Hem Utandım Hem Üzüldüm

HEM UTANDIM HEM ÜZÜLDÜM
     Geçen hafta Bandırma' da kutladığımız festvalin son günü, festivalle ilgili düşüncelerimi bütün samimiyetimle yazdım ve paylaştım. Yazı kısa zamanda pek çok değerli okura ulaştı. Yazdıklarımın hepsinin yine  arkasındayım. Yazımla ilgili yorum yapan herkese çok teşekkür ediyorum. Sadece genç bir hanım okuyucudan gelen yorum; bana madalyonun arka yüzüne de bakmam gerektiğini hatırlattı.  Hiç de yabancısı olmadığımız bir konunun, sadece görünen yüzüne, bakıp, yazmak, paylaşmak  doğru değil. Hele ki;  koskoca dünyada  sadece bize kısmet olmuş bu değerli  doğa harikasının tek yüzü olabilir mi?
        Kuşceneti  İlimiz sınırları içinde Manyas Gölü üzerinde göçmen kuş meraklılarının çokça ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor. Sadece göçmen kuşların değil yerel kuşların da barınağı 25 bin hektarlık bir alan. 1959 da milli park statüsüne alınmış.Tepeli pelikan, ak pelikan, balıkçil, kaşıkçı, karabatak, yaban kazı, yaban ördeği başta olmak üzere bir çok kuş türünün, burayı kuluçka yatıp yavrularını burada yetiştirmeyi seçmiş olmasının evrensel değeri kelimelerle zaten anlatılamaz. Bir de bu çevreye yerleşmiş, yaşam kurmuş geçimini bu topraklardan sağlayan insanlar var. İşte yazımın altına yorum yapan hanımın yazdıkları ise; bu insanların çığlığı.
       Kim duyar, kimlere ulaşır, kimlerin yüreğine dokunur,  kimlerin tüylerini ürpertir bilmiyorum . Ama ben öğrendiklerimi ve düşüncelerimi abartmadan yazıyorum, yazacacağım...
        OSB 1997 de 150 hektar üzerine kuruLdu. Coğrafi konum , özelleşen konteynIr hizmeti verilen ve demiryolu lojistik imkanları  nedeniyle yatırımcılar için önemli bir seçenek. Yoğun arsa talebi , 52 parselin tamamı tahsis edilip 35 firma üretim, 15 firma inşaat  iki  firma ise proje  aşamasına gelmiş bile. 205 hektarlık bir alan 2. etap genişleme alanı olarak OSB ' ye tahsis edilmiş. Bu sanayi yatırımlarının planlı ve organize bir şekilde hayata geçirilmesi için kollar sıvanmış çalışmalar yoğunlaşmış. Seçilen alan rizaen veya  kamulaştırma yolu ile  el değiştirmiş.
 1997 den beri  bu gidişatın doğru olmadığını düşünen, konuyu dile getiren, mücadele eden değerli kurum ve kuruluşlar ne yazık ki toplumun sahip çıkmaması, yetkililerin elini taşın altına sokmamaları nedeniyle başarılı olamamışlar.  Gerçek bu kadar iç acıtan bir noktaya gelmişken,   cehenneme dönüşmekte olan cennetin festivalini de  keyifle yaptık ya! Ne demeli bilemiyorum!    Yüzlerce kuş yurdundan yuvasından olma tehlikesiyle karşı karşıya ise, yüzlerce hektar tarım alanı,  ülke açlığa giderken  tarım niteliğini kaybediyorsa, insanlar ellerindeki tek geçim kaynağını OSB ye kurban veriyorsa, konunun bu yüzü festivalde görülmüyor, konuşulmuyorsa  yazık bize! Yazıklar olsun hepimize...Bu arada toplumu ve yetkilileri uyarmaya çalışan,  göç yolunda yaşanacak afeti, Gönen Barajı'nı besleyen Manyas Gölünün karşılaşacağı tehlike  altında olduğunu iddia eden kişi kurum ve kuruluşlara sırtını dönen  yetkililer ve OSB destekçileri; başınızı yastığa huzur içinde koymanın, evlatlarınıza, torunlarınıza, bu arada kemikleri sızlayan ecdadınıza vereceğiniz cevabı hazırda tutun!
       Türkiye  tarım ülkesi kimliğinden çıkıp sanayi ülkesi haline gelmeye çalışırken  faturanın bir ucu  da size dokunacaktır. Yanlış anlaşılmasın; kimse sanayi karşıtı değil! Sadece;  kaş yaparken göz çıkartmamak gerekir! Sanayi gelişirken, var olan değerleri ezmemek, doğaya, hayvana, bitkiye ve insana zarar vermemek asıl olmalı. Teknolojide lojistik sağlamak çok mu zor?   Sanayide devrim yapmış ülkelere bakın;  vadilere zarar vermemek için dağlar arasına asma köprüler kurulmuş.  Vadideki tek bir ırmağın yatağını değiştirmemek için;  dağların yamaçları teraslanarak ekim arazileri yaratılmış,  okyanusun azgın dalgalarından ekim arazilerini korumak için yüzlerce , binlerce  kilometrelik kanallar açılmış.   Kimse  (oldu da bitti)lerle övünmüyor! Düşünüyor, araştırıyor, her kesimin fikrini alıyor, önemli mevkilere ehil kişileri getiriyor, planlıyor... Sonra adım atıyor. Yanlışlık varsa en kısa yoldan geri dönüyor,  yanlış konan taşın üzerine yeni bir yanlış  taş koyarak yapılan kulenin hayırlı olmayacağını biliyor.  Sanayi devrimi böyle gerçekleşiyor!
                                   ULVİYE KARA AKCOŞ/BANDIRMA/15-06-2022