Çiftçiler Günü ve Belediyenin Tutumu

ÇİFTÇİLER GÜNÜ VE BELEDİYENİN TUTUMU

Dünya Çiftçiler Günü 14 Mayıs 1946’da Uluslararası Tarımsal Üreticiler Federasyonunun kurulmasından sonra her yıl pek çok ülkede kutlanır.

Diğer ülkelerde bugün, çiftçiler sorunlarını özgürce ortaya koyup çözüm önerileri sunarak hükümetler üstünde baskı uygular.

Ülkemizde ise baskıyı hükümet çiftçiler üzerine uygular. Türkiye Ziraat Odaları Birliği de bu federasyonun üyesi olarak hükümete yardım eder.

Çiftçilik mesleği en kutsal meslekler arasındadır. Bütün doğal afetler ve savaşlar sırasında veya sonrasında insanlık öncelikle iki şeye ihtiyaç duyar. Biri gıda, diğeri sağlıktır.

Çiftçilik sadece bir meslek değil aynı zamanda zanaatkarlıktır. Alaylı olmak önemlidir. Çiftçi ekip biçtiği toprağını, sütünü sağdığı hayvanını, suyunu içtiği deresini iyi tanır. Onun derdini tasasını en iyi o bilir. Çiftçi sadece kendi karnını doyurmaz. Gökte uçan kuştan topraktaki börtü böceğe kadar tüm canlıların karnını doyurur. Bunu bilen Mustafa Kemal cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra Köylüyü Milletin efendisi ilan etmiştir. En zor zamanlarda çiftçinin sırtındaki aşar vergisini kaldırmış, birçok kurum ve kuruluşu çiftçinin hizmetine sunmuştur. Cumhuriyetin Kurucularına ‘’3-5 sarhoş’’ diye beyinsizliklerini itiraf edenler, onların yüzyıl önceki düşüncelerinin kırıntılarına bile anlayamazlar.

Dünyanın 2019 Aralık ayından buyana yaşadığı koronavirüs salgını bir kez daha kör gözlere parmak sokmuştur. Ulusların geleceği altın madenlerinde değil, tarım alanlarındadır. Yeri geldiği her zaman ifade ettiğim gibi ABD Irak’ı işgal ettikten sonra ilk yağmaladığı kaynak Mezopotamya Bölgesindeki bitkisel ve hayvansal gen kaynaklarıdır. Bu biyolojik zenginlik bölgesinde bulunan Türkiye’de 3300 adet bitki türü yaşamaktadır. Var olan bu zenginliği göremeyen genel ve yerel yöneticiler Dipsiz Göl’ü hazine aramak için kuruttukları gibi şimdi en verimli ovaları kurutacaklar binlerce köylü üretim alanlarının yok oluşuyla perişan olacaktır.

Bir yanda iktidarın uygulamalarıyla 100’den fazla üründe net ithalatçı durumuna gelmiş Türkiye, öte yanda yerel yöneticilerin şehirde rant yaratmak uğruna talana açtıkları Türkiye. Genel siyasette yolu, düsturu belli bir iktidarın farklı bir politika izlemesini beklemek ‘’abesle iştigaldir.’’ Ancak sosyal demokrat maskesiyle seçmenlerinden oy alarak göreve gelen belediye başkanlarının uygulamalarını anlamak mümkün değildir.

Türkiye’deki tarım politikalarının nerelerde, ne şekilde belirlendiğini daha önce bu köşede pek çok defa yazdım. Tekrarlamaya gerek yok. Nasıl olsa duyan da yok, çözüm arayanda yok, bu sorunları dile getiren örgütte yok.

Ama yerel yönetimde görev alan ve özellikle Gönen, Manyas, Erdek ilçelerine göre daha ön planda olan Bandırma belediye başkanına bir çift sözüm var. Yukarıda adını saydığım üç ilçenin belediye başkanlarıyla aynı partidensiniz. Bir gün Gönen’e gidin. Oradan ara yoldan Manyas üzerinden Okçugöl’e çıkın. Yalnız yolculuk esnasında telefonunuzu kapatıp sadece yol boylarındaki tarlalara, çiftçilere, mevsimlik işçilere, merada otlayan hayvanlara bakın. Ama görmek için bakın. Anlamak için. O koltuklarda, lüks içinde oturduğunuz binalarda, sosyal demokrat maskeyle liberalizmin bayraktarlığını yaptığınız politikaların nelere malolacağını görün.

Sayın Tosun; sizden önceki başkan rant yaratmak uğruna Metal Organize Sanayi belasını bu bölgenin başına sardı. Siz bu belayı sürdürmekte ısrar ettiğiniz gibi daha büyük belalar açmak için adeta selefinizle yarış ediyorsunuz. Halkçı belediyecilik 3-5 dönüm çim alan yetiştirmekle, ayda 3-5 evin temizliğini yapmakla, 8-10 aileye sosyal yardımda bulunmakla yapılmaz. Halkçı belediyecilik tüm canlıların ve gelecek nesillerin yaşam hakkını savunmakla yapılır.

İtiraf etmeliyim ki ne siz halktansınız ve  ne ilçe başkanınız, ne de Bandırma’yı dizayn etmeye çalışan eski başkanlarınız ve milletvekilleriniz . Sizler siyasal kariyer uğruna sosyal demokrat maske takmış birer liberalsiniz. O yüzden bir an önce gerçek kimliğinizle ortaya çıkın ki cümle alem görsün. Dürüstlükte fazilettir. Oynamayın, gerçek yüzlerinizle çıkın niyetlerinizi ortaya koyun. Belki daha çok sevileceksiniz kimbilir. CHP içinde AKP’nin doğa ve tarım alanlarını talan politikalarına alet olmak kadar acı bir durum yok. Destek verdiğiniz hiçbir kararın açıklamasını halkla paylaşmıyorsunuz. Yücel Yılmaz’la can ciğer kuzu sarması halinde bölgeyi katlediyorsunuz.

Rant yaratmak uğruna bölgeyi katlediyorsunuz.

15-05-2020