Davos Başladı. Vahşi Kapitalizmin Çöküşünü Geciktirme Arayışları

DÜNYA EKONOMİK FORUMU VE KAPİTALİZMİN ÜZERİNE ÇÖKEN SOSYALİZM  HAYALETİ

Mehmet Leventoğlu

İsviçre'nin Davos kasabasında bu yıl  50’incisi yapılan  Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF) önde gelen siyaset, iş dünyası, bilim insanları ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan 3 bin civarında kişi katılıyor.

Bu yılki zirvede, küresel iklim krizi başlığı öne çıkarılarak asıl ana gündem sorunu dijital ve yapay zeka ile değişime hazırlıksız yakalanan  dünya kapitalizmnin çöküşünü geciktirme arayışları üzerine otorumlar düzenlenerek tartışılacak.

Yapay zeka,İnternet ticareti robot ve kobotlara ani ve çok hızlı değişime yönelen dünyada liberal vahşi kapitalizm ve Milton Friedman'ın önerdiği ve yıllardır kapitalist sosyal demokrat fark etmez genel  uygulamada olan  "Hissedarlar Kapitalizmi"  yerine bir başka çözüm formülü üzerinde tartışmalar yaşanacak. Davos Dünya Ekonomik Forumunda  iş, toplum ve teknolojinin geleceği, adil ekonomiler ve sağlıklı gelecek başlıklarının da yer aldığı konular  oturumlarda tartışılacak.

Hissedarlar Kapitalizmi yerine önerilen çözüm Dünya  WEF’in kurucusu ve CEO’su Klaus Schwab’ın, ilk kez 1973’teki zirvede açıkladığı “Paydaşlar Kapitalizmi” 
 Dünyanın ve insanlığın geleceğini tehdit eden adaletli küresel paylaşım sorunların ağırlaştığı, dünya ekonomisindeki büyümenin yavaşladığı buna karşın borsaların  sermayeyi elinde bulunduran elitlerin lehine yeni rekorlar kırdığı ve pek çok ülkede halinden memnun olmayan kitlelerin başta Fransa olmak üzere yaygın protesto eylemlerine yöneldiği bir yılın ardından, bu yılki Davos zirvesi farklı çözüm arayışlarının gündeme gelerek nasıl öneriler çıkacağı merakla bekleniyor.

Davos’ta dünya zenginliğini proleterya aleyhine kendilerine tahsis eden DÜNYA ELİTLERİ, SERMAYE SAHİPLERİ VE YEREL KOMPRADORLAR kendilerini bekleyen mutlak geleceği geciktirmek için farklı  bir kapitalizm arayışında ..
Refah içinde yaşayan sınırlarla çevrili coğrafyalar dışında sefalet içinde yaşamaya mahküm edilmiş kitleler arasında ki uçurum igderek çıplak gerçek olarak  internet ağları aracılığıyla  dünyanın her tarafında izlenebilir olması  yerelde sınıflar arasındaki eşitsizliklerin  devletler arasında da belirginleşmesi gerginliğin tırmanışına yol açan temel neden olarak gösteriliyor.  Eşitsizliğin ve çözümsüzlüğün tırmandığı ortamda popülist liderlerle kontrol altında tutulmaya çalışılan ,üretilen senaruyolarla belli coğrafyalarda çıkarılan suni savaşlar  ve diğer baskı araçlarıyla kontrol altında tutulmaya çalışılan  kitlelerin kontrolü çıkmaza girdi. Kapitalizmin kendi içinde yarattığı krizlerin kendini yok edeceği savından hareketle  süreyi uzatma çabalarında neler ortaya konacak bekleyip göreceğiz. Hiç yaşanmamış hiç aklımıza gelemeyecek projelerle karşı karşıya kalabiliriz. Hiç kimse hazırlık yapmasın . Nerden gelecek derseniz benim favorim herkesi ilgilendiren sağlık başlığıdır.  Sermaye ve üreten sınıf  işbirlikçiliğine yönelik verieln  ödünlerle çökmekte olan bir başka deyişle diyalektik sürecini yaşayan kapitalizmin ömrünü uzatma çabalarının  tartışılacağı  Davos’ta. Dünya Ekonomik Forumu nun 50. ci buluşmasından nasıl bir manifesto çıkacak ekonomistlerijn merak konusu oldu.

 Davos ta  “dünyanın durumunu iyileştirmek” başlığı altında  başta kitlelere pompalanan algı dayatması  iklim değişimi olmak üzere, gezegenimizin geleceğini tehdit eden sorunlar  başlığı altında gündem maddeleriyle temel başlığın  ne kadar gizlenebileceğini göreceğiz. Nitekim dünya ekonomisinin baş aktörü ve çevreyi en çok kirletici ülke olduğu halde  iklim değişimi olgusunun varlığını bile kabul etmeyen ABD Başkanı Donald Trump gerçeği çelişkileri ortaya koyan en net örenek. Ve küresel hegamonyanın medya aktörelerinin ortaya attığı son figür i 16 yaşındaki aktivist Greta Thunberg’in kullanıldığı çok sayıda romantik senaryolar kurgularda izleneceğini söyleyebilirim.

