Hak,Adalet ve Eşitlik

HAK,ADALET, VE EŞİTLİK
Siz hiç duydunuz mu ; ömrü boyunca yük taşıyan eşeğin, sahibine baş kaldırdığını? Canından bezip kendini yüksek, yamaçtan boşluğa bırakarak intihar ettiğini? Eşeklerin toplanıp hak istediklerini, işi bırakma kararı aldıklarını? Kırk elli yaşına gelmiş, hiç eşek görmemiş olan ne çok insan vardır aramızda. Şehirde doğup büyüyen nerde görsün ki eşeği? Onların çoğu, tavuk ve horozu da resimlerden, filmlerden bilirler. Bilenler bilir de ; ben bilmeyenler için yazıyorum. Onbeş, Yirmi tavuğun olduğu kümesde; tek bir horoz vardır. Bütün tavukların kocasıdır. Bir tek tavuk çıkıp da; durup durup tepesine çıkan horoza ( Yetti lan! İn aşağı!) deyip canını kurtarmayı denemez. Tavuklar birlik olsa var ya! O horoz, yerde gökte kendine yaşayacak yer bulamaz. Hani nerde hak, nerde adalet???? Yok...! Doğada, ilkellikte; hak da yok, adalet de...Eşitlik de yok!
Büyük balık, küçük balığı yer... Kurt kuzuyu parçalar..Ördek derede ne kadar solucan , böcek varsa indirir gursağına. Kimse hesap sormaz. Hayvanat bahçesindeki aslananın, kaplanın önüne diri diri bir oğlak veya tavşan atılır parçalasın yesin diye...Bunu yapan da; kendi dünyasında eşitlik, hak ve adalete ihtiyaç duyan insanoğludur. Dünyada hiç bir canlının eşi, tıpatıp benzeri yoktur. İlla onları birbirinden ayıran bir nüans vardır. Ağaç ağaca benzemez, kuş , kuşa... İnsan insana... Boyu benzese, huyu benzemez. Huyu benzese kaderi planı farklıdır.
Kimi insan saraylarda doğar, altın kaplama beşiklerde, ipek kundaklara sarılarak büyür....Kimi insan doğduğu gibi naylon poşetle çöp kutusuna bırakılır. Doğada adalet hak ve eşitlik aranmaz, ilkellik hakimdir
O halde neden yüzlerce insan; hak, adalet ve eşitlik arayışında? Kalın kalın kitaplara sıralanmış yasalar var, mahkemeler var, hukuk fakülteleri var, hakimler, savcılar , avukatlar var.
Çünkü insan düşünen ve sürekli evrimleşen varlık. Hak, adalet ve eşitlik kavramı uygarlıkla birlikte doğmuş, uyarlık geliştikçe büyüyüp gelişmiş. İnsanı diğer canlılardan üstün tutmuş. Geri kalmış ülkelerde hukuk olmaz. Hukuk uygar insanların olamazsa olmazı, onların en üstün değeridir. Hukuk' a saygısı olmayan, onu yok sayan varlık henüz ilkellikten kurtulamamıştır. Kısacası hak adalet ve eşitlik sağlayabildiğimiz kadar insanız.
Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyetini kurdu. CUMHURİYET YÖNETİMİ' nde: toplumun seçtiği milletvekillerinden oluşan Büyük Millet Meclisi vardır. Yasalar bu mecliste hazırlanır ve şekillenir. Devleti Cumhurbaşkanı temsil eder, yasalar onun onayından geçer. Yargı ve yasama yetkisi bu meclise aittir. Artık kadıların kara kaplı deftere bakıp kafasına göre karar verdiği dönem kapanmıştır. Bunun dönüşü yoktur.
Demokrasinin bir ülkede yerleşmesi kolay değildir, sancılı dönemlerden geçilir. Toplum ne kadar uygar, bireyler ne kadar bilinçliyse sancılı dönemler o kadar kısa sürer. Toplumun bu sınavlarda alacağı başarı puanı eğitim kalitesiyle ilgilidir.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile biz bu sistemin kuruluşunu kutluyoruz. Demokrasi yolunda ne kadar yol aldığımız veya alamadığımızı hep birlikte düşünüp değerlendirmemiz gerekir. Bu sisteme inanan ve güvenenler pandami nedeniyle sokaklarda kutlama yapamıyacaklar. Bayraklarla donatılan evler ve iş yerleri bunun göstergesi olacak. Balkonlardan milli marşlar söylenecek. Çocuk ve gençlere günün önem ve anlamı anlatılacak. Belediyeler topluma minik kutlama sürprizleri yapacaklar. DÜNYANIN VE ULUSUMUZUN CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN!
ULVİYE KARA AKCOŞ-26-10-2020 - BANDIRMA