İğneyi Kendimize Çuvaldızı Başkasına..

"İĞNEYİ KENDİMİZE ÇUVALDIZI BAŞKASINA"

Halk arasında “sermayenin dini imanı paradır” diye sık ve yaygın kullanılan bir söz vardır.
Evet sermayenin önceliğinin din,mezhep,ulus,çevre-doğa değil de, üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet ve artı-değer sömürüsünü, yani burjuvazinin niteliğini belirleyendir, temel özelliği vurgulayan.
Yıllardır her Kasım ay'ı geldiğinde başlayan bir tartışma olup
Aralık-Ocak ayları'nda,
Sınıfsal niteliği bilinen Devlet Aygıtı'nın belirleyiciliğine devredilen,
"Asgari denilen" Açlık Ücreti,
İşsizlik Ödeneği, Kamu çalışanları ile Emeklilerin Maaş artış oranlarının dayatıldığı ve de uygulamaya konulduğu bir süreci daha geride bıraktık.
Açlık ve Yoksulluğun bir ahtapot gibi
Ülkeyi sardığı görülen,
yokluk-yoksulluk-yoksunluğu derinleştirdiği bilinen bu sürecin rakamlarının, yetersiz kalacağı ayan beyan ortada iken,
sınıfsal anlamda geniş yığınlara ulaşıp dokunamayan, altı boş-şov amaçlı, popülist yaklaşımlar eşliğinde,
mücadele sürdürüldüğü iddiasında bulunabilmek, 
"biz iktidara gelince" söyleminin peşine takılarak, konunun sınıfsal özünü vurgulamaktan uzak,
Yaptırım gücü bulunmayan "Genel Örgütsüzlük" halimizin sorunların aşılmasında ki yetersizliğini bir kez daha test ettik.
Kabullenecekmiyiz? Tabi ki Hayır.
Genel bir örgütlülüğe ve Yaptırım gücüne ulaşmadan, sadece söz söyleyerek Burjuvaziden sonuç bekleme halinin günümüzde,
İşçilere-Emekçilere, Kamu çalışanlarına, Emeklilere ve geniş halk yığınlarına kazandıracağı hiçbir şeyin, artık kalmadığı gerçeğiyle,
bir kez daha yüzleştik.
Görülmesi ve yüzleşilmesi gereken önemli eksikliklerimizden olan ve içinden geçtiğimiz süreçten,
çıkış yolunu tarifleyen ve
farklılıklar içeren yol ve yöntemlerin,
Sınıfsal bir mücadele zemininde buluşturulamadığı gerçeğinin de olumsuzluğunu, hep birlikte derinden hissettik.
Herşeyden önce tüm bu yaşananların ardında ki belirleyici faktörün, Sermaye Sınıfı ile İşçi Sınıfı arasındaki sınıfsal mücadelenin, sömürüye dayalı uzlaşmaz çelişki sonucu yaşanan bir süreç olduğu gerçeğini, henüz daha yeterince kavranılıp, anlatılamadığı bir savrulma içinde olma halimizin, göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamak,artık abartı görülmese gerek.
Tıpkı "İğneyi Kendimize, Çuvaldızı Başkasına" Batır deyiminde olduğu gibi.
Burjuvazi'nin Parlamento İçi Siyasi arenada muhalif rolü üstlenen Politik Adreslerinin, Sınıfsal Mücadele'nin önünü kesmeye dönük rolü ve işleyişi gerçeğini kavrayıp içselleştirmeden,
Kapitalist üretim ilişkilerinin belirleyici rolü eşliğinde şekillendirilen Siyasal gelişmelerin, Burjuvazinin farklı siyasi aparatları (İktidar ile Parlamento içi Muhalefet) arasında çelişki gibi gösterilip sunulan, ancak özünde sınıfsal çıkış noktası ve karakterinin aynılığı ve benzerliliğinin, geniş yığınların bilincine taşınmasında, Parlamento dışı Muhalefet Partileri, Sendikalar, Konfederasyonlar, Platformlar ve Çevrelerin, Sınıfsal özden uzak ve yetersizliği açık bir şekilde görünen, yaklaşımlarını da vurgulamadan geçmek,
bir diğer önemli yetersizliğimize ve eksikliğimize gözlerimizi kapamak anlamı taşımaz mı?
Kapitalist Sistem ve onun farklı isimlerdeki siyasi uygulayıcılarının,
Bugün ülkenin içinden geçtiği ve sistemin kendi iç çelişkileri sonucu ortaya çıkan, yönetim zaafiyetinin aşılıp, hegomonyasını sürdürebilme adına, İşçi Sınıfı ve geniş Halk yığınlarının önüne, umut diye sürülmesi, yeni bir şeymiş gibi sunulmaya çalışılan söylemler eşliğinde, gündeme taşınan ve seçimlere endekslenen bir belirsizlikler süreci ile karşı karşıyayız.
Kapitalist Üretim Tarzının tarihsel süreç içindeki rolü ve işleyişinin aşılıp,
İnsani Yaşam koşullarına nasıl ulaşılacağı mücadelesi'nde, hiçbir yol ve yöntemi mutlaklaştırmadan,  programatik bir geçiş süreci anlayışının etrafının örülüp, bilince çıkarılması ve Geniş Halk Yığınlarına taşınabilmesi faaliyeti,
artık günümüzde olması gerekendir.
Sınıf Mücadelesi Dinamiklerinin,
Öncelikli Temel görevi,
İşçi Sınıfı Biliminin tariflediği
Sosyalist Üretim İlişkilerinin,
her türlü sapmanın bertaraf edildiği
bir süreç sonunda, egemen kılınacağı
ve bir üst aşamaya taşınması görevidir..

21-01-2022/İZZET KUVANLIKLI/BANDIRMA