Temel sorunun sadece üretimden pay alamayan yerel ve küresel proleteryanın kontrol alınmasından başka bir şey olmayan Davos görüşmelerinde  Dünyanın ve insanlığın geleceğini tehdit eden sorunlar başlığı altında pek çok sanal başlıkla  medya kanallarıyla dünyaya servis edilecek. Ve algı operasyonlarıyla suni sorunlarla üretilen savaşlarla ,bütçesi küresel şirketlerce karşılanan terör örgütleriyle dünya kamuoyu yine meşgul edilecek yine korku senaryolarıyla  Küresel kapitalizmin ve liberal demokrasinin geleceğinin bile sorgulandığı ve popülizmin ciddi bir tehdit haline geldiği ortamda özgüveni hayli sarsılan küresel elitlerin, özellikle de zengin elitler ve onların yerel işbirlikçileri ortakları kompradorlar tarafından maşalığı yapılacak.

 Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucu başkanı Klaus Schwab  kapitalizmin bugünkü işleyiş biçiminin birçok ülkede sistemin toplum gözündeki itibarını sarstığını ve hissedar yapmak sanal ortak etmekle ve beyaz yakalıların  sınıfına ihanet etmeleriyle sürdürülen baskıcı sistemlerin kontrolü giderek kaybedeceği varsayımı ile  alternatif arayan yaklaşımların güçlenmesi üzerine  yıllar önce ortaya attığı ‘paydaşlar kapitalizmi’ kavramını yeniden gündeme getirmesi bekleniyor.

"1987’de Dünya Ekonomik Forumu’na dönüşen Avrupa Yöneticilik Sempozyumu’nu ilk kez 1970’de Davos’ta düzenleyen Dr.Klaus Schwab, bu yılki toplantıda iş dünyasına benimsetmek istediği ‘paydaşlar kapitalizmi’ manifestosunun ilk versiyonunu da 1973 yılında Davos’ta açıklamış. Ancak 1970’lerin sonunda yükselişe geçen neoliberal dalganın etkisiyle Dr.Schwab’ın savunduğu ‘paydaşlar kapitalizmi’ değil, fikir babalığını ünlü ekonomist Milton Friedman’ın yaptığı ‘hissedarlar kapitalizmi’ benimsenmişti" ve  Bugün gelinen noktada kendi haklılığının kanıtlandığını düşünen Klaus Schwab, Dünya Ekonomik Forumu’nun geçen ay yayınladığı ‘yeni paydaşlar kapitalizmi’ manifestosunu bu yıl Davos’ta iş dünyasına yeniden benimsetme uğraşında olacağı Davos'un geleneksel izleyicisi ekonomist Osman Ulugay Hoca tarafından iletildi.

Ulugay'a göre 

Dünya Ekonomik Forumu’nun başlıca gelir kaynağı olan büyük şirketlerin 1980’lerden bu yana benimsediği yaklaşımı sert bir dille uyarmaktan çekinmeyen Schwab’a göre, yalnızca hissedarlarının çıkarlarını gözeten şirketlerin uyguladığı ‘hissedarlar kapitalizmi’ dünyayı çok boyutlu bir çıkmaza sürüklüyor.

Yine Osman Ulugay'ın yazısından devam edersek

"Kapitalizmin ve liberal demokrasinin geleceğini de tehdit eden bu sürecin ancak ‘paydaşlar kapitalizmi’ ile aşılabileceğini vurgulayan Schwab, şöyle diyor: “Dünyadaki şirketler bugün yaşamsal bir tercihle karşı karşıya. Ya ‘paydaşlar kapitalizmini’ benimseyecek şirketler ve yalnızca hissedarlarının elde edeceği karı artırmayı düşünmeyecek; şirket çalışanlarının, müşterilerinin, tedarikçilerinin memnuniyetini ve içinde yaşadığı toplumun hassasiyetlerini de düşünerek yoluna devam edecek. Ya da salt hissedarlara ve yalnızca kara odaklı eski anlayışta ısrar edecek şirketler ve günün sonunda ihmal ettikleri paydaşların baskısıyla mecburen değişmeye zorlanacaklar.”

ABD’nin önde gelen şirketlerin tepe yöneticilerinin oluşturduğu Business Roundtable’ın geçen yıl yaptığı toplantıda ’paydaşlar kapitalizmini’ benimseme kararı almış olması Dr.Schwab’ı umutlandırıyor. Bu karara imza koyan 181 tepe yönetici arasında JP Morgan Chase CEO’su Jamie Dimon, IBM CEO’su Ginni Rometty ve Johnson&Johnson CEO’su Alex Gorsky fibi ünlü ve etkili isimlerin bulunması da Schwab’ın umudunu artırıyor.

ABD iş dünyasında bu karara karşı çıkan ve “kendimizi kandırmayalım, bu heveslerden vazgeçip işimize bakalım” diyenler olduğu gibi bu kararı, eşitsizliğin arttığı ortamda soldan esmeye başlayan rüzgarları yumuşatmaya yönelik göstermelik bir adım olarak niteleyenler de var. Ünlü ekonomist Joseph Stiglitz ise devletin gerekli özendirici düzenlemeleri yapmadığı ortamda şirketlerin ‘paydaşlar kapitalizmi’ tercihine yönelmesinin kolay olmadığını belirtiyor.

Davos’ta konuşulanların Davos’ta kaldığı iddia edilsede  küresel elitlerin kendi içinde de acımasız rekabet oluşturup birbirini yok etmek istediği şartlarda dijital devrimin  küresel dönüşüme yol açtığı son 30-40 yılda dünyayı bambaşka bir yer haline getirmiş olması ve bunun devamının kontrol edilebilir ve  öngörülebilir olmaktan çıkması  Dünya Ekonomik Forumunun en acımasız hayaleti olacağı kuşkusuz.

21-01-2020/BANDIRMA GERÇEK/ haber yorum.. MEHMET LEVENTOĞLU