacak sonuca ve adalete bağladı. Gerçekten bir yolsuzluk, bir adaletsizlik varsa dilerim bunu yapan hangi şerefsizse; saptanır dünya aleme rezil olur. Bu ülkede ekonomik sıkıntıların üzerine tuz biber ekilmesine neden olan, her sofradan bir lokma eksilterek yeni seçim masrafına eklemenin vebalini üstlenen zihniyete bir daha geçit vermeyecek kadar akıllanmış oluruz. Oy kullanacak olan her vatandaşımız bu kez daha çok dikkat etmeli, vicdanı daha rahat olmalı, hak ve hukuk kurallarına uygun davranmalı. Bu ve önceki dönemlerde yaşananları film şeridi gibi gözünün önünden geçirmeli. Kim nerede yasaları hiçe saydı, kim kime iftira attı, kim kime haksızlık etti, uzun uzun düşünmeli. Vereceği oy üzerinde tekrar tekrar düşünüp insani görevini yaptıktan sonra, verdiği bu oya, sonuna dek sahip çıkmalıdır.

Vatanımızın her köşesi gibi güzel İstanbul' umuzun da; doğru, dürüst," güvenilir adil ve çalışkan bir yönetimle yönetilmeye ihtiyacı var. Yüreğimiz hak , hukuk ve İstanbul için çarpıyor.

ULVİYE KARA AKCOŞ - BANDIRMA -17-06-2019