Gecenin Bir Vakti..

GECENİN BİR VAKTİ…

Karanlık gökyüzünde çok uzaklarda titrek, cılız yıldız ışıkları. Bahçemizdeki yüzyıllık meşe ağacının yapraklarını okşayan serin rüzgarın parmaklarından süzülen ürpertici, hafif,  sürekli bir uğultu. Vaktiyle, çocukluk yıllarımdaki çobanlık günlerimi  anımsatsın  diye ulu  meşemizin  ince  dallarına bağlayıp bıraktığım küçük çıngırakların arada bir sallanıp yaydıkları doğaçlama hafif gece müziği.  Arada bir,  bir yerlerden süzülüp gelen, sonra ağustos böceklerinin gecenin içinde silinip giden hüzünlü cırıltıları… Kısa ömürlü yaz  gecelerinden biri daha akıp gidiyor işte…

Sevgili ev halkım derin, tatlı bir uykuda. Ben ise çok yorucu bir günün ardından  gecenin bir vakti bir başıma balkonda, günün yorgunluğundan, gerginliğinden sıyrılabilme çabasındayım. Meşe dallarının, yapraklarının tatlı uğultusu bedenimin yorgunluğunu usul usul soyup götürüyor olsa da,  gerginliğim öyle rüzgarın peşine takılıp gidiverecek gibi değil.  Yüz binlerce, belki de milyonlarca gencimizin yıllarca hazırlanıp, bekleyip girdikleri kamu personeli seçme sınavında bir kez daha düş kırıklığına uğramalarını nasıl sindireceğimizi düşündükçe apaçık bunalıyorum. En az yirmi yıldır sürüp giden soru hırsızlıklarının devleti ele geçirme çabasındaki siyasal milliyetçi-mukaddesatçı (!), siyasal İslamcı gruplarca düzenlenip yürütüldüğü, soruşturma raporlarında her olaydan sonra bir kez daha saptanıp yetkililere bildirildiği halde ne yazık ki bu namussuzluğun sonu bir türlü gelmiyor. Ve ne yazık ki, yazılı sınavları çok yüksek puanlarla geçen pek çok genç insan, aynı zihniyetin temsilcilerince MÜLAKAT denilen iğrenç tezgahla işsizliğe, başarısızlığa, umutsuzluğa  mahkum ediliyor. Bu onursuzluğun, bu iğrençliğin siyasi sorumlularının  yine de mağdurların bir kısmınca seçim sandıklarında  destekleniyor olmasını kabullenmek anlaşılır iş değil.

Bir başka bunaltıcı, başkaldırtıcı, ruhsal gerginlikleri arttırıcı sorun: Köyümüz halkının bir kısmı, tek geçim kaynakları olan hayvan bakıcılığından vaz geçme aşamasında; İnek ve koyun sürülerini küçültmek ya da tümden elden çıkarma girişiminde…  Sonra ne yapacaklar? Bunun cevabını veremiyorlar.  Bildikleri, bu işi yaptıkça zararlarının her gün biraz daha büyüdüğü, büyüyeceği…

Evet; gecenin bir vakti.  Doğu ufkunun ağarması yakın. Meşenin dallarını, yapraklarını serin parmaklarıyla usul usul okşayıp geçen rüzgarın hafif uğultusu giderek şiddetleniyor. Ağustos böceklerinin cırıltısı sustu. Şimdi sessizce evden çıkıp tenha yollarda bir süre yürümek.

Belki biraz rahatlayıp uykuyu yakalamak mümkün olur.

06-08-2022/ rREMZİ KISA/ KOCAPINAR - GÖNEN